4. Hukuk Dairesi 2019/839 E. , 2019/5450 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ...İnşaat San. ve Tic. Ltd. Şti. aleyhine 08/10/2010 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 19/10/2015 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-) Davacının toz zararına ilişkin temyiz itirazları yönünden;
Dava, haksız eylem nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçeli karar başlığına davacı şirket ünvanının ...İnşaat San. ve Tic. Ltd. Şti. yazılması gerekirken (Farsel) ...İnşaat San. ve Tic. Ltd. Şti. şeklinde yazılmış olmasının maddi hatadan kaynaklandığı ve mahallinde düzeltilebileceği anlaşılmakla, bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
Davacı, davalılar tarafından işletilen taş ocaklarında dinamit patlatılması nedeniyle davaya konu 515 parsel sayılı taşınmazında bulunan iki katlı evinde çatlakların meydana geldiğini, dava konusu 515, 1197 ve 1198 parsel sayılı taşınmazlarda bulunan kayısı bahçesindeki ağaçların ise taş ocağı faaliyetleri sırasında oluşan toz nedeniyle zarar gördüğünü belirterek, uğradığı zararın giderilmesi isteminde bulunmuştur.
Davalılar; işletmelerinde yasa ve mevzuata uygun olarak faaliyet yürütüldüğünü beyan ederek davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece, 17/06/2015 havale tarihli maden mühendislerinden oluşan bilirkişi heyetinden ve 13/07/2015 havale tarihli çevre mühendisi bilirkişiden alınan raporlar benimsenerek dava konusu patlatma faaliyetleri nedeniyle taşınmazlarda herhangi bir zararın meydana gelmediği ve tozlanma sebebiyle ürün kaybına ilişkin zararın dosya kapsamı ile net olarak tespit edilemediği gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden; Akçadağ Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2010/18 D. İş sayılı tespit dosyasında dava konusu taşınmazlarda yer alan kayısı ağaçlarının, davalılar tarafından işletilen taş ocağı faaliyetleri sırasında meydana gelen toz nedeniyle zarara uğradığı tespit edilerek, 2010 yılına ilişkin ürün kaybı zararının belirlenmiş olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle, mahkemece ürün zararının net olarak tespit edilemediği gerekçesiyle ret kararı verilmesi doğru değildir. Davacı tarafından dava dilekçesinde tespit dosyasına dayanılarak 2010 yılına ilişkin ürün zararının talep edildiği gözetilerek, tespit dosyasında belirlenen 2010 yılına ilişkin ürün kaybı zararının hüküm altına alınması gerekirken eksik inceleme sonucu yanılgılı gerekçe ile verilen kararın bozulması gerekmiştir.
2-) Davacının evindeki hasara ilişkin temyiz itirazları yönünden;
Hükme esas alınan ve maden mühendisleri tarafından hazırlanan 17/06/2015 havale tarihli bilirkişi raporunda; davalılar tarafından işletilen maden sahalarının dava konusu taşınmazlara olan mesafesinin Maden Kanunu ile belirlenen sınırların dışında olduğu ve yapılan patlatmalarda oluşan çatlakların raporda binalar ve tesisler üzerindeki etkisi sütunu altında bulunan ""dikkate değer çatlak yok"" kısmına dahi girmediğinden patlatmalarda belirtilen değerlere yakın patlayıcı madde kullanılması durumunda binaları etkilemesinin söz konusu olmayacağı; yine hükme esas alınan ve çevre mühendisi tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda; davalılar tarafından maden sahasında yapılacak patlatmalardan dolayı oluşacak vibrasyonun dava konusu taşınmazda bulunan yapıyı olumsuz etkilemeyeceği mütalaa edilmiştir.
Her ne kadar maden ve çevre mühendisleri tarafından hazırlanan ve hükme esas alınan bilirkişi raporlarında dava konusu taşınmazda meydana gelen çatlakların davalılar tarafından işletilen taş ocağı faaliyetlerinden kaynaklanmadığı belirtilmiş ise de; dosya kapsamına alınan ve inşaat mühendisi tarafından hazırlanan 10/06/2015 havale tarihli bilirkişi raporunda; gözlemsel olarak yapının belirli bölgelerinde 1-2 mm aralığında, konuta bitişik olan deponun duvarlarında 1-2 cm aralığında kılcal çatlaklar ile çapı 1-2 cm aralığında yer alan 45 derece eğimli kesme çatlakların görüldüğü, iç kısımlarda meydana gelen çatlaklar kesme çatlak olarak nitelendirilmekle birlikte yapıya etki eden yer sarsıntıları (deprem ve doğal olmayan yer titreşimleri) ile oluştuğu, ancak dava konusu yapılarda hem meydana gelen çatlakların tek yönlü olmaları hem de fen bilirkişi raporunda belirtilmiş olan patlatmaların meydana geldiği yerin hasar gören yapılara olan mesafesi dikkate alındığında yapıya etki eden kuvvetin deprem kuvveti olmak yerine tek kaynaktan çıkan veya tek yönlü sarsıntı (patlatmalara dayalı olarak meydana gelen sarsıntılar) kaynaklı olduğu ve bölgede geçmişte meydana gelmiş olan deprem hareketleri incelendiğinde dava konusu yapıların yapım yılı olan 2000 yıllarına kadar herhangi orta veya büyük şiddete depremlerin meydana gelmediği yönünde görüş bildirildiği anlaşılmaktadır.
Şu durumda; çevre ve maden mühendisleri tarafından hazırlanan bilirkişi raporları ile inşaat mühendisi tarafından hazırlanan bilirkişi raporu arasında açık bir çelişki meydana gelmiştir. Bu nedenle mahkemece, aralarında jeoloji mühendisi, maden mühendisi ve inşaat mühendisinin de yer aldığı bilirkişi heyetinden dava konusu yapıda meydana gelen çatlakların davalıların faaliyetlerinden kaynaklanıp kaynaklanmadığı konusunda çelişkiyi giderici ve denetime elverişili rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu verilen kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (1 ve 2) nolu bentte açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 20/11/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.