Abaküs Yazılım
13. Daire
Esas No: 2016/3018
Karar No: 2021/2613
Karar Tarihi: 01.07.2021

Danıştay 13. Daire 2016/3018 Esas 2021/2613 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2016/3018
Karar No:2021/2613

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Endüstriyel Atık İşleme Sanayi ve Ticaret A.Ş.
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Fonu (…)
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : ... İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket tarafından, … Sanayi ve Ticaret A.Ş.'den (…) olan alacağının ..Ticari ve İktisadi Bütünlüğü sıra cetveline kaydedilmediğinden bahisle 03/10/2015 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan sıra cetvelinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: .. İdare Mahkemesi'nce; davacı şirketin ...'den alacaklarının tahsili için … İcra Dairesi'nin … esasına kayıtlı dosyasında ilamsız icra takibi başlattığı ve 3 adet araca haciz konulduğu, borçlu hakkında iktisadi bütünlük kararı verilmesi sebebiyle hacizlerin kaldırılarak araçların bütünlüğe dahil edildiği, davacı şirketin alacağı ile ilgili hazırlanan protokolün e-posta yolu ile davacıya iletildiği, davacı tarafından protokolün imzalanmadığı, dava konusu sıra cetveli işleminde davacının alacağına yer verilmemesi üzerine bakılan davanın açıldığı, uyuşmazlık konusu olayda, satış tarihine kadar tahakkuk etmiş olmak şartıyla ve Fon Kurulu tarafından karar verilmesi halinde, hizmet alımından doğan geçmiş dönem borçları ödendikten sonra kalan kısım, kişilerin diğer kamu kurum ve kuruluşları ile üst kurullara olan borçlarına garameten taksim edileceğinden ve davacı şirketin alacağının hizmet alımından doğan geçmiş dönem borcu olduğuna ilişkin Fon Kurulu tarafından alınan bir karar bulunmadığından dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, … firmasından olan alacakları için haciz koydurdukları araçların iktisadi bütünlüğün içine dahil edildiği, TMSF'nin kendilerine sadece ana parayı ödeyebileceklerini, harç ve diğer tüm ödemelerin şirkete ait olduğunu belirttiği, borç tasfiye protokolünü imzalamadıkları için sıra cetvelinde alacaklarına yer verilmediği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, davacının alacağının geçmiş dönem borcu olarak ödenebilmesi için alınmış bir Fon Kurulu kararı bulunmadığı, davacı ile borçlu şirket arasında borç mutabakatı olmadığı, söz konusu alacağın ticari ve iktisadi bütünlüğün değerini korumada ve arttırmada herhangi bir etkisinin bulunmadığı, ayrıca alacağın iktisadi ve ticari bütünlük kapsamındaki varlıklarla da bir ilgisinin olmadığı, mutabakat sağlanan alacaklılara "…İktisadi ve Ticari Bütünlüğü" sıra cetvelinde pay ayrıldığı, sıra cetvelinin mevzuata uygun olarak hazırlandığı, şirketin geçmiş dönem borçları için toplam 535.981.170,07-TL'lik ödeme yapıldığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Fon Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile … Grubu firmalarından … hakkında 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun kapsamında yapılan takip uyarınca haczedilen gayrimenkuller, menkul mallar (makine, ekipman, demirbaşlar vs.) ve Türk Patent Enstitüsü nezdinde ki haklar (marka, patent ve endüstriyel tasarımlar) ile bu varlıkların fer'i ve mütemmim cüz'ü niteliğindeki sözleşmeler ve bu sözleşmelerden doğan ancak başlı başına iktisadi değeri olmayanlar da dahil olmak üzere diğer tüm mal, hak ve varlıklar bir araya getirilerek … Ticari ve İktisadi Bütünlüğü'nün oluşturulduğu ve satışa çıkarıldığı, oluşturulan bütünlüğün 30/04/2014 ve 02/05/2014 tarihlerinde gerçekleşen ihale sonucunda … Mali Yatırım ve Danışmanlık A.Ş.'ye 751.000.000TL bedelle ihale edildiği, … tarih ve … sayılı Fon Kurulu kararı ile de ihalenin onaylandığı, ihale bedelinin yatırılmasına müteakip hazırlanan sıra cetvelinin 03/10/2015 tarih ve 29491 sayılı Resmî Gazete'de yayımlandığı, davacı şirketin …'den olan alacaklarının tahsili için... İcra Dairesi'nin ... esasın sayılı dosyasında ilamsız icra takibi başlattığı ve 3 adet araca haciz konulduğu, borçlu hakkında iktisadi bütünlük kararı verilmesi sebebiyle hacizlerin kaldırılarak araçların bütünlüğe dahil edildiği, davacı şirketin alacağı ile davalı TMSF tarafından hazırlanan borç tasfiye protokolünün e-posta yolu ile davacıya iletildiği, davacı tarafından alacağının tamamen ödenmemesi nedeniyle protokolün imzalanmadığı, dava konusu sıra cetveli işleminde davacının alacağına yer verilmemesi üzerine de bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 35. maddesinde, "Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.", "Temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması" başlıklı 13. maddesinde ise, "Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz." kuralına yer verilmiştir.
19/03/1954 tarih ve 8662 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya dair Sözleşmeye Ek Protokol'ün 1. maddesinde, "Her hakiki veya hükmi şahıs mallarının masuniyetine riayet edilmesi hakkına maliktir. Herhangi bir kimse ancak âmme menfaati icabı olarak ve kanunun derpiş eylediği şartlar ve devletler hukukunun umumi prensipleri dâhilinde mülkünden mahrum edilebilir. Yukarıdaki hükümler, devletlerin, emvalin umumi menfaate uygun olarak istimalini tanzim veya vergilerin veyahut sair mükellefiyetlerin veyahut da para cezalarının tahsili için zaruri gördükleri kanunları yürürlüğe koymak hususunda malik bulundukları hukuka halel getirmez." kuralı bulunmaktadır.
Anayasa Mahkemesi'nin, 10/02/2011 tarih ve E:2008/58, K:2011/37 sayılı kararında, alacak hakkının, mülkiyet hakkı kapsamında kişilerin temel haklarından olduğu belirtilmiştir.
5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 134. maddesinin 8. fıkrasında, "...Gerçek ve tüzel kişilerin sahip olduğu varlıkların, bu maddede yer alan hükümler çerçevesinde ticari ve iktisadi bütünlük kapsamında veya bu Kanunda yer alan hükümler çerçevesinde ayrı ayrı cebri icra yoluyla satışlarından elde edilen bedelden; satış tarihine kadar tahakkuk etmiş olmak şartıyla, sırasıyla Fon Kurulu tarafından karar verilmesi halinde şirketlerin teknik bilgi, yazılım, donanım, ekipman, mal ve hizmet alımından doğan geçmiş dönem borçları, kişilerin Devlete ve sosyal güvenlik kuruluşlarına olan 6183 sayılı Kanun kapsamındaki borçları ile GSM imtiyaz sözleşmesinden doğan Hazine payı borçları ödendikten sonra kalan kısım, kişilerin diğer kamu kurum ve kuruluşları ile üst kurullara olan borçlarına garameten taksim edilerek ödenir. Bu hükme göre yapılan dağıtım sonrasında bakiye borç kalması; lisans, ruhsat, imtiyaz sözleşmesi, geçici frekans ve kanal kullanımı ve benzeri hakların devri ve yeni alıcısı tarafından işletilmesi için gerekli olan ve kamu kurum ve kuruluşları ile üst kurullarca yapılması gereken devrin tescil ve nakli işlemine engel teşkil etmez." kuralı yer almaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
5411 sayılı Kanun'un 134. maddesine 5472 sayılı Kanun'un 1. maddesiyle eklenen 8. fıkrada, ticari ve iktisadi bütünlük kapsamında cebri icra yoluyla satışlarından elde edilen bedelden; satış tarihine kadar tahakkuk etmiş olmak şartıyla, şirketlerin teknik bilgi, yazılım, donanım, ekipman, mal ve hizmet alımından doğan geçmiş dönem borçlarının ödenmesi hususu "Fon Kurulu tarafından karar verilmiş olmak" şartına bağlanmıştır.
Bu kapsamda, Fon Kurulu'nun sıra cetvelini düzenlerken sırayı belirleme hususunda takdir yetkisi bulunmakta ise de, bu yetkinin Fon'a tanınmış olmasının nedeni olan "kamusal yarar" dışında subjektif ve keyfi amaçlar doğrultusunda kullanılamayacağı açıktır. Satış bedelini sıra cetveline paylaştırmak konusunda yetkili olan, ancak kendisi de alacaklı konumunda olan Fon'un, sıralama konusunda bu takdir yetkisini kullanırken 5411 sayılı Kanun'un 134. maddesinin 8. fıkrasında sayılan alacaklıların önceliğini ortadan kaldırabilme yetkisine sahip olması nedeniyle, kendisi lehine ve diğer alacaklılar aleyhine uygulamalara gidilmesi söz konusu olabilmektedir. Bu süreçte Fon tarafından takdir yetkisinin kullanımı suretiyle mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin, ölçülülük ilkesine uygun olarak gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği ve bu suretle mülkiyet hakkının ihlâl edilip edilmediği hususu büyük önem arz etmektedir. Bu itibarla, iyiniyetli üçüncü kişi durumundaki alacaklıların haklarının da gözetilmesi ve alacakların tahsil imkânının ortadan kaldırılmaması gerekir.
Fon tarafından Kanunda sayılan şirket borçlarının ödenmesine karar verilmesine ilişkin takdir yetkisi kullanılırken, mülkiyet hakkı ile tesis edilen işlemle amaçlanan kamusal yarar arasındaki dengenin sağlanması için sayılan, bu borçların muvazaalı bir sözleşmeden doğan borç olup olmadığı değerlendirilerek, muvazaalı bir sözleşmeden doğduğu yönünde tespit yapılmayan ve Kanunda sınırlı olarak sayılan şirket borçlarının bulunması durumunda, alacaklı konumunda olan iyiniyetli üçüncü kişiler dışlanmadan, satışlardan elde edilen gelirin paylaştırılması amacıyla düzenlenen sıra cetvelinde belirlenecek objektif kriterler çerçevesinde gerçek ve/veya tüzel kişilere yer verilmesi gerekmekte olup, aksi bir uygulama yapılması hâlinde düzenlenecek olan sıra cetvelinin mülkiyet hakkı ile kamu yararı arasında adil bir denge sağladığından söz edilemeyeceği kuşkusuzdur.
Nitekim 01/07/2016 tarih ve 29759 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesi'nin 01/06/2016 tarih ve 2013/865 başvuru numaralı kararı da bu yöndedir.
Dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgelerden, davacı şirketin tehlikeli ve zararlı atık bertarafı yapan bir firma olduğu, atık bertarafını yaptığı …'nin borcunu ödememesi üzerine … İcra Dairesi'nin … numaralı dosyası kapsamında … hakkında icra takibi başlattığı ve bu takip sonrasında 69.639,46-TL bakiye borç kaldığı görülmekte olup, davacı şirketin …'den alacaklı ve alacağın "mal ve hizmet alımından doğan" alacak niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, 5411 sayılı Kanun'un 134. maddesinin 8. fıkrası dikkate alınmaksızın hazırlanan dava konusu sıra cetvelinde hukuka uygunluk, davanın reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararında hukukî isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca … İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme'ye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun'un Geçici 8. maddesi uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 01/07/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi