3. Hukuk Dairesi 2020/4542 E. , 2020/5254 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, Diş Hekimliği Fakültesine çift kayar kapaklı sterilizasyon cihazını ihaye yoluyla 24/12/2010 tarihinde davalı şirketten satın aldıklarını, 129.062,50 TL ödediklerini, cihazın 26/01/2011 tarihinden itibaren bir çok kez arızalandığını ve bu durumun davalı tarafa yazılı ve sözlü olarak bildirildiğini,davalının arızaların cihazın kullanım biçiminden kaynaklandığını bu nedenle cihazın yenisi ile değiştirilmesinin mümkün olmadığını belirttiklerini beyan ederek, fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, davalı tarafça davaya konu cihazın ücretsiz olarak değiştirilmesine veya cihaz bedeli olarak davalı firmaya ödenen 129.062,50 TL"nin, davalının temerrüt tarihi olan 24/06/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte iadesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacı ... tarafından davalı Dünya Sağlık Malzemeleri aleyhine açılan satım sözleşmesinde ayıplı ifaya dayalı satıma konu eşyanın misli ile değiştirilmesi ve bedel iadesine ilişkin davanın kabulü ile, davalı tarafından davacıya 29/11/2010 tarihli sözleşme ile satılan çift kayar kapaklı sterilizasyon cihazının ayıplı olması nedeniyle ayıpsız misliyle değiştirilmesine ya da bedeli olan 129.062,50 TL nin davalının temerrüd tarihi olan 24/06/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, verilen karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 2009/19-109 Esas ve 2009/123 Karar sayılı ilamında değinildiği üzere, 10.04.1992 tarih, 1991-7 Esas 1992-4 Karar Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince, hâkimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli karar uyum içinde olmalıdır. Yargı erkinin görev ve yetkisi, Anayasa ile yasaları amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak, keza İçtihadı Birleştirme Kararlarının bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir. Kısa kararla gerekçeli karar ve hüküm arasındaki çelişkiye cevaz verilmemesinin amacı, kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir. Tefhim edilen hüküm başka, gerekçeli karardaki hüküm veya gerekçe başka ise bu durumun mahkemelere olan güveni sarsacağı tartışmasızdır.
Öyle ki, İçtihadı Birleştirme Kararında bu konuya çok büyük bir önem verilmiş, çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde, başka hiçbir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir.
Temyize konu davada mahkemece, hüküm fıkrasında ""davalı tarafından davacıya 29/11/2010 tarihli sözleşme ile satılan çift kayar kapaklı sterilizasyon cihazının ayıplı olması nedeniyle ayıpsız misliyle değiştirilmesine ya da bedeli olan 129.062,50 TL nin davalının temerrüd tarihi olan 24/06/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine"" denildiği halde,hükmün gerekçesinde ; ""Dosya kapsamından, dava konusu ürünün garanti süresi içerisinde bir çok kez arızalanması sebebiyle teknik servis tarafından müdahale edildiği, bu müdahalelerin de 6 dan fazla olduğu, bu durumun davacının cihazdan beklediği faydaları azalttığı veya tamamen ortadan kalkmasına neden olduğu, bu durumda davacı üniversitenin cihazın ayıpsız misliyle değiştirilmesi talebinde haklı olduğu sonucuna varıldığından, davanın kabulü ile davalı tarafça satışı gerçekleştirilen çift kayar kapaklı sterilizasyon cihazının ayıplı olması nedeniyle, ayıpsız misliyle değiştirilmesi yönünde davanın kabulüne karar verilerek "" denilmiş ve bu şekilde gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişki yaratılmıştır. Bu husus açıklanan yasal düzenlemeye göre HMK 297. maddesine aykırı olup, bozmayı gerektirir.
Ayrıca 6100 sayılı HMK 294 ve 297 maddelerinde hüküm fıkrasında nelerin yer alacağı açıklanmış; 6100 sayılı HMK 297/son maddesi gereğince; hükümde, tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerinin yer alacağı belirtildikten sonra, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekli olduğu belirtilmiş olduğundan mahkemenin terditli hüküm kurması da dairemizce eleştirilmiştir.
2-Bozma nedenlerine göre, davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın BOZULMASINA, 2. bent gereğince davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan 2.174,86 temyiz harcının temyiz eden davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.