20. Hukuk Dairesi 2017/6033 E. , 2019/7135 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, 13/09/2011 tarihli dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ..... köyünde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini ve Karayolları Genel Müdürlüğünün yol yapmak suretiyle olan elatmasının önlenmesi istemiyle dava açmıştır. Hazine ve Orman Yönetimi ise, taşınmazın orman niteliğiyle Hazine adına tescilini talep etmiştir.
Mahkemece, taşınmazın orman olması nedeniyle davacının davasının reddine, (A) harfi ile gösterilen 69,292 m², (B) harf ile gösterilen 16709 m² ve (C) harfi ile gösterilen 7579 m² bölümlerinin orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline, Karayolları Genel Müdürlüğünün elatmasının önlenmesi talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 19.11.2013 gün ve 2013/6576 E. - 10360 K. sayılı kararı ile bozulmuştur. Hükmüne uyulan bozma ilamında özetle; ""... öncelikle kesinleştiği bildirilen orman kadastrosuna ait çalışma ve ilân tutanakları getirtilmeli, orman mühendisi bilirkişi tarafından, orman kadastro haritası ile kadastro paftası ölçekleri denkleştirilerek, sağlıklı biçimde zemine uygulanıp, değişik açı ve uzaklıkta en az 5 - 6 orman sınır noktası gösterilecek biçimde, çekişmeli taşınmazın tahdit hattına göre konumu belirlenmeli, daha sonra dava konusu taşınmaz ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ve dava tarihinden 15 - 20 yıl önce çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları dava konusu taşınmazlar ile çevresine uygulanıp taşınmazların niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, orman ya da 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesinde ifade edilen orman içi açıklık olup olmadığı belirlenmeli, komşu parsellere ait kadastro tespit tutanakları, dayanağı kayıt ve belgeler; davalı olanlara ait dava dosyaları getirtilmeli, taşınmazın 1983 yılında yapılan kadastro sırasında neden tespit harici bırakıldığı, 1983 yılından sonra bir kısmî kadastro çalışması olup olmadığı araştırılmalı, buna göre yukarıda açıklandığı gibi davanın kadastro tespitine itiraz veya tapu iptali ve tescile dönüşüp dönüşmeyeceği, mahkemenin görevli olup olmadığı belirlenmeli, dava konusu taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olması veya kesinleşen orman kadastro sınırları dışında kalması ya da orman ve arazi kadastrosunun yapılıp kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 20 yıldan fazla süre geçmesi o yerin kişiler adına tescili için yeterli olamayacağından bu şekilde yapılacak inceleme sonucu dava konusu yerin;
1) Orman sayılan yerlerden veya 3402 sayılı Kanunun 16. maddesinde belirtilen özel mülkiyete tâbi olmayacak, kamu mallarından olduğunun belirlenmesi,
2) Kamu hizmetine tahsis edilmiş olduğunun anlaşılması (3402 sayılı Kanunun 16. md. (A, B, C, D) bentleri kapsamında kalan yerler),
3) İl, İlçe ve kasabaların nazım veya uygulamalı imar planlarının kapsadığı alanlarda kaldığının saptanması (3402 sayılı Kanunun 17. md. ikinci paragraf, 2981 sayılı Kanunun geçici madde - 2 Son paragraf),
4) Tespit tutanağının düzenlendiği tarihten 20 yıl önce çekilmiş hava fotoğrafları ve bu fotoğraflardan üretilmiş memleket haritaları veya fotogrametri yöntemiyle düzenlenen kadastro paftalarında zilyet ve tasarruf edilmeyen yerlerden olduğunun anlaşılması,
5) Kadastro tesbit ve tescil harici bırakma işleminin kesinleştiği tarihten tescil davasının açıldığı tarihe kadar 20 yıllık zilyetlik süresinin geçmemiş olması (HGK’nın 22/03/1995 gün 1994/8-873-216 ve 19/02/1997 gün 1996/8-768-100 ve 24/09/1997 gün 1997/20-372-718 ve 18/02/1998 gün 1998/8-15-129 sayılı kararları),
6) O yerde orman kadastrosu kesinleşmiş olsun olmasın, taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 17/2. ve Orman Kadastrosunun Uygulaması Hakkında Yönetmeliğin 26/a. maddeleri kapsamında orman içi açıklık konumunda bulunması (HGK"nın 10.12.1997 gün 1997/20-830-1034 ve 17.12.1997 gün 1997/20-808-1039 ve 22.10.2003 gün 2003/20-665-614 ve 11.10.2004 gün 2004/7-531-582 sayılı kararları ile orman içi açıklıkların zilyetlikle kazanılamayacağı kabul edilmiştir.),
7) Dava konusu taşınmazın veya yakın çevresinin arazi kadastro ekiplerince kadastro paftası üzerinde orman nitelemesi yapılarak tespit ve tescil harici bırakılması (HGK"nın 21.01.2004 gün 2004/8-15-7 ve 12.05.2004 gün 2004/8-242-292 ve 12/03/2008 gün ve 2008/20-214-241 sayılı kararları),
8) Kadastro (Tapulama) Komisyonu tarafından orman sayılarak tesbit ve tescil harici bırakılması (H.G.K."nun, 24.10.2001 gün 2001/8-964-751 ve 13.02.2002 gün ve 2002/8-183-187 sayılı kararları),
9) Kadastro (Tapulama) mahkemesince orman sayılan yer olması nedeniyle hükmen tescil harici bırakılan yerlerden olduğunun (Bu tür yerler, Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin 26. maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi ve ikinci fıkrası gereğince Devlet Ormanı olarak sınırlandırılması zorunludur.) anlaşılması (HGK"nın 15/03/2006 gün 2006/8-106-68 sayılı kararları), hallerinde, özel ve tüzel kişiler adlarına özel mülk niteliğiyle tapuya tescil edilemeyeceğinden başka bir araştırmaya gerek olmadan kişilerin davasının reddine, karar verilmeli,
Orman sayılmayan ve zilyetlikle kazanılacak yerlerden ise, öncesinin ne olduğu, imar ve ihya varsa hangi tarihte başlayıp bitirildiği, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ekonomik amacına uygun olup olmadığı maddî olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından sorularak saptanmalı, keşif sırasında taşınmazı çeşitli yönlerinden hali hazır durumunu gösterir renkli fotoğrafları çektirilip onaylanarak dosya içine konulmalı, 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinin birinci fıkrasında yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırmasının aynı maddenin 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen ikinci fıkrası hükümleri gözönünde bulundurularak yapılacağı düşünülerek, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları yönünden belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tespit ve tescil edilen taşınmaz olup olmadığı, varsa cinsi, parsel numaraları ve miktarı, tapu ve ilgili kadastro müdürlüklerinden ve yine, aynı kişiler tarafından açılan tescil davası olup olmadığı hukuk mahkemesi yazı işleri müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak gerektiğinde tesbit tutanak örnekleri ve tapu kayıtları ya da dava dosyaları getirtilip incelenmeli, orman sayılan yerlerden ise Hazine ve Orman Yönetiminin tescil istemi bulunduğu gözönüne alınmalı, tüm delillere göre bir karar verilmelidir."" denilmiştir.
Bozma sonrası yapılan yargılama neticesinde mahkemece, davanın reddine, davalılar Hazine ve Orman Yönetiminin tescil isteminin kabulüne, bu bağlamda, dava konusu.... sınırları içerisinde bulunan fen bilirkişisi..... Mühendisi
Bilirkişisi
.....17/05/2016 tarihli raporunda A (69.292,19 m²), B (16.709,80 m²) ve C (7.579,01 m²) harfleri ile gösterdiği yerlerin orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, davacının davalı ... Müdürlüğünün taşınmaza vaki müdahalesinin men"ine ilişkin talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
Yörede orman kadastrosu 1986 yılında yapılmıştır. Genel arazi kadastrosu işlemi 26/10/1983 tarihinde kesinleşmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından orman kadastrosu, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve davacı lehine zilyetlikle taşınmaz edinme koşulları oluşmadığı belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 04/12/2019 gününde oy birliği ile karar verildi.