20. Hukuk Dairesi 2019/5399 E. , 2019/7141 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki davada ... 3. Asliye Hukuk ve .... 3. Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeniyle yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, trafik kazası sonucu cismani zarara uğrayan sigortalısına ödeme yapan sağlık sigortacısının ödediği bedelin, zarardan sorumlu olduğu iddia olunan davalılardan rücuen tahsili istemine ilişkindi 3. Asliye Hukuk Mahkemesince, davacı şirket kaza nedeni ile hastalık kasası üyesi olan sigortalılarına ödenen paranın istirdatına yönelik olarak davayı açmıştır. Kazaya karışan her iki araçta ticari araç olduğu gibi davalılardan işbölümü itirazında bulunan da sigorta şirketidir. Davanın tüm tarafları tacir olduğu gibi taraflar arasındaki ilişki ticari iş olduğundan TTK 4. vd. maddeleri ile 21. maddesi uyarınca bu tür davalara bakma görevi Asliye Ticaret Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir.
... 3. Asliye Ticaret Mahkemesince Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 04.06.2018 tarihli 2015/5840- 2018/5773 E. -K sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verildikten sonra davacı ... şirketi, davayı sigortalısının halefi olarak açtığı, dolayısıyla da sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmadığı gibi, halefiyet davası bir ticari dava da sayılamayacağından uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
6100 sayılı HMK"nın 22/2. maddesinde “İki mahkemenin aynı dava hakkında göreve veya yetkiye ilişkin olarak verdikleri kararlar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği takdirde, görevli veya yetkili mahkeme, ilgisine göre bölge adliye mahkemesince veya Yargıtayca belirlenir.”
6100 sayılı HMK"nın 23/2. maddesinde, “Yargıtayca verilen merci tayini kararları ile temyiz incelemesi sonucu kesinleşen göreve ve yetkiye ilişkin kararlar davaya ondan sonra bakacak mahkemeyi bağlar” hükümlerine yer verilmiştir.
Somut olayda .... 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/44-2014/370 E. -K. sayılı ilamı ile davanın kısmen kabulü ile 14.921,03 Euronun zararın meydana geldiği tarihteki karşılığı olan 27.964,70 TL. tazminatın, davalı ... şirketleri yönünden dava ve diğer davalılar yönünden kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte müteselsilen tahsiline, davalı ... şirketlerinin poliçe limitiyle sınırlı sorumlu tutulmasına; 10.879,89 Euro tedavi giderinin, zararın meydana geldiği tarih itibari ile karşılığı olan 20.825,76 TL"nin ise, tedavi giderleri için yapılan ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, sigorta şirketleri dışındakidavalılardan müteselsilen tahsiline, davalı ... şirketleri aleyhine açılan tedavi giderlerine yönelik davanın, 6111 sayılı Kanun ile değişik 2918 sayılı Kanunun 98. maddesi gereğince reddine dair kararı Yargıtay 17. Hukuk Dairesince "1-Dava, trafik kazası sonucu cismani zarara uğrayan sigortalısına ödeme yapan sağlık sigortacısının ödediği bedelin, zarardan sorumlu olduğu iddia olunan davalılardan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Davacı ... şirketi, bu davayı sigortalısının halefi olarak açtığına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı kararında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır.
Eldeki dava, sağlık sigortacısının rücuen tazminat istemine ilişkin olduğuna göre; davacı sigortacının sigortalısı olan gerçek kişilerin (haksız fiil nedeniyle zarar görenler) açacağı davada görevli olan Asliye Hukuk Mahkemelerinin bu dava bakımından da görevli olduğu açıktır.
Davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK"nın 5/1. maddesinde "Aksine hüküm olmadıkça, dava olunan şeyin değerine göre asliye hukuk veya sulh hukuk mahkemesi ticari davalara dahi bakmakla vazifelidir" düzenlemesine; aynı maddenin 2. fıkrasında "Şu kadar ki; bir yerde ticaret mahkemesi varsa, asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalarla hususi hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere ticaret mahkemesinde bakılır" düzenlemesine yer verilmiş; anılan maddenin 3. fıkrasında ise, davanın asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemelerinden hangisinin iş sahasına girdiğinin, ancak taraflarca ilk itiraz olarak ileri sürülmesi halinde dikkate alınabileceği düzenlenmiştir.
Somut olayda; davacı sağlık sigortacısı, davalıların haksız fiili nedeniyle yaralanıp zarar gören sigortalısı gerçek kişilere tazminat ödedikten sonra, ödediği bedelin davalılardan rücuen tahsili için, .... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/438 Esas- 2011/337 Karar sayılı dosyasında dava açmış; bu mahkeme tarafından davada asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş; davacı yanın gönderme talebi üzerine de .... 3. Asliye Ticaret Mahkemesine gelen davada mahkeme tarafından işin esası incelenip temyize konu hüküm tesis edilmiştir.
Yukarıda ifade edilen nedenlerle, eldeki davada asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu; görev kurallarının, kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece re"sen gözetilmesi gerektiği, dosyanın asliye hukuk mahkemesi tarafından verilen görevsizlik kararı üzerine mahkemeye geldiği dikkate alınmak suretiyle; HMK"nın 114/1-c maddesine göre, görevsizlik nedeniyle HMK"nın 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi ve asliye hukuk mahkemesi ile doğan olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyayı Yargıtay"a göndermesi, görevli yargı yerinin belirlenmesinden sonra gerekirse işin esasının incelenmesi gerekirken, yanılgılı biçimde, işin esası hakkında hüküm tesisi hatalı olmuştur." denilerek bozulmuştur. Bu durumda davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemesine ait olduğu özel dairenin kabulündedir. Özel Dairenin bozma kararının mahkemeleri bağlayıcılığı özelliği vardır.
O halde uyuşmazlığın ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince .... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 05/12/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.