4. Hukuk Dairesi 2017/1445 E. , 2019/5575 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 02/11/2010 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 06/04/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava; kasten yaralama nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, davacı ile davalıların murisi Mehmet Ali Cihan arasında yol yapımı konusunda husumet bulunduğunu, davalıların murisi tarafından müvekkilinin darp edildiğini, davaya konu olay nedeniyle kamu davası açıldığını, yapılan yargılama neticesinde davalıların murisi hakkında mahkumiyet kararı verildiğini belirterek uğradığı maddi ve manevi zararın davalılardan tahsili isteminde bulunmuştur.
Davalılar vekili , davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
a) Dosya kapsamından; davalıların murisinin davacıyı yaralaması sebebiyle ceza yargılaması yapıldığı ve yargılama neticesinde davacının haksız tahriki altında eylemin gerçekleştiği ve davalıların murisi hakkında mahkumiyet hükmü kurulduğu anlaşılmaktadır. Şu halde, ceza yargılamasında sabit olan haksız tahrik indirimi dikkate alınarak davalılar lehine uygun miktarda hakkaniyet indirimi yapılması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
b) Karar gününde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 13. maddesinde "Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin İkinci Kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. Ancak hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez."hükmü yer almakta olup, aynı Tarifenin 10. maddesi "Manevi tazminat davalarında avukatlık ücreti, hüküm altına alınan miktar üzerinden Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. Davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez." şeklindedir.
Şu durumda, davacının talebi kısmen reddedildiğine göre Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 10. ve 13. maddeleri uyarınca, kendisini vekille temsil ettirmiş olan davalılar yararına reddedilen miktar üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, hiçbir gerekçe gösterilmeksizin adı geçen davalılar yararına vekalet ücretine hükmedilmemiş olması doğru görülmemiştir.
Ayrıca, red olunan miktar üzerinden davalılar lehine yargılama giderine hükmedilmemiş olması da doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda (2/a-b) numaralı bentte gösterilen nedenlerle davalılar yararına BOZULMASINA, davacının tüm, davalıların diğer temyiz itirazlarının (1) numaralı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve davalılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 26/11/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.