Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/15
Karar No: 2018/5890
Karar Tarihi: 02.07.2018

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2017/15 Esas 2018/5890 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2017/15 E.  ,  2018/5890 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 11.12.1997-19.06.2006 tarihleri arasında çalıştığının ve kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.

    K A R A R

    Dava; davacının davalı işyerinde 11.12.1997 – 19.06.2006 tarihleri arasında geçen ve davalı Kurum"a eksik bildirilen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece; davacının davalı işyerinde 11.12.1997 – 19.06.2006 tarihleri arasında hizmet akdine istinaden asgari ücret ile sürekli ve kesintisiz olarak 3.069 gün çalıştığının, bu çalışmasının 1.477 gününün davalı Kurum"a bildirildiğinin, 1.592 gününün ise bildirilmediğininin; bildirilmeyen bu sürelerden 1.324 günün hak düşürücü süreye uğradığının, 268 günlük çalışma süresinin ise hak düşürücü süreye uğramadığının tespitine karar verilmiştir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden; turşu imalatı yapan davalı işyerinde aşçı olarak çalıştığını beyan eden davacının 01.12.1997 – 19.06.2006 tarihleri arasındaki bir kısım çalışmalarının davalı Kurum"a bildirildiği, 2003 – 2006 yılları arasındaki dönem bordrolarının dosyada mevcut olduğu ve söz konusu bordrolarda isimleri bulunan bordro tanıkları tarafından davacının talep ettiği dönemde aralıksız çalıştığının beyan edildiği anlaşılmaktadır.
    Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/8. maddelerine göre Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurum"ca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır. Yasa"da yer alan 5 yıllık süre hak düşürücü olup mahkeme tarafından kendiliğinden nazara alınması gerektiği gibi davacının aynı işyerinde çalışmasını sürdürmesinin veya 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde tekrar aynı işyerine girerek çalışmasının, hak düşürücü sürenin işlemesine engel olmayacağı ve hak düşürücü sürenin, kesilmesi ve durmasının mümkün bulunmadığı hukuksal gerçeği de ortadadır.
    İşverenin, çalıştırmış olduğu sigortalılara ait hangi belgeleri Kurum"a vermesi gerektiği Yasa"nın 79/1. maddesinde açıkça ifade edildiği üzere yönetmeliğe bırakılmıştır. Atıf yapılan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği"nin dördüncü kısmında işverence verilecek belgeler düzenlenmiştir. Bunlar, aylık sigorta primleri bildirgesi (SSİYön.Madde16) , dört aylık sigorta primleri bordrosu (SSİYön. Madde 17), sigortalı hesap fişi (SSİY. Yön. Madde 18) vs.dir. Yönetmelik"te sayılan bu belgelerden birisinin dahi verilmiş olması halinde artık Yasa"nın 79/10 (eski 8) maddesinde yer alan hak düşürücü süreden söz edilemez. Yargıtay uygulamasında anılan maddenin yorumu geniş tutulmakta; eğer sayılan belgelerden birisi işveren tarafından verilmişse burada Kurum"un işçinin çalışmasından haberdar olduğu ve artık hizmet tespiti davası için hak düşürücü sürenin varlığından söz edilemeyeceği kabul edilmektedir.
    Maddede belirtildiği üzere yönetmelikle tespit edilen belgelerin (işe giriş bildirgesi) verilmesi durumunda hak düşürücü süreden bahsedilemeyeceği gibi çalışmaların sigorta müfettiş raporu ile saptanması durumunda da hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemeyeceği açıktır. Bir sigortalının askere gitmeden önce çalıştığı işyerini askerliğe müteakip girmesi durumunda hizmet akdi mecburi hizmet nedeniyle kesilmiş olduğundan artık hak düşürücü sürenin oluştuğundan bahsedilemez.
    Davacının sigortalı çalışmalarının Kurum"a kısmen bildirildiği hallerde, eksik bildirimlere yönelik olarak açılan davada hak düşürücü süre işlemeyecektir. (Hukuk Genel Kurulu"nun 23.06.2004 gün ve 2004/21-369 E, 2004/371 K. sayılı kararı )
    Ayrıca çalışmanın blok çalışma niteliğinde olması yani kesintisiz devam etmesi halinde hak düşürücü süreden bahsedilemeyeceği gibi, mevsimlik çalışmanın bulunması ve bu çalışmanın yıllar itibariyle kesintisiz sürdüğünün kabulü halinde de çalışılmayan dönemde hizmet akdi askıda olduğundan hükme esas alınan 5 yıllık hak düşürücü sürenin başlangıcı olarak mevsimlik çalışmanın sona erdiği yılın sonu esas alınması gerekir.
    Somut olayda ise; mahkemece, hem davacının talep ettiği süredeki çalışmalarının blok olduğu kabul edilip hem de hak düşürücü sürenin geçtiğinin kabulü ile sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur. Davacının talep ettiği dönem içerisinde bildirilen çalışmaları bulunmakla, yukarıda belirtildiği üzere; talep edilen dönemde davalı Kurum"a bildirim varsa ve çalışmanın kesintisiz olduğu anlaşılır ise hak düşürücü süreden söz edilemeyecektir.
    Mahkemece yapılacak iş; 2003 yılı öncesine ilişkin dönem bordolarını da dosya arasına alarak talep edilen tüm dönemde çalışmaları bulunacak şekilde re"sen seçilecek bordro tanıklarını dinlemek ve toplanan deliller değerlendirilerek varılacak sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacı ve davalılardan Selçuk Gıda A.Ş."ye iadesine 02.07.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi