Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/6756
Karar No: 2016/16217
Karar Tarihi: 08.06.2016

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2016/6756 Esas 2016/16217 Karar Sayılı İlamı

12. Hukuk Dairesi         2016/6756 E.  ,  2016/16217 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
    DAVACILAR : Borçlular : ...

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 07.12.2015 tarih ve 2015/21166-30575 Karar sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
    Sair karar düzeltme nedenleri yerinde değil ise de;
    Alacaklı tarafından borçlu.... Şti. hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan icra takibinde borçlunun, ipoteğe konu 726 ada 63 sayılı parsel üzerinde bulunan 6 numaralı bağımsız bölüme ilişkin olarak gerçekleştirilen 02.03.2015 tarihli ihalenin feshi istemiyle 09.03.2015 tarihinde icra mahkemesine başvurduğu görülmektedir.
    HMK"nun 50. maddesine göre; "Medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olan, davada taraf ehliyetine de sahiptir" HMK"nun 115. maddesinin 1 ve 2. fıkralarında ise; ""Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir"" düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan hükümler, icra takipleri için de kıyasen uygulanmakta olup, taraf ehliyeti icra takibinde kendini takip alacaklısı veya takip borçlusu olabilme ehliyeti olarak göstermektedir. Öte yandan, yalnız, gerçek ve tüzel kişilerin taraf ehliyeti vardır.
    Somut olayda, borçlu.... Şti."nin 6102 sayılı TTK"nun geçici 7. maddesi uyarınca, 24.09.2013 tarihinde re"sen ticaret sicilinden terkin edildiği, şirketin ticaret sicilinden silindiğinin 04.10.2013 tarih ve 8419 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi"nde ilan edildiği, bu haliyle, şikayet tarihi itibariyle takipte borçlu olarak gösterilen borçlu.... Şti."nin tüzel kişiliğinin sona ermiş olduğu görülmektedir. Taraf ehliyeti ile ilgili olan bu husus, kamu düzenine ilişkin olup; mahkemece re’sen nazara alınmalıdır.
    O halde, mahkemece, şikayetçi.... Şti."nin hükmi şahsiyeti haiz olmadığı için taraf (aktif husumet) ehliyeti bulunmadığı gözetilerek işin esasına girilmeden istemin reddi gerekirken, işin esasının incelenerek hüküm tesisi yerinde değil ise de; sonuçta istem reddedildiğinden mahkeme kararı sonuç itibariyle doğrudur. Ancak; İİK."nun 134/2 maddesi uyarınca, işin esasına belirtilen nedenle girilmemiş olacağından şikayetçi.... Şti aleyhine para cezasına hükmedilmesi isabetsizdir.
    Öte yandan asıl borçlu.... Şti. ve ipotek veren taşınmaz maliki ... hakkında 16.02.2006 tarihinde ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan ilamsız icra takibinde; borçlu.... Şti."nin 6102 sayılı TTK"nun geçici 7. maddesi uyarınca, 24.09.2013 tarihinde re"sen ticaret sicilinden terkin edildiği, bundan sonra alacaklı tarafından borçlular hakkında takip işlemlerine devam edildiği ve ipoteğe konu 726 ada 63 sayılı parsel üzerinde bulunan 6 numaralı bağımsız bölümün 02.03.2015 tarihinde 3. kişiye ihale edildiği görülmektedir.
    6102 sayılı TTK"nun geçici 7. maddesi uyarınca, sicilden terkin edilen şirketin aynı maddenin 15. bendine göre ihyası mümkün olup, anılan bentte; “... Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar, haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir...” düzenlemesine yer verilmiştir.
    6102 sayılı TTK"nun 547. maddesinde de; tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklıların, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilecekleri belirtilmiştir. Ticaret sicilinden terkin edilmek suretiyle hukuk alemindeki varlığı sona eren şirketin, takibin tarafı olmak ehliyeti de bulunmamaktadır.
    Feshedilmekle tüzel kişiliği sona eren şirketin, medeni haklardan yararlanma ve bu hakları kullanma ehliyeti de son bulacağından, münfesih tüzel kişiliğin, gerek yargıda gerekse diğer resmi merciiler önünde temsil edilebileceğinden bahsetmek olanaklı değildir. Ticaret sicilinden terkin edilmiş şirket hakkında takip işlemlerine başlanması ve yürütülmesi, tasfiye memuru ile ticaret sicile yöneltilecek dava sonucunda tüzel kişiliğin yeniden ihyası ile mümkündür. Taraf ehliyeti, kamu düzeni ile ilgili olup, hakimin bu hususu re"sen de göz önünde bulundurması zorunludur.
    Öte yandan, icra takibinin asıl borçlu aleyhine açılması asıldır. Ancak, takip sonunda üçüncü kişinin taşınmazının paraya çevrilmesi söz konusu olduğundan, bu kişi hakkında da takip yapılması gerekir. Bu nedenle de, sadece asıl borçlu ya da sadece taşınmazını ipotek etmiş olan üçüncü kişi hakkında takip yapılamaz. Nitekim, İİK"nun 149/b maddesinde, bu kural; ""... icra memuru, borçluya ve varsa taşınmaz sahibi üçüncü şahsa... birer ödeme emri gönderir"" denmek suretiyle hükme bağlanmıştır. Şu halde, ipotek veren üçüncü kişi ise, asıl borçlu ile bu kişi arasında zorunlu dava arkadaşlığı vardır. Zorunlu dava arkadaşlığında, davanın, davalılardan biri hakkında takip edilmeyerek diğeri hakkında yürütülmesi olanaksızdır. İcra takibinde de durum aynen geçerli olup, bu hususun, icra mahkemesince de re"sen göz önünde tutulması gerekir.
    Buna göre, ticaret sicilinden terkin edilen borçlu limited şirket hakkında takip işlemlerine devam edilmesi durumunda, yapılan işlemler hukuken geçersiz ve yok hükmünde olup, ipotek veren ... ile asıl borçlu limited şirket arasında zorunlu takip arkadaşlığı bulunduğundan, ipotek veren ... hakkında icra takibine ve dolayısıyla da satış işlemlerine devam edilmesine imkan yoktur. Diğer taraftan, dosya kapsamından borçlu şirketin ihyasına dair bir kararın mevcut olmadığı ve alacaklının da ihya yönünde bir isteği bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, borçlu şirket yönünden ihya sağlanmadan hakkında takip sürdürülemeyeceği gibi, bu eksiklik tamamlanmadan, İİK"nun 149/b maddesi hükmü uyarınca, zorunlu takip arkadaşı olan taşınmaz malikine karşı da takibin yürütülmesi ve ipotekli taşınmazın satış işleminin yapılması mümkün değildir.
    Hal böyle olunca, mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar gözetilerek, şikayetin kabulü ile borçlu ... yönünden ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken, istemin reddi yönünde hüküm tesisi doğru değildir.
    Buna göre açıklanan nedenlerle mahkeme kararının bozulması gerekirken Dairemizce onandığı anlaşılmakla karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir.
    SONUÇ: Borçluların karar düzeltme isteminin kısmen kabulü ile Dairemizin 07.12.2015 tarih ve .... sayılı onama ilamının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 08.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.












    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi