(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi 2017/10887 E. , 2020/1939 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili dava dilekçesinde; ...ili, ... ilçesi, 4203, 4204, 4205, 4206 parsel sayılı taşınmazların orman vasfında oldukları gerekçesiyle kesinleşen mahkeme kararıyla tapu kayıtlarının iptal edilmesi üzerine müvekkilinin uğradığı zarardan TMK"nın 1007. maddesi uyarınca Hazinenin sorumlu olduğunu beyan ederek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla iptal kararının kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte 200.000,00-TL. maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; daha sonra 23/06/2014 tarihli harçlandırılmış ıslah dilekçesiyle tazminat istemini toplam 374.963,78-TL. olarak ıslah etmiş, ıslah ettiği 274.963,78-TL.ye ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; bozma öncesindeki 30.09.2014 tarihli 2013/538 E. ve 2014/423 K. sayılı gerekçeli kararda; davanın kabulü ile 374.963,78-TL. tazminatın davalıdan alınarak davacılara hisseleri nispetinde ödenmesine, tazminatın 100.000,00-TL.lik kısmına dava tarihinden, 274,963,78-TL.lik kısmına ıslah tarihinden geçerli olmak üzere yasal faiz uygulanmasına karar verilmiş, hükmün davalı Hazine vekilince temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 25.10.2016 tarih, 2015/ 2518 E. - 2016/9528 K. nolu ilamı ile; "...Mahkemece, çekişmeli taşınmazın arazi niteliğinde olduğu kabul edilmek ve gelir esasına göre değer tespit edilmek suretiyle, dava tarihi itibarıyla hesaplanan değeri üzerinden tazminat ödenmesine karar verilmiş ise de kararın dosya kapsamına ve yerleşik uygulamaya uygun olmadığı, 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi gereğince tapu kaydının iptalinden kaynaklı tazminat davalarında, zararın, mülkiyetin kaybedildiği tarih olan, tapu iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği günde doğmuş olduğu, bu nedenle değer tespitinin bu tarih itibarıyla yapılacağının kabul edildiği, o halde mahkemece, çekişmeli taşınmazın değerinin, gelir esası metoduna göre, iptal kararının kesinleştiği 07/01/2009 tarihi itibarıyla tespit ettirilmesi ve buna göre karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle hüküm bozulmuş, bozmaya uyan mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davanın kabulü ile 374.963,78-TL. tazminatın davalıdan alınarak davacılara hisseleri nispetinde ödenmesine, tazminatın 100.000,00-TL.lik kısmına dava tarihinden, 274,963,78-TL"lik kısmına ıslah tarihinden geçerli olmak üzere yasal faiz uygulanmasına karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekilince temyiz edilmiştir.
Dava; tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini isteğine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamına göre; mahkemece, bozmaya uyulmuşsa da bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmeden eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporları esas alınarak hüküm kurulduğu gibi usûlî kazanılmış hak ilkesi de ihlal edilmiştir. Bilindiği üzere; Yargıtayın bozma kararlarına karşı direnme hakkı yasalarımıza göre mahkemeye verilmişse de, mahkemece bozmaya uyulduktan sonra bozma ilamının gereklerinin yerine getirilmesi zorunludur. Bu bağlamda hakim, uyduğu bozma ilamının gereğinin eksiksiz yerine getirilip getirilmediğini denetlemekle görevlidir. Mahkemece Yargıtay bozma ilamına uyulması üzerine, bozma kararı lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak doğar. Mahkeme yönünden ise uyulan bozma kararında gösterilen şekilde karar vermek mükellefiyeti meydana gelir. Bu sebeple; somut uyuşmazlıkta, hükmüne uyulan bozma ilamında "çekişmeli taşınmazların tarım arazisi olduğu ve gelir esası metoduna göre değerlerinin belirlenmesi" gereğine değinildiği, bozma ilamına karşı davacı tarafça karar düzeltme yoluna da başvurulmadığı halde, uyulan bozma ilamına aykırı olarak taşınmazları arsa olarak ve emsal metodu uygulayarak değerlendiren bilirkişi raporu hükme esas alınarak karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
4721 sayılı Türk Medenî Kanunu"nun “Sorumluluk” kenar başlığını taşıyan 1007. maddesi; “Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet, zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücû eder. Devletin sorumluluğuna ilişkin davalar, tapu sicilinin bulunduğu yer mahkemesinde görülür.” hükmünü içermektedir.
Tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise, tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir. 4721 sayılı TMK’nın 705/2. maddesi uyarınca tapu iptal ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararı oluşacaktır.
Buna göre; mahkemece tapusu iptal edilen arazi niteliğindeki taşınmaza yönelik olarak, sulu olup olmadığı, yerleşim alanlarına uzaklığı iklim şartları, arazinin toprak ve topoğrafik yapısı ve bölgesindeki konumu gözetilerek oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla çevrede yetiştirilen ürünlerin münavebesi, dekar başına ortalama verim, toptan satış fiyatı ve üretim maliyeti resmî verileri ilçe tarım müdürlüğünden getirtilerek, taşınmaz üzerinde meyve ağaçları varsa ağaçların cinsleri de dikkate alınmak suretiyle elde edilen verilere uygun biçimde değerlendirme yapılarak tapu kapsamındaki taşınmazların değeri hesaplanmalı, taşınmazın varsa mütemmim cüzleri, muhdesat ve sökülemeyen teferruatlarının değerleri bayındırlık birim fiyatları ve yıpranma oranları gözetilerek değerleme tarihine göre tespit ettirilmeli, bu şekilde tapusu iptal edilen taşınmazın zemin değeri, üzerindeki mütemmim cüz, muhdesat ve sökülemeyen teferruatları esas alınarak, tapu sahibinin oluşan gerçek zararının saptanarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 17/06/2020 günü oy birliğiyle karar verildi.