21. Hukuk Dairesi 2017/4076 E. , 2018/5947 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme bozmaya uyarak, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava, davacının davalıya ait işyerinde 13/09/2001-16/06/2009 tarihleri arasında geçen ve davalı Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulü ile davacının 13/09/2001 - 16/06/2009 arası 1785(4 yıl 11 ay 15 gün) gün hizmet süresinin tespitine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Öte yandan, davacının çalışmalarının geçtiğini ileri sürdüğü işyeri bir kamu kuruluşuna aittir. Kamu kuruluşlarında, çalışanların kayıtlara geçirilmesi ve ücret ödemelerinin belgelere dayandırılması asıldır. Davacının ücretsiz çalışması hayatın olağan akışına aykırı, kamu kuruluşundaki çalışmaların resmi kayıtlara geçirilmesi ve ücret ödemelerinin belgelere dayandırılması asıldır.
Hizmet tespiti davalarında, davacının tespitini istediği çalışmanın geçtiği işyerinin sahibi olan gerçek ya da tüzel kişi işveren, Sosyal Güvenlik Kurumu ile zorunlu dava arkadaşıdır ve yine hizmet tespiti davalarında fiilen hizmetin verildiği gerçek veya tüzel kişi aleyhine hüküm kurulabilir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinin (2). fıkrasında “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.”
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının davalıya ait işyerinden bildirilen çalışmasının bulunmadığı, davacının kızı ..."ın 13/09/2004 ila 17/06/2008 tarihleri arasında 1031371 sicil sayılı, 04/09/2008 ila 16/06/2009 tarihleri arasında 1050888 sicil sayılı dava dışı ... İnş. Taah. Nak. Tem. ve Yem. Hiz. Ltd. Şti. ne ait işyerlerinden bir kısım çalışmalarının bildirildiği, 06/10/2004 tarihli tutanakta ... Anaokulunun genel temzilik, öğrencilerin bakım ve beslenme anındaki ihtiyaçlarının karşılanması, yiyeceklerin temzliliği, pişirilmesi ve malzemelerin temzliliğinin yapılması için gerekli hizmetin dışarıdan alınması, satın alma komisyonunca uygun görüldüğünün bildirildiği, ... Anaokulu ile ... İnş. Taah. Nak. Tem. ve Yem. Hiz. Ltd. Şti. anaokulunun temizlik ve aşçılık işleri için 10/09/2004 tarihli sözleşmenin yapıldığı ve ihtilaf konusu dönemde çeşitli tarihlerde benzer sözleşmelerin bulunduğu, davacının işçilik alacaklarının tahsili için açtığı davada hükme esas alınan bilirkişi raporunda özetle " davacının kızı ... adına bildirilen mevcut sigortalılık süresi işçi hakları bakımından davacının çalışma süresi olarak kabul edileceği, ayrıca okul müdiresi ... ..."un tanık sıfatı ile 22/09/2011 tarihinde tespit edilen ifadesindeki " ... "ın 2001-2009 yılları arasında çalışıyordu""" şeklindeki beyanı, davacının 2001-2009 yılları arasında çalıştığı şeklinde kabul edilerek, hesaplamaya esas teşkil edecek kıdemi 2001 yılının öğretim döneminin başladığı 13/09/2001 tarihinden başlatılacağı, ..."ın hizmet cetvelinde yıl bazında ortalama 210 gün sigortalılık süresi dikkate alınmak sureti ile 13/09/2004-16/06/2009 tarihleri arasındaki 1224 gün sigortalılık süresine 561 gün daha ilave edilerek, davacının hesaplamaya esas teşkil edecek toplam çalışma süresi 1785 gün (4 yıl 11 ay 15 gün) olarak hesaplama yapılacağının" bildirildiği, hükmün davalı MEB vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 7. Hukuk Dairesi"nin 08/05/2014 tarihli 2014/6144 E. -2014/10189 K. sayılı ilamı ile "fiilen çalışmadığı halde sigortalı gösterilen davacının kızının sigortalı olarak bildirilen hizmetleri hakkında davalı tarafından her zaman sigortalılığın iptali davasının açılmasının mümkün olduğu" belirtilerek onandığı anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş, öncelikle işçilik alacaklarının tahsiline ilişkin davalarda her ne kadar üst işverene husumet yöneltilebilirse de hizmet tespiti davalarının özelliği gereği gerçek işverene husumetin yöneltilmesi gerektiği hususu dikkate alındığında ... İnş. Taah. Nak. Tem. ve Yem. Hiz. Ltd. Şti. davaya dahil edilmeli ve gerçek işverenin kim olduğu ortaya konulmalıdır. Öte yandan davacının kızı ..."ın ... İnş. Taah. Nak. Tem. ve Yem. Hiz. Ltd. Şti. nezdinde bildirilen çalışmalarının davacıya ait olduğu iddia edildiğine göre gerçek durumun ortaya çıkması için ..."ın da davaya dahil edilmesi ve göstereceği delillerin toplanması gerekmektedir. Öte yandan işçilik alacakları dosyası hizmet tespiti davalarında kesin delil niteliğinde olmadığı ,hizmet tespiti ve işçilik alacakları davalarında için izlenecek yöntem ve esas alınacak kıstaslar tamamen birbirinden farklı olduğu hususları dikkate alınmalı ve davacının ihtilaflı dönemde ücretini ne şekilde aldığı araştırılmalı, bu konuda davacının beyanı alınmalı, ücretini nasıl aldığını, kim tarafından nasıl ödendiği sorulup açıklamasını istenmeli, bu dönemde çalıştığına ve ücret aldığına ilişkin belgeler getirtilmeli, talep edilen dönemde okul müdürü, müdür yardımcılığı yapmış kişiler ile bu dönemde çalıştığı bildirilen okul öğretmeni ve hizmetliler arasından re"sen seçilecek tanıkları dinleyerek davacının çalışmalarının niteliğine, kapsamına, yönelik beyanlarını alınmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar verilmelidir.
Kabule göre de, davacının çalışmalarının hangi tarihlerde geçtiği hükümde gösterilmediğinden infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm kurulmuştur.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 03/07/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.