1. Hukuk Dairesi 2020/1429 E. , 2020/2972 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... "un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı idare, ...’ın kayıt maliki olduğu 373 ada 9 parsel sayılı taşınmazın davalıya satış suretiyle temlik edildiğini, bu satışın ... 21.Noterliğinin 22.07.2015 tarih ve 27524 yevmiye numaralı vekaletnamesi ile vekil ... ... tarafından yapıldığını, devir işlemi tamamlandıktan sonra vekaletnamenin tanzimi sırasında kullanılan kimliğin sahte olduğunun anlaşılması üzerine ... 21.Noterliğince bildirimde bulunulduğunu, sahte kimlik kullanılmak suretiyle oluşan tescil işleminin yolsuz olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, iyi niyetli üçüncü kişi konumunda bulunduğunu, olaydan haberinin olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, Tapu Müdürlüğünün satış işleminin iptali için dava açma yetkisinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 373 ada 9 parsel sayılı taşınmaz ... adına kayıtlı iken ... 21.Noterliğinin 22.07.2015 tarih ve 27524 yevmiye numaralı vekaletnamesi ile ... ...’nun satışa da yetkili olmak üzere vekil tayin edildiği, anılan vekaletname kullanılmak suretiyle çekişme konusu taşınmazın davalı ...’a 120.000-TL bedel ile devredildiği, Tapu Müdürlüğünde temlik işlemi tamamlandıktan sonra ... 21.Noterliğince vekaletnamenin düzenlenmesi sırasında ibraz edilen kayıt maliki ...’a ait kimlik belgesinin sahte olduğunun bildirildiği, bunun üzerine Tapu Müdürlüğünce iptal tescil istemiyle eldeki davanın açıldığını, ayrıca kayıt maliki ... tarafından davalıya karşı aynı istemle ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan tapu iptali ve tescil davasında mahkemece 2015/355E., 2018/203K. ve 21.05.2018 kesinleşme tarihli ilamı ile tapu kaydının iptal edilerek dava konusu taşınmazın kayıt maliki ... adına tesciline karar verildiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki, Anayasa’nın 40. maddesinin 3.fıkrasında “Kişinin resmi görevliler tarafından vaki haksız işlemler sonucu uğradığı zarar da kanuna göre Devletçe tazmin edilir.” hükmü öngörülmüş; 129. maddenin 5. fıkrasında ise; “Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davalarının ancak idare aleyhine açılabileceği” açıklanmıştır. TMK’nun 1007. maddesi bu bağlamda yorumlandığında, tapu sicillerinin tutulmasından ve bundan doğan zararlardan devletin sorumlu olacağı ilkesinin benimsendiği anlaşılmaktadır.
Yasanın bu açık hükmünün kaynak olduğu devletin sorumluluğu tapu sicilinin tutulması sırasında, sicil memurunun hukuka aykırı işlemi ile sonuç arasında nedensellik bağının varlığı gerekli ise de eylem yada işlemin kusura dayanması gerekmez. Zira devletin sorumluluğu kusursuz sorumluluktur.
Dayanaksız ya da hukuksal duruma uymayan kayıtlar düzenlemek, taşınmazın niteliğinde yanlışlıklar yapmak da aynı kapsamda düşünülmelidir.
Bilindiği üzere; bu tür davaların kural olarak kayıt maliki ya da mirasçıları tarafından açılması gerekir ise de; davacı idarenin Türk Medeni Kanununun 1025. ve 1007. maddeleri ile Tapu Sicili Tüzüğünün 74.maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan sorumlu olacağı, TMK’nun 1007. maddesinde düzenlenen sorumluluğun kusursuz sorumluluk olup, bu madde kapsamında Hazinenin tazminat davasına muhatap ve tazminata mahkum olabileceği gözetildiğinde, eldeki davanın açılmasında ve sonuçlandırılmasında davacı idarenin hukuki yararının bulunduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan; Tapu Sicili Tüzüğü’nün 74. maddesi “ doğrudan dava açmaya engel bir düzenleme içermemektedir. Belgelere aykırılık nedeniyle oluşturulacak sicil dışında örneğin sahtecilik gibi yolsuz nitelik taşıyan sicillerden dolayı Hazinece Türk Medeni Kanununun 1007. maddesinde öngörülen sorumluluk nedeniyle açılan iptal davalarında Hazine yönünden aktif dava ehliyetinin bulunduğu Yargıtay"ın istikrar kazanmış içtihatlarıyla kabul edilmiştir.
Diğer taraftan, Tapu Müdürlükleri, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğüne bağlı ve Genel Müdürlük olarak da Çevre ve Şehircilik Bakanlığına bağlı kuruluşlar olarak, genel bütçe içinde ayrı bütçe ile yönetilen kamu kuruluşlarıdır.
O halde; Tapu Müdürlüğünün hatalı gerçekleştirilen çekişmeye konu işleminin düzeltilmesi ile ilgili olarak TMK"nın 1023. maddesinin "tapu kütüğündeki sicile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur" şeklinde ki hükmü uyarınca yukarıdaki ilkelerde dikkate alındığında eldeki davayı açabileceği kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca; davacı idarenin dava tarihinde taraf sıfatının bulunduğu, ayrıca tescil işleminin yolsuz olduğunun kayıt maliki ... tarafından ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan 2015/355 E. 2018/203 K. sayılı dava dosyasında mahkemece tapu iptali ve tescil isteminin kabulüne karar verilerek hükmün 21.05.2018 kesinleştiği, bu haliyle davanın da konusuz kaldığı gözetilerek mahkemece bu yönde bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir.
Davacının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 22/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.