
Esas No: 2015/33392
Karar No: 2015/35612
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2015/33392 Esas 2015/35612 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil ile yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiğini beyanla kıdem tazminatı, yıllık izin, fazla mesai ve ulusal bayram genel tatil ücret alacaklarının ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Cevabının özeti:
Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, bozma ilamına uyularak toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının Pazar günleri yılın büyük bir bölümünde 2009 yılına kadar 10:00-13:00 saatleri arasında çalıştığı beyan etmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, tanık beyanları dikkate alınarak pazar günleri dört saat çalıştığı kabul edilerek 10.02.2007-01.04.2011 tarihleri arasındaki alacağı hesaplanmıştır. Mahkemece, davacının talebi doğrultusunda 2009 yılına kadar olan pazar çalışmasının karşılığı tespit edilerek fazla mesai ücret alacağının hesaplanması gerekirken talep aşılmak suretiyle karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Taraflar arasında, fazla mesai ücret alacağının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması durumunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamada, 317/2 ve 319. maddeler uyarınca ıslah dilekçesinin davalı tarafa tebliği üzerine iki haftalık süre içinde ıslaha konu kısımlar için zamanaşımı def"inde bulunulabileceği kabul edilmelidir.
6100 sayılı Kanuna göre süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı def"inin geçerli sayılabilmesi için davacının açıkça muvafakat etmesi gerekir. Süre geçtikten sonra ileri sürülen zamanaşımı def"ine davacı taraf muvafakat etmez ise zamanaşımı def"i dikkate alınmaz.
Somut olayda davacının 05.03.2013 tarihli ıslah dilekçesine karşı davalının 11.03.2013 tarihi itibariyle süresinde zamanaşımı def"inde bulunduğu anlaşılmasına göre mahkemece ıslaha karşı ileri sürülen zamanaşımı def"i değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.