22. Hukuk Dairesi 2015/29597 E. , 2015/35635 K.
"İçtihat Metni"
Y A R G I T A Y İ L A M I
MAHKEMESİ : İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ücret, yıllık izin, fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı işveren nezdinde 02.06.1997-30.04.2012 tarihleri arasında şoför olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin emeklilik sebebi ile feshedildiğini, kıdem tazminatı hesaplamasının kırkbeş günlük ücret üzerinden yapılması gerektiği, bu uygulamanın işyeri şartı haline geldiğini, işverenin eşit davranma borcuna riayet etmesi gerektiği, kullanılmayan izin ücretlerinin ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, bakiye ücret alacağı, fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, hafta tatil ücreti ile yıllık izin ücreti alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, on seneyi aşkın süredir otuz günlük süre üzerinden kıdem tazminatı ödemesi yapıldığını, şirket ortaklar kurulunun 27.07.2004 günlü toplantısında işyerinde 4857 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağına karar verildiğini, kararın tüm işçilere tebliğ edildiğini, işçilerin herhangi bir itirazda bulunmadığını, bu uygulamanın işyeri şartı haline geldiğini, davacı alacaklarının 07.05.2012 keşide tarihli çek ile ödendiğini, davacının herhangi bir alacağı bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, mevcut ve ek bilirkişi raporunda ayrıntılı olarak incelendiği üzere aynı konuda açılan bir kısım davalarda verilen kabul ve ret kararlarının Yargıtay"ca onandığı; davanın reddine dair verilen kararda uygulamanın kaldırıldığı tarihten itibaren geçen sürenin uzun oluşu dikkate alınır iken davanın kabulüne dair verilen kararlarda 2004 yılında kaldırılan uygulamanın işyeri uygulaması haline geldiği, işyeri uygulamasında işçi aleyhine yapılan değişikliğin 4857 sayılı İş Kanunu"nun 22. maddesi uyarınca işçiye tebliğ edilmemiş olması gerekçesine dayanıldığı; davanın reddi ve kabulüne dair verilen her iki kararında onanmaları arasında yaklaşık olarak üç aylık bir süre olup mevcut kararlardan Yargıtay"ın yerleşmiş içtihadı yada ilke kararı olduğu hususunda kesin bir kanaate varılmasınını mümkün olmadığı, 22. Hukuk Dairesinin onama kararının daha sonraki tarihli olması ve İş mahkemelerinin temyiz incelemesinin 22. Hukuk Dairesi"nce yapılacağı dikkate alınarak Yargıtay 22. Hukuk Dairesi"nin içtihatları doğrultusunda fark kıdem tazminatı isteminin kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, taraflar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
Davacı temyizi yönünden ;
Davacı vekili tarafından önce temyiz dilekçesi verilmesine rağmen daha sonra temyizden feragat dilekçesi verildiği ancak vekaletnamesinde kanun yolundan feragat yetkisinin bulunmadığı için Dairemiz geri çevirme kararı üzerine davacı asil tarafından temyizden feragat dilekçesi verildiği anlaşıldığından davacının temyiz isteminin feragat sebebiyle REDDİNE; nisbi temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine,
Davalı temyizi yönünden;
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında uyuşmazlık, işyerinde daha önce yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmesi hükümlerinin uygulanmaya devam edilmesinin işyeri şartı haline gelip gelmediği, işverenin eşit davranma borcuna aykırı davranıp davranmadığı ve bunun sonuçları noktasında toplanmaktadır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davalı işyerinde son olarak şoför olarak çalışan davacının iş sözleşmesinin 30.04.2012 tarihinde emeklilik süresinin dolduğu gerekçesi ile feshedildiği, davacıya otuz günlük ücreti üzerinden kıdem tazminatının ödendiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, işyerinde 01.07.1995–30.06.1996 tarihleri arasında yürürlükte kalan toplu iş sözleşmesinde kıdem tazminatının kırkbeş gün üzerinden hesaplanacağı kararlaştırılmış, bu tarihten sonra sözleşmenin feshi tarihine kadar yeni bir toplu iş sözleşmesi imzalanmamıştır. Davalı işveren tarafından 2004 yılında bir kısım işçilere kırkbeş günlük ücret üzerinden kıdem tazminatı ödenmişse de, 27.07.2004 tarihinde alınan kararla uygulamanın yanlışlığından söz edilerek bundan vazgeçildiği belirtilmiştir. Bu tarihten sonra davalı işverenin eşitlik ilkesine aykırı davranışının varlığı da iddia ve ispat edilememiştir. Tüm bu hususlar dikkate alındığında davacının kıdem tazminatı fark alacağına ilişkin talebinin reddi gerekirken yazılı şekilde kabulü hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 24.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.