22. Hukuk Dairesi 2016/9654 E. , 2019/7329 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait işyerinde 2001 yılından iş akdinin haksız feshedildiği 2013 yılına kadar ana sınıfı öğretmeni olarak çalıştığını, işverence kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışmaları (ek ders) ücretinin ödenmediğini belirterek, kıdem ve ihbar tazminatı ile ek ders ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının 2001-12.06.2008 yılları arası usta öğretici olarak çalıştığını ve istifa ederek işten ayrıldığını, 08.10.2009-28.06.2013 tarihleri arasında çalıştığı dönemde ise sözleşmesini kendisinin yenilemediğini, hafta içi 4 gün 09.00-16.00 saatleri arası bir gün ise 09.00-12.00 saatleri arasında çalıştığını fazla çalışma yapmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece sözleşmenin belirli süreli sözleşme olması nedeniyle ihbar tazminatı talebinin reddine diğer taleplerin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacının, kıdem tazminatına esas alınması gereken çalışma süresi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. 1475 sayılı Yasanın 14/2. maddesi, işçinin aynı işverene bağlı olarak bir ya da değişik işyerlerinde çalıştığı sürelerin kıdem hesabı yönünden birleştirileceğini hükme bağlamıştır. O halde kıdem tazminatına hak kazanmaya dair bir yıllık sürenin hesabında da işçinin daha önceki fasılalı çalışmaları dikkate alınır. Bununla birlikte, her bir fesih şeklinin kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde gerçekleşmesi hizmet birleştirmesi için gerekli bir koşuldur, işçinin önceki çalışmaları sebebiyle kıdem tazminatı ödenmişse, aynı dönem için iki defa kıdem tazminatı ödenemeyeceğinden tasfiye edilen dönemin kıdem tazminatı hesabında dikkate alınması mümkün olmaz. Yine, istifa etmek suretiyle işyerinden ayrılan işçi kıdem tazminatına hak kazanmayacağından, istifa yoluyla sona eren önceki dönem çalışmaları kıdem tazminatı hesabında dikkate alınmaz.
Somut olayda, davacı davalıya ait işyerinde 10.09.2001- 16.06.2008, 08.10.2009- 28.06.2013 tarihleri arasında iki dönem halinde çalışmış olup, ilk dönem çalışmasının davacının istifa dilekçesiyle son bulduğu anlaşılmıştır. Ancak davacı yargılama aşamasındaki beyanında " dilekçenin kendisine o zamanki okul müdürü ... tarafından bu dilekçeyi kendi dedikleri gibi yazıp imzalarsa bütün yasal haklarının ödenip, ilişiğinin kesileceği sözü üzerine buna inanarak ve güvenerek bu dilekçeyi yazdığını, dilekçedeki yazı ve imzanın kendisine ait olduğunu, bu dilekçenin birinci dönem çalışmaları sonunda verildiğini, o zaman ücretlerin bir kısmının elden ödenip bir kısmının da bankaya yatırıldığını, kendisinin işverene yüksekokul mezunu olduğuna dair diplomasını göstererek hem ücretinin tam yatırılmasını hemde öğretmen olarak gösterilmesini istediğini, onun için bu dilekçeyi yazmasını istediklerini, kendisinin de bu dilekçeyi yazdığını ve akabinde ordan ayrılmak zorunda kaldığını, Atek kolejinde yaklaşık 9 ay kadar çalıştıktan sonra tekrar kendisini çağırmaları üzerine orada alacağı kaldığından bunu almak için tekrar çalıştığını, bu kez tam ücretle öğretmen sıfatıyla devam ettiğini sonra yine sebepsiz yere işten çıkarıldığını, beyan etmiş, birinci dönemde davacı ile birlikte anasınıfı öğretmeni olarak çalışan davacı tanığı ... ise:"davacı ile aynı işyerinde 2006-2008 yıllarında 2 yıl kadar birlikte çalıştığını, davacının burada 6 yaş grubu öğretmeni olarak çalıştığını kendisin de aynı şekilde çalıştığını, ne kadar aylık ücret aldığını bilmediğini, davacının üniversite mezunu olduğu için ve sınıf öğretmeni olarak istihtam edilmesi gerekirken usta öğretici olarak gösterilmesinden dolayı düzeltilmesini istediğini, ancak kabul edilmediği için işten ayrıldığını, tazminatlarının ödenmediğini bildiğini ifade ettiği, ilk dönemdeki fesih yönünden davacının ana sınıfı öğretmeni olduğu halde usta öğretici olarak çalıştırıldığı, bunun düzeltilmesini istediği halde düzeltilmediğinden istifa ettiği, davacının iş akdini kendisinin haklı nedenle feshettiğinin anlaşıldığı bu nedenle birinci dönem çalışmasının da kıdem süresine eklenerek toplam süre üzerinden kıdem tazminatının hesaplandığı ek rapora göre hüküm kurulmak gerekirken ilk dönemin davacının istifası ile sonuçlandığı gerekçesiyle dışlanarak hüküm kurulması hatalı olmuştur.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 02.04.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.