Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/9105
Karar No: 2020/1941

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/9105 Esas 2020/1941 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi         2017/9105 E.  ,  2020/1941 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Yörede 1954 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında ... köyü 35 parsel sayılı 19000 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, mezarlık niteliği ile davalı adına tespit edilmiş olup çekişmeli 314 parsel 35 numaralı parselin ifrazı sonucu oluşmuştur ve mezarlık niteliğiyle, 780 m2 yüzölçümüyle halen tapuda davalı adına kayıtlıdır.
    Davacı ... Yönetimi taşınmazın bulunduğu yörede orman kadastrosu yapıldığını ve 19.08.2008 tarihinde ilan edildiğini, taşınmazın orman sayılan yerlerden olup halen orman niteliğini taşıdığını davalı adına olan tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tescili talebiyle dava açmıştır. Kadastro mahkemesince davacı ... Yönetiminin 314 numaralı parselin (B) ile gösterilen 637 m2 kısmı 1949 tarihinde yapılıp kesinleşen orman tahdit sınırları dışında kaldığından Orman Yönetiminin bu kısma yönelik davasının hukuki yarar yokluğundan reddine, 314 numaralı parselin (A) ile gösterilen ve 2/B madde uygulaması ile orman sınırları dışına çıkarılan 143 m2"lik kısmının köy mezarlığının bir parçası olduğu, orman niteliğini taşımadığı ve bu kısmın 31.12.1981 yılından önce orman vasfını kaybettiği anlaşıldığından bu kısma yönelik davanın sübuta ermediğinden reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 09/11/2009 tarih ve 2009/14753-16397 E.-K. sayılı ilamı ile bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin, 09/11/2009 tarih ve 2009/14753 E.-16397 K. sayılı kararında özetle; ”1) Çekişmeli taşınmazın (A) ile gösterilen 143 m2"lik kısmının yörede 1949 yılında yapılan ve kesinleşen orman tahdid sınırları içinde kaldığı; yörede 2005 yılında yapılan evvelce sınırlandırması yapılmış ve kesinleşmiş ormanlarda 6831 sayılı Kanunun değişik 2/B madde uygulaması çalışmaları ile henüz sınırlandırması yapılmamış ve herhangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanların 6831 sayılı Kanuna göre orman kadastrosu ve ayni Kanunun 2/B madde uygulaması çalışmaları sırasında bu kısmın 2/B madde uygulaması ile orman sınırları dışına çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Davacı ... Yönetimi, taşınmazın (A) ile gösterilen kısmına yönelik olarak 2/B madde uygulamasına itiraz etmiş ve 2/B uygulamasının iptali ile bu kısmın orman vasfı ile Hazine adına tescilini istemiştir. Dosyada mevcut orman bilirkişi Salih Turan tarafından düzenlenen 26.05.2009 tarihli bilirkişi raporunda taşınmazın (A) ile gösterilen kısmının 2/B şartlarını taşıyıp taşımadığı hususunda bir inceleme yapılmamıştır.
    6831 sayılı Kanunun değişik 2/B maddesi ile (bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş yerlerin orman rejimi dışına çıkartılacağı) hükmünün bulunduğu, bundan doğal ve gerçek anlamda nitelik kaybının anlaşılması gerektiği, her isteyenin ormanlarda doğal olarak bulunan deliceleri aşılaması, bina ya da eklentilerini inşa etmesi, erozyona sebep olacak biçimde araziyi teraslaması ya da orman bitkilerini kökleyip tarım yapmaya teşebbüs etmesi veya 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi gereğince hiçbir zaman kişiler adına tapuya tescil edilemeyecek ve özel mülk olamayacak orman içi açıklığı niteliğinde olan yerlerin yasa maddesinde anlatılan bilim ve fen bakımından nitelik kaybı olmayıp, zorla ve ormanın tahribi sonucu niteliğinin kaybettirilmesidir. Bu yöntem, toprak erozyonu, ormanların ortadan kalkması, doğanın ve çevrenin bozulup yokolması sonuçlarını doğurur.
    Kanunda tanımlanan (…bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetme…) kavramında bu tür olaylar amaçlanmamıştır. 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesinin başka türlü yorumu, ormanların bilinçli şekilde niteliğinin kaybettirilmesine, tahribine ve yokedilmesine izin verdiği sonucuna ulaştırır ki, bu durum Anayasanın 169 ve 170. maddelerine aykırı olur. Suç teşkil edecek eylemlerle ve zorlama yolu ile ormanların niteliğinin kaybettirilmesi yasalarla korunamaz.
    O halde, uzman orman bilirkişisinin, 6831 sayılı Kanunun 2/4. maddesinde sayılan yerlerde 2/B madde uygulamasının yapılamayacağını göz önünde bulundurarak, yukarıda anlatılan eylemler sonucu ormanların yok edilmesinin ve baştan beri 6831 sayılı Kanunun 17. maddesinde anılan orman içi açıklık niteliğinde olan veya sonradan bu hale gelen yerlerin bilim ve fen bakımından orman niteliğini kaybetme olarak kabul edilemeyeceğini gözönünde bulundurularak, dava konusu taşınmazın orman bütünlüğünü bozmama, su ve toprak rejimine ve çevresindeki ekosistemlerinin tüm öğeleriyle kendisini yenileyebilme gücüne zarar vermeme, ormancılık çalışmalarının etkenlik, verimlilik ve kararlılık düzeylerini düşürmeme, taşınmaz üzerinde insan elinin çekilmesi ve olduğu gibi bırakılması halinde yeniden orman haline dönüşüp dönüşemeyeceği gibi koşulları birlikte değerlendirip, dava konusu taşınmazın hangi doğal olaylar ve eylemler sonucu bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybettiğini ya da etmediğini inceleyerek bu olguları tartışması ve taşınmazın hangi maddi ve bilimsel olgular sonucu nitelik kaybettiği sonucuna ulaştığını raporunda açıklaması gerekir.
    Bu nedenle mahkemece önceki bilirkişiler dışında bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazın (A) ile gösterilen kısmının 31.12.1981 yılından önce bilim ve fen bakımından tam olarak orman niteliğini yitirip yitirmediği yukarıda yazılı koşullar dikkate alınarak belirlenmeli, öncesi devlet ormanı olan bir yer 2/B uygulaması ile ancak Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılabileceği ve taşınmazın (A) ile gösterilen bu bölümünün yörede 1949 yılında 3316 sayılı Kanun gereğince yapılan orman tahdidi sırasında mezarlık niteliğinde olduğu bildirilerek orman vasfı ile tahdit içine alındığı, 6831 sayılı Kanunun 1/D maddesine göre fiilen kullanılan kadim mezarlıklar orman sayılmazsa da, uzun süreden beri terk edilen, fiilen mezarlık olarak kullanılmayan orman ağaçları ile örtülü metruk mezarlıkların 6831 sayılı Kanunun 1/D maddesi kapsamı dışında orman sayılan yerlerden olduğunun kabulü gerektiğine dikkate alınarak oluşacak sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
    2) Orman Yönetiminin (B) kısmına yönelik temyiz itirazları gelince: dosyada mevcut 5 nolu orman kadastro komisyonuna ait işe başlama tutanağından 2005-2007 yılları arasında ... ili, ... ilçesi, Yeşilyurt (...) köyü sınırları içinde bulunan; evvelce sınırlandırması yapılmış ve kesinleşmiş ormanlarda 6831 Sayılı Yasanın değişik 2/B madde uygulaması çalışmaları ile henüz sınırlandırması yapılmamış ve herhangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanların 6831 sayılı Kanuna göre orman kadastrosu ve ayni Kanunun 2/B madde uygulaması çalışmaları yapıldığı ve bu çalışmaların 19.08.2008 tarihinde ilan edildiği anlaşılmaktadır. 4999 sayılı kanunla değişik 6831 sayılı Kanunun 7. maddesin de evvelce sınırlaması yapılmış olup da herhangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanların, hükmi şahsiyeti haiz amme müesseselerine ait ormanların, hususi ormanların, orman kadastrosunun orman kadastro komisyonları tarafından yapılabileceği öngörülmüştür ve 5 nolu orman kadastro komisyonuna 4999 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 7. maddesi gereğince herhangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanlarda orman kadastrosu yapma yetkisi verildiği halde komisyon tarafında çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde sadece aplikasyon işlemi yapılmış bu yetki kullanılmamıştır. Davacı ... Yönetimi, 6 aylık yasal süre içinde çekişmeli taşınmazın 4999 sayılı Kanunla değişik 6831 sayılı Kanunun 7. maddesi kapsamında orman sayılan yerlerden olduğu ve orman kadastro komisyonu tarafından orman sınırları içine alınmamış olması nedeni ile orman tahdidine itiraz davası açılmıştır. Bu nedenle mahkemece çekişmeli taşınmazın 4999 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 7. maddesi kapsamında orman sayılan yerlerden olup olmadığının araştırılması gerekmektedir."" denilmiştir.
    Kadastro mahkemesince, bozma kararına uyulduktan sonra, çekişmeli taşınmazın (A) ile gösterilen 143 m2"lik kısmının halen dahi yeşile boyalı olarak orman sınırları içinde gözüktüğünden 5 nolu orman tahdit komisyonunun burada sadece aplikasyon işlemi yaptığı 6831 sayılı Kanuna göre orman kadastrosu ve aynı Kanunun 2/B madde uygulaması çalışmaları gereğince orman sınırı dışına çıkarma işlemi yapılmadığından davacı idarenin bu kısım için açmış olduğu davasının tapu iptal ve tescil mahiyetinde olduğu gerekçesiyle bu kısım için görevsizlik karar verilmiş ve karar temyiz edilmeden kesinleşmiştir.
    Asliye hukuk mahkemesince, dava konusu ... ili, ... ilçesi, ...köyü 314 parsel sayılı taşınmazın tapuda davalı adına kayıtlı olduğu, arazi kadastrosunun 1954 yılında yapıldığı, sonradan dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde 2008 yılında orman kadastrosunun yapıldığı, davacı ... İdaresi tarafından yapılan kadastro tespitine karşı 6 aylık askı ilan süresi içerisinde itiraz edildiği, davanın orman kadastrosuna süresi içerisinde itiraz davası olduğu, davaya bakma görevinin kadastro mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, orman tahdidi ve 2/B uygulamasına itiraz niteliğindedir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde ilk orman kadastrosu 1949 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılan orman tahdidi ile 2005 yılında yapılan ve 19.08.2008 tarihinde ilan edilen orman kadastrosu yapılmış olan ormanlarda aplikasyon ve 2/B uygulaması ile henüz sınırlandırması yapılmamış ormanlarda orman kadastrosu vardır.
    İncelenen dosya kapsamında çekişmeli taşınmazın (A) ile gösterilen 143 m2"lik kısmının yörede 1949 yılında yapılan ve kesinleşen orman tahdit sınırları içinde kaldığı; yörede 2005 yılında yapılan evvelce sınırlandırması yapılmış ve kesinleşmiş ormanlarda 6831 sayılı Kanunun değişik 2/B madde uygulaması çalışmaları ile henüz sınırlandırması yapılmamış ve herhangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanların 6831 sayılı Kanuna göre orman kadastrosu ve aynı Kanunun 2/B madde uygulaması çalışmaları sırasında bu kısmın herhangi bir işleme tabi tutulmadığı sadece 1949 yılında yapılan orman tahdidinin aplikasyonu ile yetinildiği anlaşılmaktadır. 6831 sayılı Kanunun 11. maddesi uyarınca "Orman Kadastro Komisyonlarınca tutanakların askı suretiyle ilanı, ilgililere şahsen tebliğ hükmündedir. Tutanak ve kararlara karşı askı tarihinden itibaren altı ay içinde kadastro mahkemelerine .... müracaatla sınırlamaya ve bu Kanunun 2. maddesine göre orman sınırı dışına çıkarma işlemlerine Çevre ve Orman Bakanlığı, ... ve hak sahibi gerçek ve tüzel kişiler itiraz edebilir... .. Kadastro mahkemeleri 6 aylık yasal süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraz davalarına bakmakla görevlidir. Çekişmeli taşınmazın (A) ile gösterilen kısmını yörede 1949 yılında yapılan ve kesinleşen orman tahdit sınırları içinde kaldığı anlaşılmaktadır. Davacı ... Yönetiminin bu kısma ilişkin davası tapu iptali ve tescil davası niteliğinde olduğu anlaşıldığına göre, uyuşmazlığı çözme görevi asliye hukuk mahkemesine aittir.
    SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... Yönetimi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer konuların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 18/06/2020 günü oy birliği ile karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi