22. Hukuk Dairesi 2014/31112 E. , 2015/35803 K.
"İçtihat Metni"Y A R G I T A Y İ L A M I
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, ücret alacağı, fazla mesai, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının, davalıya ait işyerinde aşçı olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı sebep olmaksızın feshedildiğini belirterek, müvekkilinin ihbar ve kıdem tazminatı, ücret, fazla mesai, hafta tatili ve genel tatil ücreti alacağı isteklerinin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Somut olayda, davacının işyerindeki çalışma düzenini ve saatlerini gösterir puantaj ve benzeri belgeler mevcut değildir. Bu durumda her iki tarafın tanık beyanlarına göre ihtilafın çözümlenmesi gereklidir. Yargılama sırasında davacı tanığı olarak dinlenen kişiler sadece davacı ile aynı köyden olup, işyerinde fiilen çalışmadıklarından çalışma şartları hakkında görgüye dayalı bilgileri bulunmamaktadır. Davalı tanıklarından ... da benzer durumdadır. Diğer davalı tanığı davacının eşi olup 07:00"de işe gidip 20:00"de geldiğini, işyerine yirmi dakika mesafede oturduklarını söylemiştir. ... isimli davalı tanığı ise, işyerinin eski ortağı olup işçinin çalışma koşullarını bilebilecek durumdadır. Bu tanık, işyerinin günde onaltı-onyedi saat açık kaldığını, aşçıların kendi aralarında görev dağılımı yaptıklarını, sabah gelen aşçının akşam erken gittiğini, gün içinde antre tabir edilen beş-altı saati bulan dinlenmelerin bulunduğunu beyan etmiştir. Hükme esas bilirkişi raporunda, tanıkların ekseriyet beyanlarına göre 07:00-01:00 ya da 08:00-24:00 arası çalıştığı, bu şekilde yedi gün çalışma yaptığı kabulü ile söz konusu alacağa dair hesaplama gerçekleştirilmiştir. Açıklanan sebeplerle, mahkemece, işyerinde birden fazla aşçı çalıştığı da dikkate alınarak, işyerinin ve yapılan işin niteliği gereği verilen ara dinlenmelerinin de değerlendirilmesiyle, günde üç saat fazla mesai alacağı hesaplanmak ve %30"dan az olmamak üzere indirimle karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.