1. Hukuk Dairesi 2017/5437 E. , 2020/3001 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ: ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL-TENKİS
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil-tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 23.06.2020 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar vekili Avukat ...ile temyiz edilen davacılar vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir.Davacılar, mirasbırakan ..."in 420 ada 921 parsel, 101 ada 28 parsel, 101 ada 9 parsel, 103 ada 6 parsel, 103 ada 28 parsel, 145 ada 2 parsel sayılı taşınmazlar, 1710 ada 2 parseldeki 1 nolu bağımsız bölüm ve 1398 ada 35 parseldeki 9 nolu bağımsız bölümünü davalı oğlu, gelini ve oğlundan torunlarına temlik ettiğini, işlemlerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğuna ileri sürerek tapu kayıtlarının miras payları oranında iptali ile adlarına tesciline, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemişlerdir. Davalılar, 1710 ada 2 parseldeki 1 nolu bağımsız bölümün çıplak mülkiyetinin mirasbırakan tarafından davalı gelini ..."ye devredildiğini, mirasbırakanın eşinin vefatından ölümüne kadar davalıların yanında yaşadığını, bakımının davalılar tarafından sağlandığını, bakım karşılığı olarak anılan taşınmazın ..."ye nispeten düşük bir bedelle satılarak devredildiğini; 1398 ada 35 parseldeki 9 nolu bağımsız bölümün mirasbırakan tarafından davalı torunlarına bağışladığını, mirasbırakanın diğer torunlarına da bir çok yardımda bulunduğundan, bu dairenin de torunlarına çeyiz hediyesi olarak verdiğini beyan ettiğini, diğer taşınmazlar yönünden satışın gerçek olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, mirasbırakanın bir kısım paylarını yıllardır kendisi ve eşiyle ilgilenen ve destek olan davalılara sattığı, mirasbırakanın minnet duygusu ile hareket ettiği dikkate alındığında satışın gerçek değer üzerinden yapılmamasının mal kaçırma amacıyla hareket edildiği anlamını doğurmayacağı gerekçesiyle 420 ada 921 parsel, 101 ada 28 parsel, 101 ada 9 parsel, 103 ada 6 parsel, 103 ada 28 parsel, 145 ada 2 parsel sayılı taşınmazlar ve 1710 ada 2 parseldeki 1 nolu bağımsız bölüm yönünden davanın reddine, 1398 ada 35 parseldeki 9 nolu bağımsız bölümün bağış suretiyle devredilmesi nedeniyle muvazaa iddiasının dinlenemeyeceği, bu bağışın mirasbırakanın ölümünden önceki bir yıldan daha önce yapıldığı ve davalıların yıllardır mirasbırakan ve eşine bakması, birlikte yaşamaları nedeni ile minnet duygularının karşılığı olarak yapıldığı gerekçesiyle tenkis isteminin reddine ilişkin verilen karara karşı davacılar vekilinin istinaf başvurusu ...Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince, 420 ada 921 parsel, 101 ada 28 parsel, 101 ada 9 parsel, 103 ada 6 parsel, 103 ada 28 parsel, 145 ada 2 parsel sayılı taşınmazlar ve 1710 ada 2 parseldeki 1 nolu bağımsız bölüm yönünden HMK’nin 353/1.b.2 maddesi gereğince kabul edilerek mahkeme kararının ortadan kaldırılmasına, davalıların birlikte yaşadıkları mirasbırakana karşı ahlaki yükümlülük dışında bir semen gerektirecek boyutta bakım ediminde bulunmadıkları ve dolayısıyla mirasbırakanın malvarlığının önemli bir kısmını devretmesi sonucunu doğuracak şekilde minnet duygusu ile hareket etmesini gerektirecek somut olguların bulunmadığı, işlemlerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, bağış suretiyle devredilen 1398 ada 35 parseldeki 9 nolu bağımsız bölüm yönünden HMK"nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca kararın ortadan kaldırılmasına, karşılıksız kazandırmanın mirasbırakanın ölümünden önceki son bir yıl içinde yapılmadığı gerekçesi ile tenkis talebi reddedilmiş ise de TMK’nın 565/4 gözetilerek tenkis talebinin değerlendirilmesi gerektiği, mahkemece tenkis yönünden hiç bir araştırma yapılmadığı gerekçesiyle yeniden görülerek karar verilmesi üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1934 doğumlu mirasbırakan ...’in 22.05.2013 tarihinde ölümü ile geride mirasçı olarak çocukları olan davacılar ..., ..., ... ve davalı ...’yi bıraktığı, mirasbırakanın 420 ada 91 parseldeki ½ payını 10.01.1994 tarihinde oğlu olan davalı ...’ye; 1710 ada 2 parseldeki 1 nolu bağımsız bölümünün çıplak mülkiyetini 18.10.2004 tarihinde gelini olan davalı ...’ye; 101 ada 9 ve 28 parseller, 103 ada 6 ve 28 parseller, 145 ada 2 parseldeki ½ payını 26.08.2005 tarihinde oğlu olan davalı ...’ye satış suretiyle temlik ettiği, mirasbırakanın 1398 ada 35 parseldeki 6 nolu bağımsız bölümünü 20.05.2010 tarihinde oğlu ...den torunları olan davalılar ... ve ...’ya 1/2’şer paylarla bağış suretiyle temlik ettiği anlaşılmaktadır.Hemen belirtmek gerekir ki, 420 ada 91 parseldeki ½ pay, 101 ada 9 ve 28 parseller, 103 ada 6 ve 28 parseller ve 145 ada 2 parseldeki ½ pay yönünden temliklerin mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak yapıldığı saptanarak davanın kabulüne karar verilmesinde kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davalıların bu yöne ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine.Davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince; Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada mirasbırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
Böyle bir durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237., (Borçlar Kanunu"nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu"nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler. Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün, diğer bir söyleyişle mirasbırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ile durumun aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.Öte yandan, satışa konu edilen bir malın devrinin belirli bir semen karşılığında olacağı kuşkusuzdur. Ancak semenin, bir başka ifade ile malın bedelinin mutlaka para olması şart olmayıp belirli bir hizmet veya bir emek de olabileceği kabul edilmelidir. Esasen muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davaların hukuki dayanağını teşkil eden 01.04.1974 tarih ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının, mirasbırakanın gerçek iradesinin mirasçıdan mal kaçırma olması halinde uygulanabilirliğinde kuşku yoktur. Somut olayda, dinlenen tanık beyanları ve diğer delillerden mirasbırakan ...’in ölene kadar davalı oğlu ve gelini ile aynı evde yaşadığı, hastalığı ve bakımıyla davalı gelini ...’nin ilgilendiği anlaşılmaktadır. Değinilen olgular yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde, mirasbırakanın dava konusu 1710 ada 2 parseldeki 1 nolu bağımsız bölümü gelini olan davalı ...’ye temlik etmekteki gerçek amaç ve iradesinin mirasçılardan mal kaçırmak olmadığı, gelinine duyduğu minnet duygusuyla hareket ettiği sonuç ve kanaatine varılmaktadır. Diğer taraftan, bölge adliye mahkemesince, tenkis istemi yönünden delillerin toplanmaması sebebi ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş olup, gönderme kararının yasal dayanağı HMK 353/1- a-6. maddesidir. HMK 353/l-a-6. maddesi ile, ilk derece mahkemesince, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması halinde, esasa ilişkin inceleme yapılmadan kararın kaldırılmasına kesin olarak karar verileceği düzenlenmiştir. Oysa, ilk derece mahkemesince tarafların gösterdikleri deliller toplanmış, tanıkların beyanları alınmış, resmi senet ve tapu kayıtları getirtilmiş, taşınmazların değerini tespit için bilirkişiden rapor alınmıştır. O halde, bölge adliye mahkemesince delillerin toplanmaması sebebiyle dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Hal böyle olunca, 1710 ada 2 parseldeki 1 nolu bağımsız bölüm yönünden davanın reddine karar verilmesi, 1398 ada 35 parseldeki 6 nolu bağımsız bölümdeki tenkis istemi yönünden, temlikin saklı payı ihlal kastı ile yapılıp yapılmadığının tespit edilmesi, gerektiği taktirde bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.Davalıların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373/1-a maddesi uyarınca ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, HMK"nın 373/2 maddesi gereğince dosyanın kararı veren ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi"ne gönderilmesine, 02.01.2020 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 2.540.00. TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.