
Esas No: 2021/1790
Karar No: 2021/4258
Karar Tarihi: 24.06.2021
Danıştay 12. Daire 2021/1790 Esas 2021/4258 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/1790
Karar No : 2021/4258
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ... Bakanlığı
İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem : ... Adli Sicil Bölge Müdürlüğü'nde veri hazırlama ve kontrol işletmeni olarak görev yapan davacının, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/E-(d) maddesi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Adalet Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu Başkanlığı'nın ... tarih ve ... sayılı işleminin iptali ile yoksun kaldığı parasal haklarının ödenmesine, özlük haklarının iadesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... kararıyla; dava dosyasına ekli soruşturma raporu ve eki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; soruşturma raporunda yer alan ifadelerden ve davacının işyerinde kullanmakta olduğu bilgisayarda, raporda belirtilen 37 günde herhangi bir işlem yapılmamış olmasından davacı üzerine atılı eylemin sübut bulduğu; öte yandan, davacının göreve gelmediği tespit edilen günlerde görevde olduğunu gösteren davacı iddiaları dışında başkaca ispat edici herhangi bir hukuki delil bulunmadığının da açık olduğu; bu durumda, davacının 657 sayılı Kanun'un 125/E-(d) maddesi gereğince Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Adalet Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu Başkanlığı'nın ... tarih ve ... sayılı işlemde mevzuata ve hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Müstafi sayılma işleminin iptaline karar verildiği, gelmediği günler ile ilgili tutanak düzenlenip düzenlenmediği ve şikayet konusu edilip edilmediğinin araştırılmadığı, sadece sicil sorgulaması yapmadığı, bunun dışında bütün personel birbirinin şifresini bildiği ve birbirlerinin bilgisayarından başka işlemler de yaptığı, bu nedenle sırf kendi bilgisayarından işlem yapmadığı, bunun görevine gelmediğine delil olmayacağı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile usul ve yasaya aykırı olan kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Danıştay Başkanlık Kurulu'nun 18/12/2020 tarih ve 2020/62 sayılı "Danıştay Dava Daireleri Arasındaki İş Bölümü Kararı" üzerine Dairemize devredilen dosya da Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
... Cumhuriyet Başsavcılığı Adli Sicil Müdürlüğü'nde veri hazırlama ve kontrol işletmeni olarak görev yapan davacının, 09/05/2011 tarihinde Isparta Adli Sicil Müdürlüğü'ne aynı görevle atandığı, ...'da görev yaptığı döneme ilişkin olarak ... Adli Sicil Bölge Müdürü hakkında yürütülen soruşturma kapsamında, adı geçen müdüre isnat edilen fiillerin bir kısmında davacının da isminin yer aldığı, buna göre "... Adli Sicil Bölge Müdürü tarafından davacıya, sık sık devamsızlık yapmasına rağmen müsamaha gösterildiği, davacının diğer personel üzerinde tahakküm kurmasına izin verildiği ve Bölge Müdürü'nün personelin ya da iş sahiplerinin yanlış anlamasına sebep olabilecek şekilde davacıya yakın davrandığı ve bu durumu iş ortamına taşıdığına" ilişkin iddialar üzerine davacı hakkında soruşturma başlatıldığı, soruşturma sonucunda ... Cumhuriyet Başsavcılığı'nın ... tarih ve ... sayılı kararı ile davacıya uyarma cezası verildiği ve bu cezaya yapılan itirazın da reddedildiği; ancak, davacının aralıksız olarak 2-3 hafta işe gelmediği yönündeki iddialarının araştırılması için aynı disiplin numarası üzerinden yeniden soruşturma açıldığı, bu kapsamda davacının özürsüz ve izinsiz olarak 08/02/2010 tarihinde bir gün, 22/04/2010 tarihinde bir gün, 31/05/2010 - 04/06/2010 tarihleri arasında beş gün, 07/06/2010-11/06/2010 tarihleri arasında beş gün ve 21/09/2010 tarihinde bir gün imza föyüne imza atmadığı; diğer yandan 01/06/2010 - 11/06/2010 tarihleri arasında işyeri bilgisayarında davacının ismi ve şifresi ile oturum açılmadığı ve işlem yapılmadığının tespit edildiği, bu tespitler doğrultusunda davacı hakkında 01/06/2010 - 11/06/2010 tarihleri arasında özürsüz ve izinsiz olarak göreve gelmediğinden bahisle Devlet memurluğu görevinden çekilmiş sayılmasına ilişkin işleme karşı Mahkemenin E:... esasında açılan davada, ... tarih ve K:... sayılı kararı ile "kesintisiz 10 gün göreve gelmeme fiilinin gerçekleşmediği" gerekçesiyle işlemin iptaline karar verildiği; davacı hakkında yeniden başlatılan soruşturma neticesinde düzenlenen ... tarih ve ... sayılı soruşturma raporunda da; 2010 yılı içinde 01-12 ve 17-26 Şubat tarihleri arasında 17 gün, 19 Mart tarihinde bir gün, 12-16 Nisan tarihleri arasında beş gün, 01-11 Haziran tarihleri arasında dokuz gün, 16-20 Ağustos tarihleri arasında dört gün, 21 Eylül tarihinde bir gün olmak üzere 2010 yılında toplamda 37 gün göreve gelmediğinin tespit edildiğinden bahisle 657 sayılı Kanun'un 125/E-(d) maddesi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasının teklif edildiği ve getirilen teklif doğrultusunda Adalet Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu Başkanlığı'nın ... tarih ve ... sayılı işlemiyle 657 sayılı Kanun'un 125/E-(d) maddesi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırıldığı ve bu işlemin iptali ile yoksun kaldığı parasal haklarının ödenmesine, özlük haklarının iadesine karar verilmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı görülmüştür.
İLGİLİ MEVZUAT:
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/E-(d) maddesinde; ''Özürsüz olarak bir yılda toplam 20 gün göreve gelmemek'' fiilinin, Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılacağı kuralına yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Disiplin cezaları, kamu hizmetinin gereği gibi yürütülebilmesi bakımından kamu görevlilerinin mevzuat uyarınca yerine getirmek zorunda oldukları ödev ve sorumlulukları ifa etmemeleri veya mevzuatta yasaklanan fiillerde bulunmaları durumunda uygulanan yaptırımlar olup, memurların özlük hakları üzerinde doğrudan ve önemli sonuçlar doğurmaları sebebiyle subjektif ve bireysel etkileri bulunduğu gibi kamu görevinin gereği gibi sürdürülmesi ve kamu düzeninin sağlanması bakımından objektif ve kamusal öneme sahiptirler.
Bu bakımdan, disiplin soruşturmalarının yapılmasında izlenecek yöntem, ceza verilecek fiiller ve ceza vermeye yetkili makam ve kurullar pozitif olarak mevzuatla belirlenmekte, doktrin ve yargısal içtihatlarla da konu ile ilgili disiplin hukuku ilkeleri oluşturulmaktadır. Buna göre, disiplin cezası verilebilmesi için kusurlu halin tespitinden sonra belli süreler içinde ilgili memur hakkında tarafsız bir soruşturmacı görevlendirilerek disiplin soruşturması açılması, söz konusu soruşturmada memurun lehine ve aleyhine olan tüm delillerin toplanarak ekleriyle birlikte bir soruşturma raporunun oluşturulması ve bu şekilde memurun hangi fiili, nerede, ne zaman, nasıl, ne şekilde işlediğinin somut, hukuken kabul edilebilir ve delillerle şüpheye yer vermeyecek açıklıkta ortaya konularak yetkili disiplin amiri veya disiplin kurulu tarafından bir disiplin cezası verilmesi gerekmektedir.
Yukarıda belirtilen hükümler doğrultusunda; disiplin suçu teşkil eden fiillerle ilgili olarak soruşturma yapılması zorunlu olduğu gibi, soruşturmanın belirli usuller çerçevesinde yapılması da isnada maruz kalanların hukuki güvencesidir. Soruşturma emri verilmesi; bağımsız ve üst veya denk görevde olan bir soruşturmacı atanması, olayla ilgili tanık ve soruşturulanın ifadelerinin alınması, ifade alınmadan kişiye haklarının ve soruşturma konusunun bildirilmesi, isnat olunan fiille ilgili lehe ve aleyhe başkaca delillerin araştırılması, soruşturma sonucunda bir rapor hazırlanması ve bu raporda; olayın değerlendirilmesi, soruşturmacının kanaat ve teklifini belirtmesi ve raporun ilgili makama sunulması, soruşturmayı yapan kişi ile soruşturmada elde edilen delilleri değerlendirecek kişi veya kurulların ayrı olması, yasal süre içerisinde isnat olunan fiiller bildirilerek sanığın savunmasının alınmasının gerekliliği disiplin hukukunun temel ilkelerinden olduğu gibi hukuki güvenlik ilkesinin de gereğidir.
Davacı hakkında disiplin cezası teklifinde; davacının 2010 yılında toplamda 20 günden fazla göreve gelmemesi eyleminin dayanağı olarak; mesai takip defterine davacı tarafından atılan/atılmayan imzalar, davacı tarafından kullanılan bilgisayardan adli sicil sorgusu yapılabilmesi için oturum açılan/açılmayan günler, tanık sıfatıyla ifadesine başvurulan çalışma arkadaşlarının ifadeleri, yıllık izinli olduğu günler, sağlık izni kullandığı günler incelenmiş ve bunlara dayanılarak göreve gelmediği günlerin tespiti yapılmıştır.
Dosyada mevcut olan soruşturma raporu ekinde yer alan belgelerin incelenmesinden; davacının bilgisayarının açık olmadığı 01, 02, 03, 05 Şubat 2010 tarihlerinde dört gün, 09-21 Şubat 2010 tarihlerinde dokuz gün, 23-26 Şubat 2010 tarihlerinde dört gün, 19 Mart 2010 tarihinde bir gün, 14-16 Nisan 2010 tarihlerinde üç gün, 20 Ağustos 2010 tarihinde bir gün mesai takip defterini imzalamış olduğu, mesai takip defterinde imzasının bulunmadığı 22/04/2010, 31/05/2010, 08/02/2010 tarihlerinde bilgisayarını kullanmış olduğu, 09/08/2010 ve 31/05/2010 tarihinde hastanede bulunduğu, 08/02/2010, 21/09/2010 ve 01-11/06/2010 tarihlerinde imza takip çizelgesinde izinli yazıldığı, bazı günler ise kasa sorumlusu olarak görevlendirilmiş olduğu, çalıştığı birimde yer alan ve çalıştığı diğer bilgisayarların incelemesinin de yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda belirtilen hususlar bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davacının disiplin cezası ile cezalandırılmasına dayanak alınan eyleminin hiç bir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde açık ve net bir şekilde ortaya konulması gerekirken, yeterli inceleme ve araştırma yapılmaksızın üzerine atılı bulunan fiillerin sabit olduğundan bahisle davacı hakkında tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk görülmemiştir.
Bu itibarla, davanın reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanun'un 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin temyize konu ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 24/06/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.