Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/938
Karar No: 2012/2010

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2011/938 Esas 2012/2010 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2011/938 E.  ,  2012/2010 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -KARAR-

    Davacı vekili, müvekkillerini murisinin 26.04.2001 tarihinde plakası tespit edilemeyen bir aracın sebebiyet verdiği trafik kazasında hayatını yitirdiğini belirterek, fazlaya dair haklarını saklı tutarak 1.000 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 06.09.2010 tarihli dilekçesiyle maddi tazminat talebini 6.503,28 TL olarak ıslah etmiştir.
    Davalı ... vekili, cevap dilekçesinde süresinde zamanaşımı definde bulunarak gerek zamanaşımı yönünden gerekse esastan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; davanın kabulü ile davacı ... için 4.696,54 TL, davacı Perihan için 903,37 TL ve davacı ... için 903,37 TL destekten yoksunluk tazminatı olmak üzere toplam 6,503,28 TL destekten yoksunluk tazminatının temerrüd tarihi olan 25.03.2009 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline hükmedilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun "Zamanaşımı" başlığını taşıyan 109/1.madde-
    sine göre, motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Davacıların murisi 26.04.2001 tarihinde faili meçhul bir trafik kazasında hayatını yitirmiş olup, olayla ilgili Mersin C.Başsavcılığı"nın 2001/8106 hazırlık numaralı soruşturma dosyasında verilen takipsizlik kararı ise, 21.05.2009 tarihinde kesinleşmiştir. Takipsizlik kararının kesinleşmesine kadar davacılar tazminat yükümlüsünü öğrenemediklerinden, burada kaza tarihinden itibaren on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır. Davacılar vekili, takipsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki yıllık süre içerisinde davalı ... aleyhine davayı açmış, 06.09.2010 tarihli dilekçesiyle de maddi tazminat talebini ıslah etmiştir. Buna göre, zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılan davada, mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere, özellikle, oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 358,12 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ... Hesabından alınmasına 22.02.2012 gününde üye ..."ın karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.
    (Karşı Oy)


    KARŞI OY

    Sürücüsü, işleteni ve ZMSS"i tespit edilemeyen aracın 23.4.2001 tarihinde davacılar desteğine çarparak ölümüne neden olduğu iddiasıyla davacılar tarafından 10.6.2009 tarihinde ... aleyhine tazminat davası açılmış,
    Davalı ... vekili süresinde zamanaşımı itirazında bulunarak davanın reddini istemiş,
    Yargılama sonucunda mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş,
    Davalı vekilinin temyizi üzerine sayın çoğunluğun "davanın BK.60 maddesinde öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı" gerekçesiyle temyiz itirazları red edilerek yerel mahkeme kararı onanmıştır.
    Sayın çoğunluğun onama yönündeki görüşüne katılamıyorum.
    Trafik kazası sonucunda bir kişinin ölümüne-yaralanmasına neden olunması haksız fiil niteliğindedir. BK.41 maddesi haksız fiili tanımlamış, 60.madde de haksız fiilden zarar görenin bundan kaynaklanan zararının tazmini istemiyle açacağı davanın zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren bir ve her halde haksız fiil tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi bulunduğu belirtilmiştir. Buna karşılık 2918 sayılı yasanın 109/ilk maddesinde yine bir haksız fiil niteliğindeki trafik kazalarından doğan tazminat taleplerinin tabi bulunacağı zamanaşımı süresi yönünden BK.60 maddesindeki düzenlemeden farklı özel bir hüküm getirilmiş, anılan hükümdeki bir yıllık zamanaşımı süresi bu tür tazminat davaları yönünden iki yıl olarak düzenlenmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise davanın cezayı gerektiren bir eylemden doğması ve ceza kanununun bu eylem için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmesi halinde bu sürenin maddi tazminat talebi ile açılacak davalar için de geçerli olacağı hükme bağlanmıştır.
    Görüldüğü üzere BK.60 maddesi ve 2918 sayılı yasanın 109/2 maddesindeki düzenlemeler zamanaşımı süresinin başlangıcı yönünden birbirine paralel olup aralarındaki tek fark zamanaşımı süresinin trafik kazalarından doğan tazminat talepleri bakımından bir yıl yerine iki yıl olarak öngörülmesidir.
    2918 sayılı yasanın 109/2 maddesindeki düzenlemenin gözden kaçırılmaması gereken yönü, ceza kanununda öngörülen daha uzun zamanaşımı süresinin tazminat talebiyle açılacak davalar için de geçerli olabilmesinin sadece eylemin ceza kanununa göre suç sayılması koşuluna bağlanmış bulunmasıdır. Eylemin ceza kanununda suç sayılmış olup olmadığı kural olarak hukuk hakimince belirlenecektir. Söz konusu hüküm ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için sadece eylemin aynı zamanda bir suç oluşturmasını yeterli görmekte, fail hakkında mahkumiyet kararıyla sonuçlanmış bir ceza davasının varlığı, hatta böyle bir ceza davanın açılması ya da zarar görenin o davada tazminat yönünden bir talepte bulunmuş olması koşulu aranmamaktadır. Ceza davasının açıldığı hallerde sanığın mahkumiyet kararından önce veya sonra ölmüş olması da sonuca etkili değildir. Yine söz konusu hükümde ceza zamanaşımının uygulanması bakımından sürücü ve diğer sorumlular arasında bir ayrımda yapılmamış böylece kuralın bunların tümü için geçerli olduğu öngörülmüştür.
    Ceza kanununda öngörülen daha uzun zamanaşımı süresi her halde olay tarihinden itibaren işlemeye başlar, sürenin işlemeye başlaması için zarar görenin zararı ve onun failini öğrenmesi koşulu aranmaz. Ancak zarar veya onun faili uzamış zamanaşımı süresinin bitmesinden sonra öğrenilmiş ise davanın öğrenme tarihinden itibaren 2918 sayılı yasanın 109.maddesindeki iki yıllık süre içerisinde açılması gerekir.
    Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya dönüldüğünde 23.4.2001 tarihinde meydana gelen ve sürücüsü tespit edilemeyen aracın çarpması sonucu davacı ... üç gün iş ve güçten kalacak, on günde iyileşecek şekilde yaralanmış, babası vefat etmiş, Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 2001/8106 soruşturma nolu dosyasında 1.8.2006 gün 2006/9392 sayılı kararla zamanaşımı nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş, 21.5.2009 günlü dilekçesi ile kararın kendisine tebliğini isteyen davacı ... vekiline karar 21.5.2009 tarihinde tebliğ edilmiş, eldeki dava 10.6.2009 tarihinde açılmıştır.
    Tazminat isteminin dayandırıldığı eylemin aynı zamanda olay tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK.455/1 maddesinde öngörülen suçu oluşturduğu, yasada öngörülen cezanın tür ve miktarı itibariyle somut olayda 2918 sayılı yasanın 109/2 maddesi gereğince TCK.102/4 maddesinde öngörülen beş yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği açıktır.
    Sayın çoğunluk olayda sürücünün tespit edilememesi nedeniyle ... aleyhindeki davanın on yıllık zamanaşımına tabi bulunduğu davanın bu süre içerisinde açıldığı gerekçesiyle yerel mahkeme kararını onamıştır.
    Oysa ... aleyhinde açılacak davalarda 2918 sayılı yasanın 109/2 maddesinde öngörülen uzamış ceza zamanaşımının uygulanması mümkün olmakla birlikte, failin tespit edilemediği gerekçesiyle BK.60 maddesinde öngörülen zamanaşımı üst sınırı olan on yıllık sürenin ... aleyhinde de uygulanması mümkün değildir.
    Aracın sürücü işleten ve ZMSS"nin tespit edilememesi nedeniyle yasa gereği ..."nın sorumluluğu 23.4.2001 olay tarihi itibariyle davacı yanca bilinmektedir.
    Nitekim dava sürücü ve işleten aleyhinde değil de ... aleyhinde açılmıştır.
    Davalı ..."nın sorumluluğu yönünden zamanaşımı süresi 23.4.2001 tarihinde başlamış 23.4.2006 tarihinde de sona ermiştir. Takipsizlik kararının davacı vekiline tebliği ceza zamanaşımını uzatan bir sebep de değildir.
    Davalı ... aleyhinde uzamış ceza zamanaşımı süresi geçtikten sonra 10.6.2009 tarihinde açılan davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken zamanaşımı itirazını kabul etmeyerek davanın kabulüne karar veren yerel mahkeme kararı bozulmalıdır.
    Açıklanan nedenlerle yerel mahkeme kararını onayan sayın çoğunluk görüşüne muhalifim.

    ...





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi