3. Hukuk Dairesi 2020/4514 E. , 2020/5620 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı avukat, davalı ve dava dışı şirketler grubunun yıllardır vekilliğini yaptığını, vekillik görevini gereği gibi yerine getirmiş olmasına rağmen 19.10.2012 tarihli azilname ile haksız azledildiğini ileri sürerek ödenmemiş vekalet ücreti alacaklarına istinaden 30.409,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacı avukat ile aralarında hizmet ilişkisi bulunduğunu, taraflar arasındaki sözleşmede sabit ücret kararlaştırıldığını ve davacının başkaca bir ücret hakkının bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının tüm davalının sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, vekalet ücreti alacağına ilişkindir. Mahkemece, “...çözümlenmesi gereken ihtilaf taraflar arasındaki hukuki ilişkinin vekalet sözleşmesi ve Avukatlık Kanunundan doğan bir ilişki mi, yoksa işçi işveren ilişkisinden kaynaklanan İş Kanunundan doğan bir ilişki olup olmadığı, her iki durum itibariyle de davacının vekalet ücreti alacağının bulunup bulunmadığı noktasındadır. Taraflarca sunulan ve mahkememizce getirtilen bilgi ve belgeler ile dosyalardan anlaşıldığı üzere davacı, çeşitli ünvanlarda toplam 6 şirketin dahil olduğu şirketler grubuna yapılan bir hizmet sözleşmesi ile bağlı olarak işçi statüsünde hizmet verdiği, bu sözleşmelerde aylık maaş miktarının belirlendiği, ancak vekalet ücretleri yönünden sözleşmelere bir hüküm konulmadığı anlaşılmaktadır. Davacının vekalet ilişkisi ... 2.Noterliğinin 19/10/2012 tarihli 46938 sayılı azilnamesi ile son bulmuştur. Ancak taraflar arasında bir avukatlık sözleşmesi yoktur. Bu durumda Avukatlık Kanununun 164.maddesi gereğince değerlendirme yapılması gerekir. Davacının, yalnızca 01/03/2005 tarihli iş sözleşmesi ile davalı şirket yanında çalıştığını kabul etmek gerekir. Çünkü diğer şirketlerle bir sözleşmesi söz konusu değildir. Bu açıklamalar ışığında bilirkişi raporu doğrultusunda Avukatlık Kanununun 164.maddesi doğrultusunda davacının vekalet ücreti alacağına hak kazandığı kabul edilmiştir. Bilirkişi raporunda davacının vekalet ücreti alacağı hesaplandığı, ve tüm dosya içeriği ve incelenen delil ve dosyalar göz önüne alınarak vekalet ücreti alacağı %15 baremi üzerinden kabul edildiği” gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Mahkemenin de kabulünde olduğu gibi taraflar arasında hizmet ilişkisi mevcut olup dosyaya kazandırılan sözleşme suretlerinden davacı ile davalı şirketin de aralarında bulunduğu şirketler grubu arasında düzenlenen hizmet sözleşmesinde yıllara göre değişen sabit ücret bir diğer ifade ile maaş kararlaştırılmak suretiyle vekillik görevinin üstlenildiği anlaşılmaktadır. Durum bu şekilde iken davacı avukatın davalı şirketten ayrıca akdi vekalet ücreti talep etme hakkı bulunmamaktadır. Ancak, kanun gereği, davacı avukat takip ettiği dosyalar için yasal vekalet ücretini isteyebilir. O halde mahkemece, davacının takip ettiği dava ve icra takiplerinden davacının dava dilekçesinde talebine konu olanların her biri için yasal vekalet ücretinin hesaplanarak sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde yanılgılı gerekçe ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 23,00 TL. bakiye temyiz harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine, 222,27 TL harcın istek halinde davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/10/20200 gününde oybirliğiyle karar verildi.