21. Hukuk Dairesi 2018/1129 E. , 2018/6085 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
A)Davacı İstemi:
Dava, 20/06/1985 de bir gün süre ile çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
B)Davalı Cevabı:
Davalı ... vekili özetle; yetki, işbölümü, zamanaşımı, hak düşürücü süre, husumet ve görev itirazında bulunmuş, 6552 sayılı yasa uyarınca davada feri müdahil sıfatını taşıdıklarını, işe giriş bildirgesinin verildiği fakat diğer belgelerin verilmediği durumlarda fiili çalışma olgusunun kanıtlanması gerektiğini ileri sürmüş ve davanın reddini istemiştir.
C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
İlk derece Mahkemesince; “ Dava bir günlük hizmet tespitine yöneliktir. Davacının iş yerinden 20/06/1985 tarihinde işe başladığına dair bildirge verilmiştir ancak prim ödemesi yoktur. Bordro tanığı bulunamamış, komşu iş yeri tanığı saptanamamıştır. Bildirgedeki imzanın da davacıya ait olmadığı bildirildiğinden imza incelemesi yapılamamıştır. Ancak gösterilen tanıklar aynı zamanda sonradan iş yerine komşu iş yeri sahibi ve çalışanları olup kendilerinin de sigortasız olarak davalı iş yerinde çalıştıklarını bildirmiş, işveren de çalışmayı kabul etmiştir. Bildirgenin verilmiş olması çalışmaya karine teşkil eder . Diğer tanık beyanları da çalışmayı doğrular niteliktedir. Kurumun bildirgeyi alıp bordro ve prim takibi ile çalışmanın gerçek olup olmadığını araştırmayıp , yıllar sonra bildirgeyi kabul etmemesi anayasal haklardan olan sosyal güvenlik hakkının ihlali niteliğindedir. Davacının sicil numarası bildirge tarihinde verilmiş ve kurumca halen bu numara üzerinden dosyası tutulmaktadır. Buna göre davacının bir günlük çalışma tespit talebi yerinde görülmüş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur. İşveren yönünden ise dava açılmışsa da takip edilmemiş , süresinde yenilenmediğinden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir” gerekçesiyle “Davacının davalı ... e karşı açtığı davanın 14/12/2015 tarihli duruşmada davacı tarafça takip edilmemiş olması sebebi ile işlemden kaldırıldığı ve 3 aylık süre içerisinde yenilenmediği anlaşıldığından AÇILMAMIŞ SAYILMASINA
Davacının SGK ya açtığı davanın KABULÜ ile , Davacının 20/06/1985 tarihinde bir gün süre ile ... e ait 114825 sicilli iş yerinde asgari ücret ile çalıştığının tespitine ” karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu;
Davalı SGK vekili ; 6552 sayılı Yasa uyarınca davadan önce Kuruma başvuru yapılmasının dava şartı olarak öngörüldüğünü, idari başvuru yapılmadığından davanın reddine karar verilmesini, prim ve hizmet belgelerinin verilmesi yükümlüğünün işverene ait bir yükümlülük olması nedeniyle verilmemesinin sorumluluğunun Kuruma yüklenemeyeceğini, davanın hak düşürücü süreye uğradığını, fiili çalışma olgusunun yöntemince araştırılmadığını ileri sürmüş ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
D)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
Bölge Adliye Mahkemesince ""25.05.1968 doğumlu olan davacının, söz konusu geçici 54. madde kapsamında 01.04.1981 gününden önce malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tescilinin bulunmadığı belirgin olmakla, dava konusu yapılan ve 18 yaşın doldurulduğu 25.05.1986 tarihinden öncesine ait olan (1) günlük hizmetin yalnızca prim ödeme gün sayısına dahil edilip, sigortalılık başlangıcı olarak 18 yaşın doldurulduğu tarihin benimsenmesi gerekirken, mahkemece istemin yazılı şekilde kabulü yönünde hüküm kurulması isabetsiz bulunmuş, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, ilk derece mahkemesinin hükmü kaldırılarak, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. ” gerekçesiyle
“1-Davalı Kurum vekilinin istinaf isteminin, davanın niteliği dikkate alınarak, HMK"nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca KABULÜNE,
2-... 37. İş Mahkemesinin 12.06.2017 gün ve 2016/ 563 E. - 2017/ 293 K.sayılı hükmün KALDIRILMASINA, yerine,
3- Davalı ..."e karşı açılan davanın 6100 sayılı HMK 150. Maddesi uyarınca AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
4- Davanın KABULÜ ile davacının 20.06.1985 tarihinde bir gün süre ile ..."e ait işyerinde çalıştığının tespiti ile 506 sayılı Yasanın 60/G ve 108. Maddeleri uyarınca sigorta başlangıç tarihinin 18 yaşını ikmal ettiği 25.05.1986 tarihi olduğunun TESPİTİNE, ” karar verilmiştir.
E)Temyiz:
Davalı Kurum vekili “ Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için işe giriş bildirgesini vermiş olması yeterli olmayıp fiilen de çalışması, işyerinin mevcut ve yasa kapsamında olması gerekir. Dava açılmadan önce Kuruma başvuru yapılmamıştır. ” gerekçeleriyle temyiz yoluna başvurmuştur
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 108.maddesinin 1. fıkrasında; " Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında nazara alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı, sigortalının, yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı kanunlara veya bu kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihtir." hükmü düzenlenmiştir.
Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığı yeterli değildir. Aynı zamanda o kimsenin Yasa"nın belirlediği biçimde (506 sayılı Yasa"nın 2. maddesi ve 5510 sayılı Yasa"nın 4/a maddesi) eylemli olarak çalışması da koşuldur. Bu yön 506 sayılı Yasa"nın 6. maddesi ile 5510 sayılı Yasa"nın 7/a maddesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 1999/21-549-555, 2005/21-437-448 ve 2007/21-306-320 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Bu bakımdan davacının işyerinde eylemli olarak çalışıp çalışmadığının yöntemince araştırılması gerektiği ortadadır. Fiili veya gerçek çalışmayı ortaya koyacak belgeler, işe giriş bildirgesiyle birlikte 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesinde belirtilen sigortalının gün sayısını, kazanç durumunu, çalışma tarihleriyle birlikte ortaya koyan aylık sigorta gün bilgileri ile Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 17. maddesinde belirtilen 4 aylık prim bordroları gibi Kuruma verilmesi zorunlu belgelerdir. Yöntemince düzenlenip süresi içerisinde Kuruma verilen işe giriş bildirgesi, kişinin işe alınmış olduğunu gösterirse de fiili çalışmanın varlığının ortaya konulması açısından tek başına yeterli kabul edilemez. Sigortalılıktan söz edebilmek için, çalışmanın varlığı, Yargıtay uygulamasında 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesine dayalı sigortalılığın tespiti davaları yönünden kabul edilen ilkelere uygun biçimde belirlenmelidir. Zira, sigortalılığın başlangıcına yönelik her dava sigortalılığın tespiti istemini de içerir. Aksine düşünce, özellikle yaşlılık aylığının kabulü için öngörülen sigortalılık süresi yönünden çalışanlar ile çalışmayanlar arasında adaletsiz ve haksız bir durum yaratır. Bu nedenle, işe giriş bildirgesinin verildiği ancak yasal diğer belgelerin bulunmadığı durumlarda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı, kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Bu tür davalar yalnızca bir günlük çalışmanın tespitinden ibaret olarak görülmemeli, bir günlük çalışmanın kabulü ile saptanacak sigortalılık başlangıcının sigortalıya sağlayacağı sigortalılık süresi ile birlikte kazandıracağı haklar dikkate alınmalı ve giriş bildirgesi ile birlikte eylemli çalışmanın bulunup bulunmadığı özellikle belirlenmeli, buna göre dönem bordrosunda yer alan ve davacının talep ettiği tarihte çalışması mevcut tanıklar ile gerektiğinde komşu işyerleri çalışanları olduğu kayıtlarla ya da kolluk yolu ile yaptırılacak araştırma ile belirlenen kimselerin beyanlarına başvurulmalı, sonucuna göre karar verilmelidir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 25/05/1966 doğumlu davacının, bildirgedeki işe giriş tarihi olan 20/06/1985 tarihinde 19 yaşında olduğu, davacının 05/03/1986 tarihinde yaş tashihi ile doğum tarihi 25/05/1988 iken 25/05/1966 olarak düzelttirdiği, yaş tashihi işe giriş tarihinden sonra olduğu için dikkate alınamayacağı, işe giriş bildirgesinin, 114825 sicil numaralı, ... ünvanlı, ... Siteler ... adresindeki mobilya imalat işyerinden 29/07/1985 tarihinde 222393 varide sayısı ile Kuruma verildiği, işyerinin 01/05/1982-30/09/2007 tarihleri arasında yasa kapsamında olduğu, işyerinden 1985 yılında dönem bordrosu verilmediği, davacının hizmet cetvelinde 1995/03. dönemde 4/a çalışmasının başladığı, 01/01/1987 tarihinden itibaren komşu işyeri sıfatına sahip ... ve yanında çalışan iki kardeşinin tanık olarak dinlendiği, kardeşlerin davalı işyerinde de çalıştıklarını beyan ettikleri ancak sigorta kayıtlarının getirtilmediği, komşu işverenin işyerinin faaliyette olduğu tarihin talep tarihini kapsamadığı, komşu işverenin çalışma tarihini hatırlayamadığı,eylemli çalışma olgusunun yeterli ve gerekli bir araştırmayla sağlıklı bir biçimde belirlenmeden davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece yapılacak iş; komşu iş yeri talep tarihinde faal olmadığı için dinlenen komşu işyeri tanığının beyanı kabule yeterli olmadığından 1985 yılında faal başka komşu işyeri tanıklarının beyanlarına başvurmak, bu kişilerin sigorta kayıtlarını ve işyeri tescil bilgilerini getirtmek, aynı işyerinde çalışma iddiası olan iki tanığın sigorta kayıtlarını getirterek beyanlarının içeriğini sorgulamak, sigorta sicil numarasının hangi ilin ve yılın serilerinden olduğunu Kurumdan sormak, çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/8. maddeleri gereğince ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Bölge Adliye Mahkemesince YENİDEN VERİLEN “Davanın Kabulü” KARARI BOZULMALIDIR.
G)SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nun 373/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 05/07/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.