3. Hukuk Dairesi 2020/3289 E. , 2020/5633 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 19. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmasız, davalılar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalılardan Özel ... Hastanesi temsilcisi ... ile vekili yetki belgesine istinaden avukat Muhammet Yusuf Dündar ile davalı asil ... ve vekili yetki belgesine istinaden avukat ... geldiler. Hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, sol kasığındaki ağrılar nedeni ile davalı doktor ..."ye müracaat ettiğini, karın bölgesindeki fıtık teşhisi ile diğer davalı hastanede 26.9.2005 tarihinde ameliyatının gerçekleştiğini, ancak kendisine söylendiğinin aksine lokal anestezinin yerine genel anestezi uygulandığını, ve diğer davalı kadın doğum uzmanı ..."in de ameliyata dahil edilerek miyomlarının patlatıldığının söylendiğini, diğer davalı ..."nin de sorumlu hemşire olduğunu, taburcu olduğunun ertesi gününden itibaren ağrılarının devam etmesi ve kusma ve bulantı olması nedeni ile davalılara müracaatlarının da sonuçsuz kaldığını ve dava dışı Özel Gelişim Hastanesi"ne acil olarak gittiğini ve 4.1.2006 tarihinde yapılan operasyon sonucu batın bölgesinde ameliyat bezinin unutulduğunun ortaya çıktığını ve bu nedenle iç organlarının çürümesi sonucu rahim ve yumurtalıklarının alındığını, kalın ve ince bağırsaklarının da bir kısmının alındığını, davalıların ceza davasında da kusurlu görülerek cezalandırılmalarına karar verildiğini, davalıların ciddi mesleki kusurları olduğunu ileri sürerek, 2005 yılından bu zamana çektiği sıkıntı ve ızdırapların, bozulan bedensel ve ruhsal sıkıntılarının dengesi için 100.000 TL manevi tazminat ile 100.000 TL maddi tazminatın 26.9.2005 tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
İlk derece mahkemesince, davalı ... hakkındaki davanın reddine, 297.312,45 TL. maddi ve 20.000 TL manevi tazminatın 26.9.2005 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılar ..., davalı şirket ve davalı ..."dan müteselsilen tahsiline, fazla talebin reddine karar verilmiş; hükme karşı, davacı ve davalı ... dışındaki davalılar istinaf talebinde bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi"nce, istinaf talep eden davalılar ... ve Özel ... Hastanesi Ltd.Şt.nin istinaf taleplerinin reddine, davacı ve davalı ..."in istinaf taleplerinin kısmen kabulü ile, mahkeme kararının kaldırılmasına, 297.312,45 TL. maddi ve 20.000 TL. manevi tazminatın 26.9.2005 tarihinden itibaren yasal faizi ile tüm davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, davalıların ameliyat sırasında gazlı bez unutarak meslek kusuru işlediklerini, ihmal ve kusurları nedeniyle yanlış teşhis ve tedavi uygulamaları sonucunda tüm hayatını etkileyecek çesitli ameliyatlar geçirdiğini, uzuv kaybına uğradığını ileri sürerek zararlarının karşılığı olarak eldeki tazminat davasını açmıştır.
Şahsi menfaatleri ihlal edilen kimseye duyduğu ağır manevi acıyı belli bir oranda gidermek, bozulan ruhi dengeyi onarmak, olanak dahilinde bu dengenin yeniden elde eldilmesini sağlamak amacına yönelik olarak manevi tazminata hükmedilir. Manevi tazminatın ve kapsamının taktiri hakime ait bir hak ve görevdir. Ancak hakim bu hak ve görevini yerine getirirken Medeni Kanun"un 4.maddesi hükmünü de gözetmek suretiyle hak ve nesafet ilkeleriyle bağlı kalarak tarafların sosyal ve ekonomik durumlarını, kusurlu eylemin mağdurda uyandırdığı elem ve ızdırabın derecesini, istek sahibinin toplumdaki yerini, kişiliğini, hassasiyet derecesini gözetmek suretiyle makul bir tazminata hükmetmelidir.
Öyle ki, Türk Borçlar Kanunu"nun 56. maddesi gereğince hakimin, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden yargıç, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel (objektif) ölçülere göre uygun (isabetli) bir biçimde göstermelidir.
Dava konusu olayla ilgili dosyada bulunan tüm bilgi ve belgelere göre, mahkemece tarafların sosyal ve ekonomik durumları, zararın miktarı, davacının maruz kaldığı haksız durum ve sıkıntı gözetildiğinde davacı için takdir edilen manevi tazminat miktarının yeterli olmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece somut olayın özelliklerine uygun, hak ve nesafet kuralları gözetilerek manevi tazminat takdir edilmemesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan 1. bent gereğince, davalıların tüm temyiz itirazlarının reddine, 2. bent gereğince temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, 2.540,00 TL duruşma avukatlık parasının davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, 16.598,11 TL harcın davalılar Hilmi Sebi, ..., Özel ... Hastanesine, 16.301,10 TL davalı ..."e yükletilmesine, peşin alınan 44,40 TL harcın istek halinde davacıya iadesine, HMK’nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 08/10/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.