21. Hukuk Dairesi 2017/4106 E. , 2018/6131 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
Davacı, davalılardan işverenlere ait iş yerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan Kurum ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava, davacının davalı işveren şirkete ait fabrika işyerinde 01.08.1991 ile 06.10.2004 tarihleri arasında hamal olarak geçen ve davalı Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, hükümde yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının tespit istemine konu olan dönemde sigortalı çalışmasının bulunmadığı, davalı işyerinin 1.4.1984 tarihinde 506 Sayılı Yasa kapsamına alındığı ve halen faal olduğu, işyerine ait dava konusu döneme ilişkin dönem bordrolarının gönderildiği, dinlenen tanıkların bir kısmı davacının çalışmasını doğrularken, bir kısmının davacının piyasa hamalı olarak çalıştığını beyan ettikleri anlaşılmaktadır.
Bu tür hizmet tespitine yönelik davaların kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Yasal dayanağı dava tarihinde yürürlükte olan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. maddesi ile halen 5510 sayılı Yasa"nın 86. maddesi olan bu tür davalarda; öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin, işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin o dönemde gerçekten var olup olmadığı, Kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı, eksiksiz bir şekilde belirlenmeli, daha sonra çalışma iddiasının gerçeğe uygunluğu özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispatlanabilirse de çalışmanın konusu, niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli ve dinlenilen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde çalışan işyerinde kayıtlı bordro tanıkları ya da komşu ve yakın işyerlerinde çalışan kayıtlı tanıklar olması sağlanarak çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak şekilde belirlenmelidir. Bu yön Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 16.09.1999 gün 1999/21-510-527, 30.06.1999 gün 1999/21-549-555, 05.02.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 03.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578 ve 01.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Somut olayda; davalı işyerinin kapsam ve kapasitesini belirleyerek işyerinde sürekli hamal çalıştırılmasının gerekli olup olmadığı araştırılmadan, mahkemece re"sen belirlenecek komşu işyeri tanıkları dinlenerek çevrede hamalların çalıştıkları başka işyerleri olup olmadığı tespit edilmeden, resen seçilen bordro tanıkları dinlenmeden ve bu itibarla davacının davalı işyerinde sürekli çalışan bir işçi mi yoksa serbest piyasa hamalı mı olduğu hiçbir tereddüte mahal bırakmayacak şekilde ortaya konulmadan eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; tanıkların beyanlarında geçen hamalların beklediği camii yanındaki kahvehane sahibini dinlemek, gerektiğinde davalı işyerinde keşif yaparak işyerinin kapsam ve kapasitesini belirlemek ve işyerinde sürekli hamal çalıştırılmasının gerekli olup olmadığını tespit etmek, mahkemece re"sen belirlenecek komşu işyeri tanıkları ve bordro tanıklarını dinlemek suretiyle çevrede hamalların çalıştıkları başka işyerleri olup olmadığını belirlemek, özellikle davalı işyeri ile benzer işleri yapan komşu işyeri sahipleri ile bu işyerlerindeki çalışmaları kayıtlara geçmiş kişileri de dinleyerek davacının davalı işyerinden başka işyerinde de hamallık yapıp yapmadığını tespit etmek ve gerekiyorsa bu hususta zabıta araştırması yaptırmak, böylece toplanan deliller ışığında, davacının davalı işyerinde bir çalışan mı yoksa serbest piyasa hamalı mı olduğunu tespit ederek varılacak sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönünde bulundurulmadan, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı ..."ye iadesine,
10.09.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.