3. Hukuk Dairesi 2020/4125 E. , 2020/5678 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, şirketlerinin avukatı olan davalıları 11.05.2012 tarihli vekaletname ile vekil tayin ettiklerini, dava dışı kooperatifin inşaatlarını kat karşılığı yapmaları karşılığında kooperatifin şirket lehine tapusunu vermeyi taahhüt ettiği 2 adet dairenin bedeli olarak yaklaşık 1.200.000,00 TL alacağın tahsili için dava açılması, icra takibi yapılması ve sair yasal işlemler için davalılar ile aralarında 29.05.2012 tarihli avukatlık ücret sözleşmesi akdedildiğini, uzun süre bilgi ve belge istediklerini ancak sonuç alamadıklarını, daha sonra 11.05.2012 tarihli vekaletnameye rağmen borçlu aleyhine temerrüt ihtarı niteliği taşımayan ihtarname keşide ettiklerini ve akabinde uzunca bir gecikme ile 23.07.2012 tarihinde fazlaya ilişkin haklar saklı 50.000,00 TL üzerinden belirsiz alacak davası açıldığını öğrendiklerini, yargılama sırasında şirket alacağının 1.108.480 TL olduğunun tespit edilmesine rağmen davalıların dava değerini arttırmadıklarını, 06.12.2013 tarihinde davanın kabulüne karar verildiğini, ancak davadan önce keşide edilen ihtar temerrüt ihtarı niteliğinde olmadığından ve davada değer arttırılmadığından Mahkemece, 50.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren ticari faizi ile tahsiline karar verildiğini, söz konusu ilamın tevkil yetkisi ile başkaca bir avukat tarafından takibe konulduğunu, takibe dayanak ilamda ticari faize hükmedildiği halde takipte yasal faiz talep edilerek zarara uğratıldıklarını, bakiye miktar için de yine tevkil yolu ile başkaca bir avukatın 1.058.480,00 TL asıl alacak üzerinden ve yasal faiz talebi ile takip başlattığını, davalılara verilen vekaletnamede tevkil yetkisi tanındığını, ancak bu yetkinin bürolarındaki avukatlara yetki verilmesi için tanınmış olduğunu ve başka avukata takip yaptırılmasının güven sarsıcı bir tutum olduğunu, bu nedenlerle 27.03.2014 tarihli azilname ile davalıların haklı nedenle azledildiğini, davalıların kooperatifin ferdi mülkiyete geçiş ile dairelerin üyeleri adlarına tescilinden (22.06.2007) itibaren İ.İ.K 284. maddede yer alan tasarrufun iptali davasının açılması için öngörülen 5 yıllık süre dolmadan en geç 21.06.2012 tarihine kadar öncelikle kooperatif aleyhine icra takibi tesis edip, akabinde kooperatif üyelerine karşı ( alacağı karşılamaya yeter sayıda daire için) tasarrufun iptali davası açmaları gerekirken bu zorunluluğu yerine getirmeyerek alacağın tahsilini imkansız hale getirdiklerini ya da güçleştirdiklerini ileri sürerek davalıların görevlerini layıkıyla yapmamalarından dolayı uğranılan zararlardan kaynaklı ... 1 İcra Müdürlüğü"nün 2014/1951 sayılı icra takibi konusu olan 65.205,00 TL alacağın anılan takibin tesis edildiği 03/02/2014 tarihinden, ... İcra Müdürlüğü"nün 2014/2119 sayılı icra takibi konusu 1.058,480,00 TL alacağın anılan takibin tesis edildiği 03/03/2014 tarihinden itibaren tahakkuk edecek ticari avans faizleri ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı eldeki dava ile davalı vekillerinin alacaklarının tahsilini güçleştirmeleri nedeniyle kendilerini zarara uğrattıkları iddiasına dayalı olarak tazminat talep etmiştir. Mahkemece, isabetli olarak davanın reddine karar verilmiş ise de; gerekçede eldeki davanın konusu olmadığı halde davacı tarafından davalıların haksız olarak azledildiğinin belirtilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir ise de, anılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün gerekçesinin düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenle mahkeme kararının gerekçe kısmında yer alan “.... davacı tarafından davalıların haksız olarak azledildiği....” sözlerinin kararın gerekçe bölümünden çıkarılmasına ve hükmün gerekçesini düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/10/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.