21. Hukuk Dairesi 2017/4572 E. , 2018/6187 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
Davacı, davalılardan iş verene ait iş yerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava, davacının 05.11.2001-6.6.2005 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığının ve eksik bildirilen sürelerin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, " ... kızı, 27.12.1984 doğumlu, ... TC kimlik numaralı ve 3501200100525 sigorta sicil numaralı davacı ...’nin, SGK ... Sigorta İl Müdürlüğünün 1170477.35 sayılı dosyasında işlem gören davalı işveren ...’ye ait işyerinde 15.04.2002-28.02.2005 tarihleri arasında 832 gün süreyle çalıştığının, 358 günlük çalışmasının diğer davalı kuruma bildirildiğinin, 474 günlük asgari ücretli çalışmasının bildirilmediğinin Tespitine," dair verilen ilk karar davalı kurumun temyizi üzerine Dairemizin 03.12.2012 tarih ve 2011/4787 E, 2012/1945 K sayılı kararı ile özetle eksik inceleme yapıldığından bahisle bozulmuş, bozma kararına uyan mahkemece " ... ss numaralı davacı ...’nin SGK ... Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü’nde 1170477.35 sicil sayılı dosyada işlem gören davalı işveren ...’ye ait işyerinde 15/04/2002-28/02/2005 tarihleri arasında 952 gün çalıştığı, 418 gün çalışmasının bildirildiği ve 534 günlük asgari ücretli çalışmasının diğer davalı Kuruma bildirilmediğinin Tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine" karar verilmiştir.
Bozmaya uyulduğu halde, bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. 09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bozma kararına uyan mahkeme artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır.
Mahkemenin, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 06.03.2002 gün ve 1/119-135 sayılı kararında da belirtildiği üzere; bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak doğar ve mahkemenin bozma kararı doğrultusunda işlem yapma ve hüküm verme yükümlüğü vardır. Bu ilke Usul Kanunu"nun dayandığı ana esaslardan olup kamu düzeni ile ilgilidir. Yargıtay"ın bozma kararına uymuş olan mahkemenin, bu uyma kararı ile bağlı olup bozma gereğince değerlendirme yaparak yeni hükmünü tesis etme zorunluluğu vardır.
Somut olayda; mahkemece Dairemizin anılan bozma kararına uyulduğu halde ilk kararı sadece davalı kurum temyiz ettiği halde davalı kurum aleyhine olacak şekilde hüküm kurulduğu ortadadır. Ayrıca, bilirkişi raporu da hükme esas alınacak şekilde değildir. Zira, davacının hizmet cetveline geçmeyen davalı işverenin sunduğu belgelerdeki çalışma süreleri kuruma bildirilen hizmet olarak kabul edilmiş ve eksik bildirilen gün sayısı buna göre belirlenmiştir. Adli Tıp ve Adli Tıp Uzmanı bilirkişi raporuna göre davacının eli ürünü olduğu tespit edilen işten ayrılış bildirgeleri de dikkate alınmadan karar verilmesi hatalıdır.
Yapılacak iş, davalı kurumdan davalı işverenin sunduğu bordrolardaki ( işyeri belgelerinde) davacının çalışma sürelerinin hizmet cetveline intikal edip etmediğini, etmemiş ise nedenini araştırmak, işten çıkış belgelerindeki imzaların davacının eli ürünü olduğu sabit olduğundan çıkış tarihinden sonra yeniden giriş tarihine kadar olan sürelerin reddine karar vermek, usuli kazanılmış hak ilkelerini de dikkate alarak davacının çalıştığının tespitine karar verilen süreleri infaza elverişli şekilde belirlemekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılardan ..."ye iadesine, 11.09.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.