21. Hukuk Dairesi 2017/4515 E. , 2018/6190 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava, davacının davalı işyerinde 28.10.2005- 12.12.2009 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Somut olayda; Mahkemenin 04.09.2012 tarih, 2012/238 E. 2012/651 K. sayılı davanın kabulüne dair kararının davalılar tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 10.12.2013 tarih, 2012/20342 E. 2013/23421 K. sayılı kararı ile; “ ... işverenin Kurum nezdindeki ihtilaf konusu döneme ait dönem bordroları celp edilerek, bordro tanığı olarak dinlenen davalı ve davacı tanıklarının ifadeleri davacının çalıştığı süreleri tam olarak belirlemeye elverişli olmadığından gerekirse, tespiti istenen dönemde çalışması bulunan diğer bordro tanıklarının adresini Sosyal Güvenlik Kurumu ve zabıta marifetiyle araştırıp, tespit ederek bu tanıkları dinlemek, bordrolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya bunların tanıklığıyla yetinilmediği taktirde, SGK ilgili il müdürlüğünden, gerekirse zabıta, vergi dairesi ve meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu iş yeri çalışanlarının; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, tanık beyanları arasındaki çelişkiyi gidermek ve davacının işe giriş ve çıkış sürelerini net belirlemek ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2,6,9 ve 79/10 maddeleri gereğince kanıtladıktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.” gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece bozma kararına uyulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyulduğu halde, bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. 09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bozma kararına uyan mahkeme artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır.
Somut olayda, davacının davalı işyerinden sadece bir aylık sigorta bildirimi bulunduğu halde bozma öncesi ve sonrasında dinlenen tanık beyanlarından anlaşıldığı üzere davacının davalı işyerindeki çalışmasının bir aydan fazla olduğunun göz ardı edilmesi, yine davalı şirkete ait imza ve kaşe bulunan 17.12.2009 tarihli belgenin dikkate alınmayarak davacının çalıştığı tarihler netleştirilmeden davanın tümden reddine karar verilmesi hatalıdır.
Yapılacak iş, davacının çalışmasını doğrulayıp çalıştığı tarihlere ilişkin açık beyanı bulunmayan tanıkları ( özellikle İsmail Gülhan" ı) tekrar çağırıp işe giriş ve çıkış tarihleri ile varsa ara verme tarihlerini açıklatmak, gerek görüldüğü takdirde Kurumdan sorulmak suretiyle veya zabıta araştırması ile tespit edilecek komşu işyerlerinde benzer işi yapan işlerle uğraşan işverenler veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanların beyanlarına başvurmak, tanık beyanları arasındaki çelişkiyi gidermek, davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilmek suretiyle tüm deliller birlikte değerlendirilip, davacının temyizinde 31.05.2009-15.06.2009 tarihleri arasını talep etmediği de dikkate alınarak davacının işe giriş ve çıkış süreleri ile varsa ara verme tarihlerini net bir şekilde belirleyerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 11.09.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.