10. Hukuk Dairesi 2015/15217 E. , 2015/23176 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, Frsansız Sosyal Güvenlik Rejimine giriş tarihinin Türkiye"de sigorta başlangıç tarihi olduğunun, talep tarihini takip eden aybaşından itibaren yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının ve ödenmesi gereken aylıkların yasal faizi ile birlikte ödenmesi gerektiğinin tespiti, aksine kurum işleminin iptali, istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının 01.01.1978 tarihinde Fransa Sosyal Güvenlik rejimine tabi çalışmaya başladığını, 3201 sayılı Yasa kapsamında hizmet borçlanması yaparak yaşlılık aylığı alabilmek için 25.10.2013 tarihinde tahsis talebinde bulunduğunu, ancak kurumun 24.03.2014 tarihli işlemi ile tahsis koşulları oluşmadığından, talebin reddedildiğini belirterek, davacının Fransız Sosyal Güvenlik Rejimine giriş tarihinin Türkiye"de sigorta başlangıç tarihi olduğunun, talep tarihini takip eden aybaşından itibaren yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının ve ödenmesi gereken aylıkların yasal faizi ile birlikte ödenmesi gerektiğinin tespitini, aksine Kurum işleminin iptalini talep etmiş, mahkemece, davanın kabulü ile, kurum işleminin iptali, davacının 01.01.1978 tarihinde Fransa"daki sigorta başlangıcının Türkiye"de de sigorta başlangıcı olarak kabul edilmesi gerektiğinin tespitine, 07.09.1995 ile 30.09.2008 tarihleri arasında 1479 sayılı Kanuna tabi Bağ-Kur, 01.10.2008 -31.12.2011 tarihleri arasında 5510 sayılı Kanunun 50.maddesi uyarınca isteğe bağlı, 01.01.2012 ile 31.01.2013 tarihleri arasında 5510 sayılı Kanunun 4/b maddesi kapsamında sigortalı sayılması gerektiğinin ayrı ayrı tespitine, karar verilmiştir.
1-)Mahkemenin, henüz yapılmış bir borçlanma işlemi bulunmadan, sigorta başlangıcına ilişkin kabulü eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır.
Uzun vadeli sigorta kolları bakımından sigortalılık süresini düzenleyen 5510 sayılı Kanunun 38’inci madde hükmü; malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında dikkate alınacak sigortalılık süresinin başlangıcını; sigortalının, 5417, 6900, 506, 1479, 2925, 2926 ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununa, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20’nci maddesi kapsamındaki sandıklara veya bu Kanuna tâbi olarak malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olarak ilk defa kapsama girdiği tarih olarak kabul edileceğini; kanunun uygulanmasında 18 yaşından önce malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tâbi olanların sigortalılık süresinin, 18 yaşının ikmal edildiği tarihte başlamış olacağını, bu tarihten önceki süreler için ödenen malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinin, prim ödeme gün sayısı hesabına dâhil edileceğini öngörürken, Uluslararası sosyal güvenlik sözleşme hükümlerini saklı tutmuştur.
Kaldı ki, Anayasamızın 90/son maddesi uyarınca, yöntemince yürürlüğe konulmuş Uluslararası sözleşmeler kanun hükmünde olduğu gibi, normlar hiyerarşisi yönünden uluslararası sözleşme kurallarına uygulamada yasal güç tanınmakta ve bu kuralların uygulanma önceliği de haiz bulunmaktadır.
Konuya ilişkin Türkiye Cumhuriyeti ile Fransa Cumhuriyeti arasında aktedilen Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin, konuya ilişkin 30’uncu maddesinin 1’inci bent hükmü, bir işçinin Türk mevzuatına tabi olmadan önce Fransız Sosyal Güvenlik rejimlerinden birine tabi olmuşsa Fransız mevzuatına ilk tabi olunan tarihin, Türkiye’de Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortalarına ilk defa tabi olduğu tarih olarak kabul edileceğini öngörmüştür. Ancak, anılan sözleşme hükmünün uygulanabilmesi, usulünce yurt dışı sürelerinin borçlanılması halinde mümkündür.
Nitekim Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının yurt dışında geçirdikleri çalışma sürelerinin sosyal güvenlikleri açısından değerlendirilebilmesi amacıyla 22.05.1985 tarihli resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiş bulunan 3201 sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanunla, Türk Vatandaşlarının yurtdışında 18 yaşını doldurduktan sonra, Türk Vatandaşı iken geçen ve belgelendirilen sigortalılık süreleri ve bu süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri ile yurtdışında ev kadını olarak geçen süreleri, bu Kanunda belirtilen sosyal güvenlik kuruluşlarına prim ödenmemiş olması ve istekleri halinde, bu Kanun hükümlerine göre sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirileceğini öngörmüştür.
Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, anılan sözleşme hükmünün uygulanabilmesi, Türkiye Cumhuriyeti ile Fransa Cumhuriyeti arasında imzalanan sosyal güvenlik sözleşmesi kapsamında, Türkiye’de sigorta başlangıcına esas olan Fransa Sosyal Güvenlik rejimine giriş tarihinin, 3201 sayılı Kanun kapsamında borçlanılması ile mümkündür.
Öte yandan; 11.09.2014 tarihli Mükerrer Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6552 sayılı Kanunun 29"uncu maddesi ile 3201 sayılı Kanunun 5"inci maddesinin beşinci fıkrasına “Ancak uluslararası sosyal güvenlik sözleşmelerinde Türk sigortasına girişinden önce âkit ülke sigortasına girdiği tarihin Türk sigortasına girdiği tarih olarak kabul edileceğine ilişkin özel hüküm bulunan ülkelerdeki sigortalılık sürelerini borçlananların âkit ülkede ilk defa çalışmaya başladıkları tarih, ilk işe giriş tarihi olarak kabul edilir.” cümlesi eklenerek; yurtdışında ilk defa çalışmaya başlayanların bu çalışmalarının ilgili sözleşme kapsamında Türkiye"de sigorta başlangıç tarihi olarak kabul edilebilmesi 3201 sayılı Kanun kapsamında borçlanma yapma şartına bağlanmıştır.
Unutulmamalıdır ki Fransa Sosyal Güvenlik Rejimine giriş tarihinin Türk sigorta başlangıcı olarak kabulü özünde söz konusu tarih itibariyle bir gün çalışıldığının kabulü anlamını da taşımaktadır. Bu nedenle, Türk sigorta başlangıcı olarak kabul edilen tarihe ilişkin sürenin fiilen borçlanılmış ve Türk sosyal güvenliği bakımından değerlendirilebilir hale getirilmiş olmasını aramak, yerinde olacaktır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 19.06.2015 gün, 2013/10-2279 Esas, 2015/1726 Karar).
Şu halde yapılması gereken iş; davacı tarafa yöntemine uygun şekilde verilecek mehille, Fransa sosyal güvenlik rejimine giriş tarihini içerecek şekilde yurtdışı borçlanmasının usulünce sağlanması, borçlanmanın varlığı ve Türk sosyal güvenliği bakımından değerlendirilebilir hale getirilmiş olması halinde sigorta başlangıcına hükmedilmesinden ibarettir.
2-)Mahkemece, davacının 5510 sayılı Yasanın 50.maddesinde belirtilen koşulları taşımadığı nazara alınmadan, 01.10.2008 ile 31.12.2011 tarihleri arasında geçen süreyi isteğe bağlı sigortalılık süresi olarak kabulü, isabetsizdir.
5510 sayılı Kanunun 50.maddesi “İsteğe bağlı sigorta; kişilerin isteğe bağlı olarak prim ödemek suretiyle uzun vadeli sigorta kollarına ve genel sağlık sigortasına tâbi olmalarını sağlayan sigortadır. İsteğe bağlı sigortalı olabilmek için Türkiye"de ikamet edenler ile Türkiye"de ikamet etmekte iken sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmamış ülkelerdeki Türk Vatandaşlarından; a) Bu Kanuna tâbi zorunlu sigortalı olmayı gerektirecek şekilde çalışmamak veya sigortalı olarak çalışmakla birlikte ay içerisinde 30 günden az çalışmak ya da tam gün çalışmamak, b) Kendi sigortalılığı nedeniyle aylık bağlanmamış olmak, c) 18 yaşını doldurmuş bulunmak, d) İsteğe bağlı sigorta talep dilekçesiyle Kuruma başvuruda bulunmak şartları aranır.” hükmüne amirdir. Yukarıda sıralandığı şekilde yasal mevzuat incelendiğinde, toplu prim ödemesi geçmişe yönelik isteğe bağlı sigortalılık kazandırmaz. Ayrıca, ödeme tarihi gözetildiğinde, primlerin uzun süre kullanıldığından da bahsedilemeyeceğinden, Medeni Kanunun 2. maddesi somut olayda uygulanamaz.
Somut olayda, davacının Fransa Sosyal Güvenlik rejimi hizmet belgesine göre 01.01.1978 tarihinden itibaren Fransa"da çalışmaya başladığı, 01.01.2012 tarihine kadar aralıklarla Fransa"da çalışmalarının devam ettiği, 25.12.2012 tarihinde Kuruma verdiği dilekçe ile yurtdışında geçen borçlanmaya esas sürelerden yaşlılık aylığı almaya yetecek kadarını borçlanmayı talep ettiği, Kurumca 5510 sayılı Yasanın 4/1-b maddesi kapsamında sigortalı kabul edilerek, 4110 gün üzerinden borç tahakkuk ettirildiği, davacı tarafından tahakkuk ettirilen borç yönünden herhangi bir ödeme yapılmadan 25.10.2013 tarihinde tahsis talebinde bulunulduğu, öte yandan davacının 07.09.1995 tarihinden itibaren devam eden Limited Şirket ortaklığı bulunduğu, Limited Şirket ortaklığı nedeniyle de davacının 5510 sayılı Yasanın 4/1-b maddesi kapsamında, 07.09.1995 tarihinden itibaren devam eden yurtiçi sigortalılık kaydı bulunduğu, kurumca yurtdışı hizmet süreleri ile çakışan yurtiçi sigortalılık süreleri iptal edilerek, davacının tahsis talebinin reddedildiği, anlaşılmaktadır.
Yukarıdaki açıklamalar ışığı altında, eldeki davada, mahkemenin 01.10.2008 tarihinden önceki döneme ilişkin kabulünde her hangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, davacının 01.10.2008 ile 31.12.2011 tarihleri arasında ikametinin Fransa olduğu ve Kuruma yapılmış herhangi bir başvurusunun bulunmadığı, bu haliyle 5510 sayılı Yasanın 50.maddesinde belirtilen şartların yerine getirilmediği nazara alınmadan, hatalı değerlendirme sonucu, davacının 01.10.2008 ile 31.12.2011 tarihleri arasında 5510 sayılı Yasanın 50.maddesi uyarınca isteğe bağlı sigortalı olduğuna yönelik mahkeme kabulü isabetsizdir. Mahkemece bu doğrultuda, tahsis koşulları yeniden irdelenerek, sonuca göre bir karar verilmelidir.
Şüphesiz, davacının, 01.10.2008 ile 31.12.2011 tarihleri arasında geçen süreyi yurtdışında çalışarak geçirdiği dikkate alındığında, belirtilen süreyi 3201 sayılı Yasa kapsamında borçlanmak suretiyle, Türk sosyal güvenliği bakımından değerlendirilebilir hale getirmesi de mümkündür.
3-)5510 sayılı Yasanın 9/7. maddesi uyarınca yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan, Mahkemece, davacının yurtdışında çalışmasını sonlandırdığı anlaşılan 01/01/2012 tarihinden son prim ödeme tarihi olan 31/01/2013 tarihleri arasında 5510 sayılı Yasanın 4/1-b maddesi kapsamında sigortalı sayılmasına karar verilmesi, isabetsizdir.
5510 sayılı Yasanın 9.maddesinde sigortalılığın sona erme nedenleri sıralanmış, aynı maddenin 7.bendinde “herhangi bir yabancı ülkede ikamet eden ve o ülke mevzuatı kapsamında sigortalı olarak çalışmaya başladığı veya ikamet esasına bağlı olarak, o ülke sosyal güvenlik sistemine dahil olduğu tarihten bir gün öncesinden itibaren” sona ereceği belirtilmiştir.
Dava konusu olayda, yurtdışında alınan hizmet belgesinin 05/12/2012 tarihine ait olduğu, bu haliyle bu tarihten sonrasına ait yurtdışı çalışmalarının bulunup bulunmadığı ve ikamet dayalı Fransa sosyal güvenlik sistemine dahil olup olmadığının dosya kapsamında anlaşılamadığı nazara alındığında, davacıya ait Fransa sigorta rejimine tabi sigortalılık sürelerini gösterir Fransa Sigorta Mercii hizmet cetvelleri ve ilgili kayıt ve belgeler davalı Kurum’dan usulünce celbedilip, gerekirse tercümesi de yaptırılarak, Fransa sigortası rejimine tabi çalışmaların sona erdiği tarih usulünce belirlenmeli, davacının ikamete dayalı sosyal güvenlik sistemine dahil olup olmadığı da tespit edilerek, 01/01/2012 ile 31/01/2013 tarihleri arasındaki dönem yönünden 5510 sayılı Yasanın 9/7.bendinin uygulanıp uygulanmayacağı belirlenerek, sonuca göre karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 24.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.