1. Hukuk Dairesi 2017/436 E. , 2020/3174 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı ve davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, Hazine tarafından Vakıf İdaresi aleyhine açılan tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, tapulamaca 776 ve 777 parsel sayılı taşınmazların ... Mektebi Ebniyesine Havi Tarla vasfı ile Hazine adına tescil edildiğini, tapu kütüğünün beyanlar hanesinde .... Vakfından şerhi bulunduğunu, beyanlar hanesine, 17.10.2006 tarih ve 16826 yevmiye ile ... 1 numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 14.09.2006 tarihli 183 nolu kararı ile Koruma Altına alınmıştır şerhinin bulunduğunu, 776 parsel üzerindeki binanın ise 02.04.1996 tarih ve 415 yevmiye ile korunması gereken kültür varlığı olarak tescil edildiğini, anılan taşınmazların davacı adına olan tescil kaydının 5737 sayılı Vakıflar Kanunun 30. Maddesine istinaden iptal ile davalı ... Müdürlüğü adına tescil edildiğini, tescil işleminin hukuki ve fiili duruma uymadığını ileri sürerek taşınmazların tapusunun iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, taşınmazların "Vakıf Kökenli" olduğunu, Vakıflar Yasası 30. madde uyarınca "..." adına tescil edildiğini, tarla kısmının ... Mektebinin tamamlayıcısı olduğu, ... mazbut vakıf olduğu, üzerinde bulunan binanın 02.04.1996 tarih ve 415 yevmiye ile korunması gereken kültür varlığı olarak tescil edildiğini, 5737 sayılı yasanın 30. Maddesi uyarınca tescilin doğru olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın 3533 sayılı Umumi Mülhak Ve Hususi Bütçelerle İdare Edilen Daireler Ve Belediyelerle Sermayesinin Tamamı Devlete Veya Belediye Veya Hususi İdarelere Ait Daire Ve Müesseseler Arasındaki İhtilafların Tahkim Yoliyle Halli Hakkında Kanun"dan kaynaklandığı, uyuşmazlığa hakem sıfatıyla bakılması gerektiği gerekçesiyle reddine dair verilen karar Dairece "...Gerçekten de, 29/06/1938 tarih 3533 sayılı Kanun"un 1. maddesi uyarınca, umumi mülhak ve hususi bütçelerle idare edilen daireler ve belediyelerle sermayesinin tamamı Devlete veya belediye veya hususi idarelere ait daire ve müesseseler arasındaki ihtilafların tahkim yolu (hakem sıfatıyla) ile çözümlenmesi gerekeceği muhakkaktır. Diğer taraftan, eldeki davanın taraflarının anılan Kanun"un 1. maddesinde belirtilen kuruluşlardan olduğu da sabittir. Ne var ki, 03/07/2003 tarihinde kabul edilip 19/07/2003 tarihinde yürürlüğe giren 4916 sayılı Kanun"un 24. maddesi ile 3533 sayılı Kanun"un 4. maddesi hükmü değiştirilmiş, taşınmazın aynı ile ilgili uyuşmazlıkların bu maddenin kapsamı dışına çıkarılarak genel mahkemelerde çözüme kavuşturulacağı hükme bağlanmıştır... Hal böyle olunca, eldeki davanın taşınmazın aynıyla ilgili olduğu gözetilerek işin esasının incelenmesi yerine görevsizlik kararı verilmesi doğru değildir. Gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden dava konusu taşınmazların dava devam ederken 25.10.2010 tarihinde imar gördüğü, 776 parsel sayılı taşınmazın 853 ada 3 parsele dönüştüğü ve... adına kayıtlı olduğu, 777 parsel sayılı taşınmazın da 853 ada 1 parsele dönüştüğü Hazine ve Toplu Konut İdaresi Başkanlığı adına imar ile kayıtlı iken, Hazine"nin maliki olduğu 30046718/30179961 payı..."na devrettiği ve dava dışı Toplu Konut İdaresi Başkanlığı"nın ise maliki olduğu 133243/30179961 payı, dava dışı T.C. ... ... ... Üniversitesi"ne 27.03.2013 tarihinde satış suretiyle temlik ettiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki; Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun (HMK) 125/1. maddesi "Davanın açılmasından sonra, davalı taraf, dava konusunu üçüncü bir kişiye devrederse, davacı aşağıdaki yetkilerden birini kullanabilir:
a) İsterse, devreden tarafla olan davasından vazgeçerek, dava konusunu devralmış olan kişiye karşı davaya devam eder. Bu takdirde davacı davayı kazanırsa, dava konusunu devreden ve devralan yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olur.
b) İsterse, davasını devreden taraf hakkında tazminat davasına dönüştürür." hükmünü içermektedir.
Kendiliğinden (re"sen) gözetilmesi zorunlu bulunan bu usul kuralına göre, mahkemece davacı tarafa seçimlik hakkı hatırlatılarak davayı ne şekilde sürdüreceği sorulmalı ve sonucuna göre işlem yapılmalıdır.
Hal böyle olunca, 6100 saylı HMK"nın 125/1. maddesi gözetilerek gerekli usuli işlemlerin yerine getirilmesi, ondan sonra işin esası hakkında karar verilebilmesi için hüküm bozulmalıdır.
Davacı Hazine vekilinin bu yön itibariyle yerinde bulunan temyiz itirazının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 29.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.