Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/3051
Karar No: 2020/5753

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/3051 Esas 2020/5753 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2020/3051 E.  ,  2020/5753 K.

    "İçtihat Metni"

    Davacılar ..., ..., ... ile davalılar ..., ..., ... aralarındaki tazminat davasına dair ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 30/10/2018 tarihli ve 2014/404 E.-2018/755 K. sayılı hükmün onanması hakkında dairece verilen 29/04/2019 tarihli ve 2019/1671 E.-2019/3901 K. sayılı ilama karşı davacılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
    Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacılardan ... ile ... kendi adlarına, diğer davacı ... ise ... ...’a velayeten dava açarak, 1993-1996 yılları arasında Almanya’da oturduklarını, Türkiye’de hiç bulunmadıklarını, dava dışı Halil Bulut’un sahte kimlik belgesi kullanmak, kimliği bilinmeyen başka bir kişiyi davalı Noter ...’in noterlik dairesine götürerek vekil etme (tevkil) yetkisi içeren vekaletname düzenlettirdiğini, bu yetkiye dayanarak davalılardan ...’a satış yetkisi verdiğini, verilen bu satış yetkisi ile ... Merkez Atatürk Mahallesi 37 Ada 3 parsel sayılı taşınmazdaki 20/280 arsa paylı 3 nolu dükkanın diğer davalı ...’e satışının yapıldığını, davalı ...’in de aynı taşınmazı 5/12/1996 gün ve 5924 yevmiye numaralı işlemle dava dışı İsa Toprak’a sattığını belirterek mal varlıklarında meydana gelen azalma nedeniyle uğranılan zararın ödetilmesini istemişlerdir.
    Davalılardan ... ve ... ise, davanın zamanaşımına uğradığını, tapu kayıt sahibi ... olduğundan davacıların, aktif dava ehliyeti bulunmadığını belirterek, istemin reddedilmesi gerektiğini savunmuşlardır.
    Yerel mahkemece, tapu kayıt sahibinin ... olması nedeniyle davacıların dava açmakta aktif husumet ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle, istem aktif husumet yönünden reddedilmiş; karar, davacılar tarafından temyiz olunmuş, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2010/305-1391 sayılı kararı ile; “Dava konusu taşınmaza ait tapu kaydından taşınmazın 01/03/1993"de davacılara miras yoluyla geçtiği, rızai taksim ve satışlarla el değiştirdiği anlaşılmaktadır. Dava dilekçesinde zarara neden olan olayların 1993-1996 yılları arasında gerçekleştiği iddia edildiğine ve davacıların da bu tarihlerde dava konusu taşınmaz ile ilgileri bulunduğuna göre, davacılar ... ve ...’un dava açmakta hukuki yararları ve aktif dava ehliyetleri bulunduğu kabul edilmelidir.
    Diğer yandan, davacı ... ... ile anne ... arasında çıkar çatışması bulunduğundan anne ... küçüğe velayeten dava açamaz. Davacı ... ...’a kayyım atanarak yargılamaya devam olunmalı ve oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.” gerekçesi ile bozulmuş olup mahkemece bozmaya uyularak eksiklikler giderildikten sonra yapılan yargılama sonucunda dava konusu taşınmazın esasında davacılara ait olmadığı, rızai taksim sonucu başka yerden taşınmaz verildiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm, süresinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Anılan karar Dairemizin 2012/18852 Esas - 2013/1875 Karar sayılı ve 11/02/2013 tarihli kararı ile;
    "Dava, tasarrufa ehil olmayanların sahte olduğu sonradan anlaşılan vekaletname ile gerçek maliklerin haberi olmadan noterden gayrimenkul satışı yapmaları sonucu malı elinden çıkan maliklerin açtığı maddi tazminat isteminden ibarettir.
    Noterlik Yasası"nın 162.maddesi gereğince noterler yaptıkları işlemlerden doğan zararlardan dolayı kusursuz sorumlu olup zarar gören, noterin kusurlu olduğunu kanıtlamak zorunda değildir. Zarar ile noterin eylemi arasında nedensellik bağının bulunması yeterlidir.
    Dosyadaki belgelerden davacıya ait taşınmazın 14.08.1996 tarihinde vekaleten satıldığı anlaşılmaktadır. Yine, Adli Tıp Kurumunun 28.07.2003 tarihli raporu ile 13.12.1994 tarih ve 72072 sayılı “Düzenleme Genel Vekaletname” altındaki imzanın ... eli ürünü olmadığı belirlenmiştir.
    Bu durumda, mahkemece davacının davalılar ... ve ..."den kötüniyetli olmaları durumunda haksız eylemleri nedeniyle; davalı noter ..."in ise Noterlik Kanununun 162. maddesi uyarınca tazminat ile sorumlu olmaları gerekmekte olup bu husus incelenmemiştir. Diğer bir anlatımla, davacı tarafından 14.10.1993 tarihinde satın alınmak suretiyle adına tescil edilen taşınmazın sahte vekaletname ile 14.08.1996 yılında satılması nedeniyle uğradığı zararın davalılardan tahsili talep edilmektedir. Bu durumda satışa dayanak olarak gösterilen belgelerin sahteliği ve belgeyi düzenleyenler ile kullanan ve davalılardan Noter"in bu duruma dikkat etmeyerek davacının zarara uğramasına neden olmasından kaynaklanan tazminat isteminde uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması gerekmektedir.
    Mahkemece, açıklanan yönlerde inceleme ve araştırma yapılarak sorumlular ve sorumluluğun kapsam ve tutarı belirlenerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı nitelendirme ve itibar edilmeyen gerekçelerle davanın tümüyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir." gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozma kararına uyulmuş, yargılamaya devam edilmiştir .
    Mahkemece, Davanın KISMEN KABUL, KISMEN REDDİNE, davacı ... için 8.709,10 TL, ... için 8.709,10 TL, ... için 8.709,10 TL olmak üzere toplam 26.127,30 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ... ve ... terekesinden müştereken ve müteselsilen alınarak, davacı tarafa verilmesine,
    Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
    Davalı ... yönünden davanın REDDİNE, karar verilmiş ,hüküm davacılar vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 2019/1671 Esas - 2019/3901 Karar sayılı ve 29/04/2019 tarihli kararı ile de onanmıştır. Onama ilamına karşı davacılar vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
    1-Mahkeme kararında yazılacak hususlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Maddeye göre, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
    Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 298/2. maddesinde de “Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.” şeklinde özellikle düzenlenmiştir.
    Gerekçe-hüküm çelişkisi, 10.04.1992 gün ve 1991/7 esas, 1992/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına aykırı olup, salt bu aykırılık bozma sebebidir.
    Somut olayda, kısa kararda "Davanın KISMEN KABUL, KISMEN REDDİNE, davacı ... için 8.709,10 TL, ... için 8.709,10 TL, ... için 8.709,10 TL olmak üzere toplam 26.127,30 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ..., davalı ... Sigorta A.Ş. ve ... terekesinden müştereken ve müteselsilen alınarak, davacı tarafa verilmesine, Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE, Davalı ... yönünden davanın REDDİNE, " şeklinde hüküm oluşturulmuş ,gerekçeli kararda ise " Davanın KISMEN KABUL, KISMEN REDDİNE, davacı ... için 8.709,10 TL, ... için 8.709,10 TL, ... için 8.709,10 TL olmak üzere toplam 26.127,30 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ... ve ... terekesinden müştereken ve müteselsilen alınarak, davacı tarafa verilmesine, Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE, Davalı ... yönünden davanın REDDİNE," şeklinde hüküm oluşturulmuştur . Bir diğer anlatım ile kısa kararda davalı ... şirketinin tazminat ödemesine karar verilmiş iken ,gerekçeli kararda ise davalı ... tazminat ödeyecek davalıların arasından çıkarılarak karar verilmiş, çelişki oluşturulmuştur.
    Buna göre, mahkemece; kısa kararla bağlı olmaksızın ve dosya içeriğine göre, açıklanan konular gözönünde tutularak vicdani kanıya göre karar verilmelidir. Yazılı şekilde karar vermiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozulması gerekirken yanılgı ile onandığı yeniden yapılan inceleme sonucu anlaşıldığından, davacılar vekilinin karar düzeltme isteği kabul edilerek, Dairemizin önceki onama kararı kaldırılmış, mahkeme kararı açıklanan bu gerekçeyle bozulmuştur.
    2- Bozma nedenine göre, davacılar vekilinin sair karar düzeltme taleplerinin incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile; Dairemizin 29/04/2019 tarih ve 2019/1671 E.-2019/3901 K. sayılı ilamının kaldırılmasına ve hükmün yukarıda açıklanan gerekçe ile BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair karar düzeltme taleplerinin incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde düzeltme isteyenlere iadesine, 19/10/2020 tarihinden oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi