10. Hukuk Dairesi 2021/6692 E. , 2021/14725 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
No : 2019/3228-2021/335
İlk Derece
Mahkemesi : Ilgın Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı ve feri müdahil Kurum vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı ve feri müdahil Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı, 1988 tarihinden dava tarihi olan 19.12.2016 tarihine kadar Sadıkköyü Muhtarlığı bünyesinde köy bekçisi olarak çalıştığının tespitini talep etti.
II-CEVAP
Davalı ... vekili 19/01/2017 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; 6360 s. kanunun geçici m.1/3 gereği ... Valiliği’nce oluşturulan devir, tasfiye ve paylaştırma komisyonunca, davacının yasa ile ortadan kalkan Sadık Köyü çalışanı olarak davaya konu bir devri bulunmadığını, bu durumda davalının sorumluluğu olmadığını, davacının sosyal güvenlik hakkı ile ilgili hizmet tespiti davasında 5 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğunu, sadık köyü tüzel kişiliği varken dava açmamasının davacının kötü niyetini ortaya koyduğunu, davalı belediyenin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Feri Müdahil Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde özetle; Kurum kayıtları incelemesinde, davacının davalının yanında çalıştığına ilişkin bilgi ve belgeye rastlanmadığını, 5510 sayılı K. m.8 gereği çalışmaya başlayanların bir ay içinde kuruma bildirilmesi gerektiğini, davaların kamu düzenini ilgilendirdiğini, çalışma olgusunun gerçekte var olup olmadığının araştırılması gerektiğini, beyanla davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece mahkemesi; davacılar murisi ..."un hizmet tespitine ilişkin davasının kabulü ile ;
01/04/1990-31/12/2008 tarihleri arası 18 yıl 9 ay,
01/03/2009-30/11/2009 tarihleri arası 9 ay,
01/04/2010-31/10/2010 tarihleri arası 7 ay,
01/04/2011-30/11/2011 tarihleri arası 8 ay,
20/11/2012-30/03/2014 tarihleri arası 1 yıl 4 ay 11 gün kapanan Sadıkköyü muhtarlığı bünyesinde asgari ücret ile köy bekçisi olarak çalıştığının tespitine, karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Hakkında istinaf başvurusunda bulunulan İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı ve fer"i müdahil vekillerinin istinaf başvurularının HMK"nun 353/1-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine," karar vermiştir..
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı ve feri müdahil Kurum vekilleri kararın bozulmasını talep etmişlerdir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun geçici 7. maddesi uyarınca, 01.10.2008 tarihi öncesi isteme ilişkin davanın yasal dayanağı mülga 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 79/10. ve 01.10.2008 tarihi sonrası isteme ilişkin davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanunun 86/9. maddeleridir. 506 sayılı Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davaların, kamu düzenine ilişkin olması nedeni ile özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanması gerektiği özellikle göz önünde bulundurulmalıdır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 26. maddesi uyarınca; "Hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. Aynı Kanun"un 294-301 maddelerinde ise mahkeme kararlarının nasıl olması gerektiği belirlenmiştir. Bu düzenlemelere göre Mahkeme, usule veya esasa ilişkin bir nihai kararla davayı sona erdirir. Yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihai karar, hükümdür. Yine aynı Kanun"un 297. maddesinin (2). fıkrasında “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir”, hükümleri öngörülmüş olup, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması, zorunludur.
Somut olayda; dava konusu talep döneminin 1988 - 19.12.2016 tarihlerine ilişkin olduğu, Mahkemece talep kısmen kabul edilerek; 01.04.1990 tarihi ile 30.03.2014 tarihleri yönünden kabul kararı verilip, öncesi ve sonrası tarihler bakımından talebin reddedilmiş olmasına rağmen; davanın kabulüne dair hüküm tesis edilmesi ile hükmün kendi içinde ve hüküm ile gerekçe arasında çelişki oluşturmuştur.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki olgular üzerinde durulmadan çelişkili ve infaza elverişli olmayacak şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı ve feri müdahil vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi kararının HMK"nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle, sair hususlar incelenmeksizin BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 24.11.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.