16. Hukuk Dairesi 2017/4277 E. , 2020/2719 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı ..., ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan ve 1955 yılında yapılan kadastro sırasında tespit harici bırakılan sınırlarını belirttiği taşınmazın imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak adına tescili istemiyle 21.11.2013 tarihinde dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne; fen bilirkişileri ..., ... ve Harita Mühendisi ... tarafından düzenlenen 09.05.2014 tarihli rapora ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 2.004,62 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece çekişmeli taşınmazın davacı yararına TMK"nın 713. maddesinde öngörülen koşulların oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma, inceleme, uygulama ve toplanan deliller hüküm kurmaya yeterli değildir. Dava, TMK"nın 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. ve 17. maddeleri gereğince tescil istemi ile açılmıştır. Dava konusu yer, 1955 yılında yapılan tapulama sırasında "ırmak yatağı" niteliğiyle tespit dışı bırakılmıştır. Davacı ..., uzman bilirkişi tarafından düzenlenen 09.05.2014 tarihli rapor ve eki haritada (A) ile gösterilen bölümün muristen intikal, imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle adına tapuya tescilini istemektedir. Bir yerin kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak edinilebilmesi için 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. ve 17. maddesinde belirtilen koşulların zilyet yararına oluşması gereklidir. Dava konusu taşınmazın tescil harici bırakılma nedeni dikkate alındığında tespit tarihi sırasında ırmak yatağı olan taşınmazın halen bu niteliğini koruyup korumadığı, imar-ihya suretiyle elde edilip edilmediği, bu şekilde elde edilmiş ise imar-ihyanın tamamlandığı tarihten dava tarihine kadar 20 yıl süre ile ekonomik amaca uygun kullanım olup olmadığı hakkında yeterli araştırma yapılmamış, taşınmazın sınırında bulunan seddenin kim tarafından kaç yılında yapıldığı belirlenmemiş, taşınmazın tarla olarak ekilip biçilmek suretiyle kullanıldığı ziraatçi bilirkişi raporunda belirtilmiş olmasına rağmen bu husus ile imar ve ihya olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği veya hangi tarihte gerçekleştiği hususları hava fotoğraflarından yararlanılarak tespit edilmemiş, komşu taşınmazlara ait kadastro tutanakları ile tapu kayıtları getirtilerek tanık ve mahalli bilirkişi beyanları ile denetlenmemiş, zeminde inceleme yapılmadan soyut ifadelerle düzenlenmiş jeolog bilirkişi raporu hükme esas alınmıştır. Yine davacı miras yoluyla intikal ve eklemeli kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayanarak istekte bulunmuş, taksim ve intikal şekli hususunda bir açıklama yapılmamıştır. Murisi 2012 yılında öldüğü ve müstakil zilyetliği 20 yılı aşmadığı halde murisi adına belgesiz araştırması yapılmamıştır.
Hal böyle olunca sağlıklı sonuca ulaşabilmek için öncelikle dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede ... tarafından sedde çalışması yapılıp yapılmadığı sorularak, yapılmışsa buna ilişkin belge ve haritalar ile dava tarihinden geriye doğru en az 15-20-25 yıl öncesine ait en az üç ayrı evreye ilişkin yüksek çözünürlüklü hava fotoğraflarının Harita Genel Komutanlığından, aynı tarihler arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftaların ise, İl Kadastro Müdürlüğü"nden, dava konusu taşınmaza komşu taşınmazların kadastro tutanak ve varsa dayanakları ilgili yerlerden getirtilip dosya arasına konulmalı ve ardından taşınmaz başında yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları, 3 ziraat ve 3 jeoloji mühendisi, 1 jeodezi ve fotogrametri uzmanı ve harita mühendisinden oluşacak bilirkişi kurulu huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır. Dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmazın murisinden taksim, bağış veya satış yollarından biriyle intikal edip etmediği, geçmişte ne durumda bulunduğu, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, imar ve ihyaya konu edilip edilmediği, imar ve ihyaya konu edilmiş ise ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman bitirildiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; ziraatçi bilirkişilerinden bu hususta taşınmazın hali hazırdaki niteliğini, konumunu, bitki örtüsü, kullanım durumunu, halen ırmak yatağı olup olmadığını belirtir biçimde ayrıntılı ve fotoğraflı rapor alınmalı; imar-ihyanın tamamlandığı tarihten dava tarihine kadar 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresinin dolup dolmadığının belirlenmesi için birbirine yakın tarihli en az 3 adet stereoskopik hava fotoğrafı getirtilerek, jeodezi ya da fotogrametri uzmanı bilirkişi tarafından büroda yapılacak inceleme ile dava tarihinden 15-20 ve 25 yıl öncesine ait, en az 3 zamanda birbirini izleyen bindirmeli olarak çekilen çiftli hava fotoğrafları stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak gözlemlemek suretiyle taşınmazın ırmak yatağı olup olmadığı, imar-ihya yapılmış ise tamamlandığı tarihi ve tarımsal amaçlı zilyetliğe başlandığı tarihi belirtecek şekilde düzenlenecek rapor dosyasına konulmalı, jeolog bilirkişi kurulundan, gözlem çukurları açılmak suretiyle zemin incelemesi yapılarak taşınmazların öncesinin ırmak yatağı olup olmadığı ya da ırmaktan kazanılıp kazanılmadıkları ve halen aktif ırmak yatağında kalıp kalmadıkları hususlarında, kot farkını da gösterir ve önceki raporu irdeler ve çelişkileri giderir mahiyette rapor alınmalı;fen bilirkişisine taşınmazın belirlenecek durumu ile ilgili olarak, taşınmazın sınırlarını gösterir bütün yönlerinden çekilmiş fotoğrafları ekli, keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli; davacının babası adına senetsizden zilyetliğe dayalı olarak tescil edilen taşınmaz bulunup bulunmadığı Adliye Yazı İşleri Müdürlüğü, Kadastro ve Tapu Müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak varsa, bu şekilde tespit edilen taşınmazların kadastro tespitlerinin kesinleşme durumlarını da gösterir biçimde tespit tutanaklarının onaylı örnekleri, kesinleşmiş olanların kadastro sonucu oluşan tapu kayıtları getirtilerek dosyasına konulmalı; bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.07.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.