Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/1749
Karar No: 2019/6090
Karar Tarihi: 17.12.2019

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2018/1749 Esas 2019/6090 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2018/1749 E.  ,  2019/6090 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    Birleşen ... Asliye Hukuk Mahkemesinin .../... esas sayılı dosyasında:

    Asıl davanın davacıları ... ve diğerleri ve birleşen davanın davacıları ... ve ... vekili Avukat ... tarafından, asıl ve birleşen davanın davalıları ..., ... Turizm. San. ve Tic. Ltd. Şti., ... ... Köyü Yardımlaşma Kalkındırma ve Yaşatma Derneği aleyhine 01/11/2011 ve 14/03/2012 günlerinde verilen dilekçeler ile trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece asıl ve birleşen davaların davalı ... yönünden kısmen kabulüne, diğer davalılar hakkında açılan davaların husumet nedeniyle reddine, dahili davalılar hakkındaki davanın usulden reddine dair verilen 01/12/2015 günlü kararın Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi asıl ve birleşen davada davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 17/12/2019 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine duruşmalı temyiz eden davacılar vekili Avukat ... geldi, karşı taraftan davalılar adlarına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra tarafa duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kâğıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
    1-Asıl ve birleşen davada davacılar vekilinin davalı ...’a yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    a-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre asıl ve birleşen davada davacıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
    b-Diğer temyiz itirazlarına gelince;
    Asıl ve birleşen dava, trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece asıl ve birleşen davanın davalı ... yönünden kısmen kabulüne, diğer davalılar hakkında açılan davaların husumet nedeniyle reddine, dahili davalılar hakkındaki davanın ise usulden reddine karar verilmiş; hüküm, asıl ve birleşen dava davacıları tarafından temyiz edilmiştir.
    Asıl ve birleşen davada davacılar vekili; 12/06/2011 tarihinde davalılardan ...’ın maliki ve sürücüsü olduğu otobüsle seyir halindeyken, direksiyon hakimiyetini kaybedip kusurlu olarak sebep olduğu kazada asıl davanın davacılarından ...’ın eşi ve diğer davacıların annesi olan ...’ın ve birleşen davanın davacılarından ...’in eşi ve çocuğu, diğer davacı ...’in annesi ve kardeşi olan ... ve ...’in vefat ettiklerini, davalılardan ...’ın maliki ve şoförü olduğu aracın diğer davalı ... şirketi ile aralarında ... 39. Noterliğinde akdedilen ... tarih ve ... yevmiye numaralı taşıt sözleşmesi kapsamında ... şirketinin sözleşmeli taşıtı olarak işletildiğini, kapsamında bulunduğunu, ...’dan genel seçimde oy kullanmak üzere aynı araçlarla ...’ye getirilen yolcuların aynı otobüslerle tekrar ...’a götürülmek üzere davalı Dernekce 3 adet otobüs kiralanıp ücretlerinin ödendiğini, davalı Dernek tarafından organize edildiğini, davalı Derneğin kazaya sebebiyet veren otobosü kiralayan ve otobüs yolculuğunu organize eden, diğer davalı ... şirketinin kazaya sebebiyet veren otobüsü kiralayan/işleten sıfatıyla sorumlu olduklarını belirterek, manevi tazminat isteminde bulunmuş, asıl ve birleşen davaya sunduğu dilekçelerle HMK’nun 124. maddesi kapsamında ... Turizm şirketi ve siyasi partinin davaya dahil edilmesini istemiştir.
    Davalılar, davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
    Mahkemece, davalı ... şirketi ile davalı ... arasında düzenlenen taşıt sözleşmesinin kazadan önce feshedilmesi nedeniyle davalı ... şirketinin kazayı yapan aracın kiralayanı ve işleteni olmadığı gerekçesiyle davalı dernek ve ... şirketi hakkındaki asıl ve birleşen davanın husumet nedeniyle reddine, AK Parti ve ... Turizm şirketinin davaya dahilinin usulüne uygun olmadığı gerekçesiyle dahili davalılar hakkındaki asıl ve birleşen davanın usulden reddine, davalı ... yönünden asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Olay tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hâkimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
    Somut olayda; olay tarihi, olayın gerçekleşme biçimi, tarafların kusur durumu, davacıların ölenlere yakınlığı ve yukarıdaki ilkeler göz önüne alındığında asıl ve birleşen davanın davacıları yararına hüküm altına alınan manevi tazminat miktarları azdır. Daha üst düzeyde manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
    2-Asıl ve birleşen davada davacıların dahili davalı ... Turizm Şirketine yönelik temyiz itirazlarına gelince;
    Hukukumuzda dâhili dava şeklinde bir müessese bulunmamaktadır. Davanın başında taraf olarak gösterilmeyen kişilerin, taraf yanında sonradan davaya dâhil edilmesi, taraflar arasında zorunlu dava arkadaşlığı mevcut ise mümkündür. Davalı şirketler arasında zorunlu dava arkadaşlığı yoktur. Ne var ki 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun "Tarafta iradi değişiklik" başlıklı 124. maddesi "Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın rızası ile mümkündür. Bu konuda kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır. Ancak maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim tarafından kabul edilir. Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hakim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder." şeklinde düzenlenmiştir. İradi taraf değişikliği, mahkemeye yönelik tek taraflı usuli bir talep içeren ve kural olarak, karşı tarafın rızası ile hâkimin iznine ihtiyaç olmadan sonuç doğuran bir taraf usul işlemidir. HMK’nun 124/3. maddesi kapsamına giren hallere, dava dilekçesini hazırlayan davacı veya vekilinin hukuki veya fiili bir yanılgısı sonucu tarafın yanlış gösterilmesi, karşı tarafın ve üçüncü kişilerin verdiği yanlış bilgiye dayalı olarak tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi veya temsilcide yanılma halleri girmektedir. İradi taraf değişikliğinin amacı usul ekonomisini gerçekleştirmektir.
    Yukarıdaki yasal düzenlemeyle 6100 sayılı HMK’nun 124/4. maddesi gereğince, dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesinin kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması halinde, karşı tarafın rızası aranmaksızın taraf değişikliği talebinin kabul edilebileceği düzenlenmiştir.
    Dosya kapsamından; davacılar vekili asıl ve birleşen davada, kazaya sebebiyet veren otobüsün kiralayanı/işleteni sıfatıyla ... Turizm Şirketini davalı olarak göstermiş, delil olarak ... şirketi ile davalı sürücü ... arasında düzenlenen taşıt sözleşmesine ve kaza sonrasında olay mahallinde otobüsün parçalanan camlarında bulunan ... Turizm şirketinin isminin bulunduğu çıkartmalara dair resimlere dayanmıştır. Yargılama sırasında Ulaştırma Bakanlığı’ndan gelen bilgiler uyarınca davalı ...’ın kullandığı aracın 23/12/2010 – 02/03/2011 tarihleri arasında ... şirketinin ve 02/03/2011-07/07/2011 tarihleri arasında ise ... Turizm şirketinin D2 yetki belgelerinde sözleşmeli taşıt olarak kayıtlı olduğunun anlaşılması üzerine davacılar vekili 19/02/2013 tarihli dilekçesiyle 6100 sayılı HMK’nun 124. maddesi kapsamında ... şirketinin davalı olarak gösterilmemiş olmasının kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması nedeniyle bu şirketin davaya dahil edilmesini ve dava dilekçesinin tebliğ edilmesini talep etmiş, davacılar vekilinin 19/02/2013 tarihli dahili dava dilekçesi ... Turizm şirketine tebliğ edilmiş, ancak dilekçeye cevap verilmemiştir.
    Yargılama sırasında Ulaştırma Bakanlığı’dan gelen bilgiler neticesinde kazaya sebebiyet veren aracın kaza tarihinde kiralayan/işleteninin ... Turizm şirketi olduğu anlaşıldığından, bu durum davacılar açısından kabul edilebilir bir yanılgı oluşturmaktadır. Davalıların rızasına ihtiyaç olmadan davacılar vekili tarafından ... Turizm şirketine yönelik olarak taraf teşkilinin yapıldığı anlaşılmaktadır.
    Şu halde mahkemece, HMK’nun 124. maddesi çerçevesinde yargılamaya gerçek hasımla devam edilmesi gerektiği gözetilip, bu davalı yönünden işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile bu davalı yönünden davanın usulden reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın açıklanan bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (1-b) ve (2) sayılı bentlerde açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, asıl ve birleşen davada davacıların diğer temyiz itirazlarının (1-a) bendinde gösterilen nedenlerle reddine ve davacılar yararına takdir olunan 2.037,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davalılara yükletilmesine, peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 17/12/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi