3. Hukuk Dairesi 2020/5418 E. , 2020/5881 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda, davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı ... asıl davada, 25/03/1999 tarihinde davalı banka çalışanı eşi ..."ın her türlü gizleme, sahtekarlık ve dolandırıcılık gibi fiillerine bilinçli ve iradi bir şekilde asli fail olarak iştirak ettiği gerekçesi ile aleyhine açılan ceza davasında tutuklandığını, yine aleyhine açılan zararın tazmini talepli davada ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbirler alındığını, ayrıca Devlet Güvenlik Mahkemesinde de yargılandığını, açılan ceza davasında hakkında beraat kararı verildiğini ve Yargıtay tarafından zamanaşımı nedeniyle davanın ortadan kaldırılmasına karar verildiğini, zararın tazmini talepli davada da davanın reddine karar verildiğini ve kesinleştiğini, Devlet Güvenlik Mahkemesinde de açılan davada beraat kararı verildiğini, eşinin davalı banka çalışanı olması dışında olaylar ile bir ilgisinin ve alakasının olmadığını, aleyhine açılan davalarda sahip olduğu çiftlikte ve araçlarda ihtiyati hacizler ve ihtiyati tedbirler nedeniyle zararlarının meydana geldiğini belirterek ıslah edilmiş hali ile 1.846.150,00 TL zararın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Birleşen davada ise davacı ..., haksız tutuklanması ve aleyhine verilen haksız ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir kararları nedeniyle uğradığı zararlara karşılık olmak üzere ıslah edilmiş hali ile 96.000,00 TL maddi ve manevi tazminat ile munzam zararlarının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ise, asıl ve birleşen davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, bozma üzerine, davacı ..."ın açmış olduğu maddi tazminat istemli davanın kısmen kabulü ile; 60.090,00 TL"nin dava tarihi olan 23/02/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacılar, asıl ve birleşen dava ile davalının şikayeti üzerine tutuklanmaları ve aleyhlerine davalının talebi ile uygulanan haksız ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir kararları nedeniyle uğradıkları zararların tazmini talebi ile eldeki davaları açmışlardır. Davalı, hak arama özgürlüğü çerçevesinde şikayet hakkının kullanıldığını ve ihtiyati tedbir talebinde bulunulduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, 13/05/2015 tarihinde verilen karar ile; birleşen dosya davalısı ..."ın açmış olduğu davanın reddine, davacı ..."ın açmış olduğu manevi tazminat istemli davanın reddine, davacı ..."ın açmış olduğu maddi tazminat istemli davanın kısmen kabulü ile 42.108,00-TL"nin dava tarihi olan 23/02/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine karar verilmiş, hükmün taraf vekillerince temyizi üzerine, 13. Hukuk Dairesinin 2015/34924 esas 2017/1216 karar sayılı ilamı ile, davacıların tüm ve davalının sair temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, davacı ..."a ait kamyonetin kullanılmaması nedeni ile uğranılan zararın tespiti için alınan bilirkişi raporunun, bilirkişinin uzmanlık alanı ve hesaplama yöntemi itibari ile hüküm kurmaya elverişli olmadığından bu konuda alanında uzman bir bilirkişiden rapor alınması için davalı yararına kararın bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak karar verilmiştir. Hemen belirtilmelidir ki, vermiş olduğu bir hüküm Yargıtay tarafından bozulan ve Yargıtay"ın bu bozma kararına uymuş olan mahkeme, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Bu müesseseye "usuli müktesep hak" veya "usule ilişkin kazanılmış hak" denir. Bir başka ifadeyle, mahkemece; Yargıtay bozma ilamına uyulmasıyla, bozma doğrultusunda taraflar yararına usuli kazanılmış hak doğar. Mahkeme, hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan bölümleri hakkında yeni bir hüküm kuramaz. "Usuli Müktesep Hak", davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay İçtihatları ile kabul edilmiş, usul hukukunun ana ilkelerindendir ve kamu düzeni ile ilgilidir.Somut olayda; mahkemece,13/05/2015 tarihli kararda, 42.108,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, anılan karar taraf vekillerince temyiz edilmiş ve yukarıda anılan gerekçelerle davalı lehine bozulmuş olup, bozma ilamında davacıların tüm temyiz itirazlarının da reddine karar verilmiştir. Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde ise, davalı lehine oluşan usuli müktesep hak ihlal edilerek, davalı aleyhine olacak şekilde 42.108,00 TL"nin üzerinde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma kararında, birleşen dosya davacısının temyiz taleplerinin reddine karar verilmiş ve birleşen dava kesinleşmiştir. Her ne kadar, bozma ilamı kapsamı dışında kalan kesinleşmiş olan bölümler hakkında yeni bir hüküm kurulamaz ise de; eldeki dosyada birleşen dava söz konusu olup verilen kararın başlık kısmında da birleşen dava belirtilmiştir. Ancak hüküm asıl dava yönünden kurulmuştur. Gerekçede ya da hüküm kısmında birleşen dosyanın kesinleştiği ile ilgili bir ifade de bulunmamaktadır. Bu nedenle, kararın başlık kısmı ve hüküm kısmı arasındaki çelişkinin giderilmesi adına, birleşen dosya kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına dair de bir hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde sadece asıl davaya yönelik hüküm kurulması uygun görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarında 1 ve 2 nolu bentlerde açıklanan nedenler ile temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.