3. Hukuk Dairesi 2020/4845 E. , 2020/5882 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı ... ile ... tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı kurum, asıl ve birleşen davalarda, sosyal ve idari işler servisinde çalışanları olan davalıların, emekli kişilerin kurumdan ücretsiz kömür alma hakkı bulunmamasına rağmen, emekli oldukları kayda geçilmeden normal çalışan gibi gösterilip adlarına ücretsiz kömürler yazıldığını, bu nedenle kurumun zarara uğradığını belirterek davalılar aleyhine açtığı davalarla oluşan zararın davalılardan tahsilini istemiştir.
Davalılar, asıl ve birleşen davalarda davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, bozmaya uyularak, asıl ve birleşen davaların kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, emekli olduğu kayda geçirilmeyen çalışanlara ücretsiz verilmiş gibi gösterilen kömürler nedeni ile uğradığı zararın tazmini istemi ile eldeki davaları açmıştır. Davalılar, kurumun zararına sebebiyet vermedikleri gerekçesi ile davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece bozma öncesi verilen kararda, davanın kabulüne karar verilmiş, davalılardan ..., ...ve ... tarafından karar temyiz edilmiştir. 13. Hukuk Dairesinin 2015/39252 esas 2016/5325 karar sayılı ilamı ile ... ve ..."ın tüm temyiz itirazlarının reddine, ..."ın ise iş kanunun hükümlerine tabi olması nedeni ile bu davalı yönünden dosyanın tefriki ve iş mahkemesi sıfatı ile davaya bakılması gerektiğine karar verilmiştir. Böylelikle karar, ... ve ... yönünden kesinleşmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak karar verilmiştir.
Temyize gelen davalılar, bozma öncesi kesinleşen kısımlar yönünden yeniden hüküm kurulmuş olması nedeniyle davacı taraf yararına hükmedilen yasal vekalet ücretinin yeni hüküm tarihindeki (2017) yılı AAÜT‘sine göre belirlendiğini bu nedenle bozma öncesi hükme nazaran daha fazla vekalet ücreti ödemekle yükümlü kaldıklarını beyan etmişlerdir.
Bu aşamada usuli kazanılmış hak kavramına kısaca değinilmesinde fayda vardır.
Mülga 1086 sayılı HUMK ve 6100 sayılı HMK"da “usuli kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kavram davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri hâline gelmiştir. Anlam itibariyle de, bir davada mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
Hemen belirtelim ki; bir mahkemenin Yargıtay dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı YİBK).
Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).
Somut uyuşmazlıkta; mahkeme bozma öncesi asıl ve birleşen davalara yönelik kararında, kabul edilen miktarlar yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan 2013 yılı AAÜT"ne göre vekalet ücretlerine hükmetmiştir. Bozma ilamı ile davalılardan ... ve ..."ın temyiz taleplerinin reddine karar verilmiş, karar bu davalılar yönünden kesinleşmiştir. Bu nedenle kesinleşen kararda verilen kabul kararı üzerinden hesaplanan vekalet ücreti yönünden, bu davalılar için usuli müktesep hak oluştuğu açıktır. Bozma sonrası mahkemece, yine kabul kararı verilmiş olup bu sefer karar tarihi olan 2017 yılı AAÜT üzerinden vekalet ücretine hükmedilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde; bozma kararına uymuş olan mahkemece kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremeyeceği göz önünde bulundurularak, yeni kurulacak hükümde, eski karar aynen tekrarlanarak “bu konuda verilen hüküm kesinleştiğinden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına” şeklinde karar verilerek, yargılama giderinden olan vekalet ücreti bakımından da davalılar ... ve ... yararına oluşan kazanılmış haklar ihlal edilmeden hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde kesinleşen hüküm tarihindeki AAÜT yerine bozma sonrası kurulan hüküm tarihindeki AAÜT dikkate alınarak davalılar aleyhine fazladan vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenler ile temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harçların taraflara iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.