21. Hukuk Dairesi 2017/5029 E. , 2018/6382 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
Davacı, Kurum işleminin iptali ile davalılardan işverene ait iş yerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan Sosyal Güvenlik Kurumu vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava, davacının 02.07.2005-10.08.2005 tarihleri arasında davalı işverene ait işyerinde geçen ve davalı Kurumca iptal edilen çalışmalarının geçerli olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile “davacının, davalı ... Makine İmalat A.Ş ait 1010522.44 numaralı iş yerinde 02/02/2005-10/08/2005 tarihleri arasında asgari ücretle çalıştığının tespiti ile bu hizmetlerin iptaline ilişkin kurum işleminin iptaline, ” karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 2 ve 6. maddelerinde açıkça belirlendiği üzere, sigortalılığın oluşumu yönünden çalışma olgusunun varlığı zorunludur. Eylemli veya gerçek biçimde çalışmanın varlığı saptanmadıkça, hizmet akdine dayanılarak dahi sigortalılıktan söz edilemez.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, 01.07.1954 doğumlu olan davacının davalı ... Makina İmalat San. Tic. AŞ"ye ait "..." sicil numaralı tarım aletleri imalatı işyerinde 02.07.2005 – 10.08.2005 tarihleri arasında sigortalı çalışmalarının Kuruma bildirildiği, 25.07.2008 tarih ve 42 sayılı müfettiş inceleme raporuna göre; şirket ortağı ..."un, davacının da içlerinde olduğu 10 kişinin işyerinde çalışmadığını ve bu kişileri tanımadığını belirttiği, işbu davaya cevap veren davalı şirketin diğer ortağı ...’un, davacının vasıfsız işçi olarak çalıştığını beyan ettiği, davacının 07.01.1986-24.07.2002 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalısı iken 01.08.2002-31.5.2004 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa kapsamında isteğe bağlı ve 01.06.2004-28.02.2006 tarihleri arasında çeşitlilik gösteren birbiri ile ilgisi olmayan değişik iş kolundaki işyerlerinden 506 sayılı Yasa kapsamında zorunlu sigortalı çalışmalarının bildirildiği, 01.03.2006 tarihinde 5957 gün Bağ-Kur, 1479 gün SSK hizmeti olmak üzere toplam 7436 gün üzerinden 506 sayılı Yasa kapsamında yaşlılık aylığı tahsis edildiği, davacının 01.06.2004-31.07.2004 ve 04.11.2004-06.12.2004 tarihleri arasında davalı işverenin de muhasebe işlerini yürüten ... yanından hizmetinin bildirildiği ve aynı müfettiş raporu ile bu çalışmaların da iptal edildiği, ayrıca ... ile ... isimli muhasebeciler tarafından dava dışı bir çok işyerinden bildirilen sigortalı çalışmaların fiili çalışmaya dayanmadığının tespit edilerek iptal edildiği, beyanı alınan tanık ...’in davalı işyerindeki çalışmasının, davacının çalışmasının bitiminden sonra 08.10.2005 tarihinde başladığı, komşu işyeri çalışanı olduğu anlaşılan iki tanığın davacı vekili ve davalı işverenin aksine davacının davalı işyerinde kaynakçılık yaptığını beyan ettiği, ... ile ...’ün ... 1.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2011/73E, 2013/477K sayılı 31.10.2013 tarihli kararı ile bir başka işyerinden yapılan fiili çalışmaya dayanmadığı belirlenen bildirimlerle ilgili olarak kamu kurumu zararına dolandırıcılık suçundan cezalandırılmalarına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık, davacının, davalı işyerinde geçen ve Kuruma bildirilen sigortalı çalışmalarının 506 sayılı Yasa"nın 2 ve 6. maddelerine göre eylemli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Somut olayda, uzun yıllar Bağ-Kur kapsamında sigortalı olan bir kimsenin sonradan birbiri ile ilgisi olmayan işyerlerinden 506 sayılı Yasa kapsamında çalışmasının bildirilmesinin, bu yasa kapsamında yaşlılık aylığı almaya yönelik olduğu açıktır, zira davacı vekili ve davalının, davacının vasıfsız işçi olduğunu beyan etmesine rağmen komşu işyeri tanıkları kaynak işi yaptığını belirterek çalışmasının niteliği konusunda çelişkiye düşülmesi de bu durumu ortaya koymaktadır. 506 sayılı Yasa"nın 130.maddesine göre müfettiş inceleme raporundaki tespitler aksi kanıtlanana kadar geçerli olup dosya kapsamından davacının davalı işyerinden bildirilen sigortalılığının fiili çalışmaya dayandığının somut ve inandırıcı bilgilerle ortaya koyulamadığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın davanın reddine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 17.09.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.