Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/2132
Karar No: 2020/3283
Karar Tarihi: 01.07.2020

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2017/2132 Esas 2020/3283 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2017/2132 E.  ,  2020/3283 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : ALACAK-TENKİS

    Taraflar arasında görülen alacak- tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar asıl ve birleştirilen davada davacı vekili tarafından (katılma yoluyla) asıl davada davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    -KARAR-
    Asıl dava alacak, birleştirilen dava ise tenkis isteğine ilişkindir.
    Davacı, asıl davada; davalının yönlendirmesi ile ortak mirasbırakanları ..."e ait taşınmazların bir kısmının doğrudan mirasbırakan tarafından bir kısmının ise mirasbırakan adına vekaleten davalı tarafından 3. kişilere satıldığını, satış paralarının tümünü davalının aldığını ileri sürerek mirasbırakana aitken 3. kişilere devredilen taşınmazların bedellerinden miras payına isabet eden değere karşılık şimdilik 10.000,00 TL"nin mirasbırakanın ölüm tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsilini talep etmiş, 27.12.2011 tarihli ıslah dilekçesi ile, davalı tarafından mirasbırakan adına vekaleten 3. kişilere satışı yapılan ... ada ... parsel sayılı taşınmazda kayıtlı ..., ..., ... ve ... nolu bağımsız bölümlerin dava tarihlerindeki toplam değerlerinden miras payına karşılık gelen 205.449,50 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsilini istemiştir. Birleştirilen davada, mirasbırakanın ... 49. Noterliğinin 14.05.2007 tarihli 10036 yevmiye nolu vasiyetnamesi ile tüm malvarlığının yarısını davalı oğluna vasiyet ettiğini, saklı payının zedelendiğini ileri sürerek tenkis isteğinde bulunmuştur.
    Davalı, taşınmazları mirasbırakanın iradesi ve isteği doğrultusunda vekaleten sattığını, satış bedellerinin bir kısmını mirasbırakanın tedavi giderleri için harcadıktan sonra geriye kalanını banka hesabına yatırdığını, yıllarca mirasbırakanın tüm ihtiyaçlarını karşıladığını, iddiaların doğru olmadığını belirtip asıl ve birleştirilen davaların reddini savunmuştur.
    Asıl ve birleştirilen davaların reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece, " Hâl böyle olunca asıl dava bakımından, davalının savunması üzerinde durulması, murise ne kadar harcama yaptığının saptanması, belirlenen satış bedelinden düşüldükten sonra kalan miktar üzerinden davacının payı oranında davanın kabul edilmesi; bu belirlemeden sonra da birleşen dava yönünden tenkis incelemesi yapılması sonucun göre bir karar verilmesi" gerektiği gerekçesiyle bozulmuş olup, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda yapılan yargılama neticesinde mahkemece asıl davanın kısmen kabul kısmen reddi ile toplam 410.000,00 TL değerinde olan dava konusu 4 parça taşınmazın değerinden banka hesabında bulunan 167.428,00 TL ile davalı tarafından mirasbırakanın tedavi giderleri için harcanan 13.857,00 TL"nin mahsubu ile geriye kalan paradan miras payına isabet eden 114.357,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline karar verilmiş, birleştirilen dava ise davacının saklı payının ihlal edilmediği gerekçesiyle reddedilmiştir.
    Dosya içeriğinden ve toplanan dellilerden; mirasbırakan ..."nin 04.10.2009 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak davalı oğlu ... ile 16.11.1995 tarihinde ölen oğlu Mehmet"ten olma torunu davacı ..."ın kaldıkları, mirasbırakanın 14.05.2007 tarihinde düzenleme şeklinde vasiyetname ile tüm taşınmazlarını ve bankadaki paralarının ½ sini davalı oğluna vasiyet ettiği, mirasbırakan tarafından davalıya verilen vekâletname kullanılmak suretiyle mirabırakan adına olan ... parseldeki ... parça bağımsız bölümün davalı tarafından 2007 yılının değişik aylarında dava dışı kişilere satış suretiyle temlik edildiği, mirasbırakana aitken davalı tarafından vekil sıfatı ile satışı yapılan taşınmazların değerinin 410.000 TL olduğunun keşfen saptandığı, davalı ile mirasbırakan Ziraat Bankasındaki ortak hesabında en son 167.428,00 TL"nin olduğunun bildirildiği, davalı tarafından mirasbırakan için harcanan tedavi giderlerinin toplam 13.857,00 TL olduğu anlaşılmaktadır.
    Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre asıl davanın kısmen kabulüne, birleştirilen davanın reddine karar verilmiş olması kural olarak doğrudur. Tarafların bu yöne değinen temyiz itirazlarının reddine.
    Davacının asıl davadaki hesaba yönelik temyiz itirazına gelince;
    Bilindiği üzere, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu 169/1. (818 Sayılı BK 148/1) maddesinde, “Müteselsil alacaklılık, borçlunun, alacaklılardan her birine borcun tamamını isteme hakkını tanıdığı veya kanunun belirlediği durumlarda doğar. Yine aynı maddenin 3. fıkrasında, aksi kararlaştırılmadıkça veya alacaklılar arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, alacaklılardan her birinin edim üzerindeki hakları eşittir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Buna göre, birden fazla kimsenin bankada açtırdıkları ortak hesabın sözleşmeye dayanan müteselsil alacaklılık tipini oluşturduğu, her bir hesap sahibinin banka nezdindeki tutarın tamamı üzerinde bağımsız şekilde tasarruf yetkisi bulunduğu, aksi iddia ve ispat edilmediği sürece hesaptaki payların eşit olduğu da kuşkusuzdur.
    Somut olayda, mirasbırakan ile davalı, ortak hesaplarındaki 167.428,00 TL üzerinde yarı yarıya hak sahibi olup, davacının miras payı dikkate alınarak taşınmazların toplam değeri olan 410.000,00 TL"nin yarısından, mirasbırakanın ortak hesapta hak sahibi olduğu 83.714,00 TL"nin davacının miras payına isabet eden 41.857,00 TL"si ile davalı tarafından mirasbırakanın tedavi giderleri için harcanan 13.857,00 TL"nin mahsubu ile geriye kalan 149.286,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
    Asıl davada davacı vekilinin değinilen yön itibariyle yerinde bulunan temyiz itirazının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 01.07.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi