1. Hukuk Dairesi 2018/3619 E. , 2020/3342 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;
Asıl ve birleştirilen davalarda davacılar, ortak mirasbırakanları ...’in ... ada ... parsel sayılı taşınmazını mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla davalı oğlu ...’e satış suretiyle devrettiğini, işlemin mirastan mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olarak yapıldığını ileri sürerek, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile muris adına döndürülmesini istemişler, 21.07.2009 tarihli ıslah dilekçeleri ile tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini istemişlerdir.
Asıl ve birleştirilen davada davalı, çekişmeli taşınmazı uzun yıllardan beri ekip biçtiğini, anne ve babasına uzun yıllardır bakması nedeniyle devrin gerçek değerinin altında bir bedel ile yapıldığını, işleminin denkleştirme amacı taşıdığını belirterek davanın reddine savunmuştur.
Mahkemece, iddianın ispatlandığı gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece; “...Bilindiği üzere, 6100 sayılı HMK’nin 297/2. maddesinde “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” hükmüne yer verilmiştir. Mahkemece anılan hüküm gözardı edilerek, asıl davayı ..., ..., ... ve ..., birleştirilen davayı ise ..., ..., ... ve ... açtığı hâlde, usûlünce dava açmayan ...’in kararda davacı olarak gösterilmesi ve infazda tereddüt oluşturacak şekilde hükümde davacılar adına miras payları oranında tescile karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi, davacılar adına miras payları oranında iptal ve tescile karar verildiği halde hangi veraset ilamının hükme dayanak gösterildiğinin açıkça yazılmaması da hatalıdır.” gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece, temlikin muvazaalı olduğu gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, asıl ve birleştirilen davada davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hâkimi ...’un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Hükmüne uyulan bozma ilamında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.
Ne var ki, davacıların çekişme konusu taşınmazdaki miras payları oranında tapu iptali ve tescile karar verilip, kalan payın davalı üzerinde bırakılması ile yetinilmesi gerekirken davalı yönünden de tescil hükmü kurulması doğru değil ise de; anılan bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün 1.fıkrasında yer alan “Davanın kabulü ile ... ili, ... ilçesi, ... köyü, pafta ..., ada ... parsel ... sayılı davalı ... adına kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptali ile, ... 2.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2007/1035E. 2007/982 K. sayılı veraset ilamında muris ... "in mirasçıları davacıların hisseleri oranında adlarına, geri kalan payın ise davalı adına tapuya kayıt ve tesciline,” cümlesinin hüküm fıkrasından çıkartılarak yerine “Davanın kabulü ile ... ili, ... ilçesi, ... köyü, pafta ..., ... ada ... parsel sayılı davalı ... adına kayıtlı taşınmazın tapu kaydının ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2007/1035 E. 2007/982 K. sayılı veraset ilamında muris ..."in mirasçıları davacıların hisseleri oranında iptali ile adlarına tesciline, kalan payın davalı üzerinde bırakılmasına,” cümlesinin yazılmasına, asıl ve birleştirilen davada davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK"nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 01/07/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.