3. Hukuk Dairesi 2019/4584 E. , 2020/6065 K.
"İçtihat Metni"Davacı ... ile davalı ... Turizm ve Ticaret A.Ş aralarındaki alacak davasına dair ... 17. Asliye Ticaret Mahkemesinden verilen 17/09/2013 günlü ve 2011/52 E. - 2013/125 K. sayılı hükmün onanması hakkında Dairece verilen 29/05/2019 günlü ve 2017/7420 E. - 2019/5093 K. sayılı ilama karşı davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; müvekkili İdareye ait arsa üzerinde davalı tarafından 5 yıldızlı otel yapılarak 40 yıl süre ile işletmesi, bu süre içerisinde yıllık kira bedelinin brüt ciro üzerinden ortalama %11,5 olarak belirlenerek kira ödemesi yapılması ve kırkıncı yılın sonunda ise idareye devredilmesi konusunda davalı ile aralarında 10/01/1989 tarihinde yap-işlet-devret metoduyla yapım sözleşmesi düzenlendiğini, şirketin otel yapımını 16/11/1993 tarihinde tamamlayarak faaliyete geçtiğini, taraflar arasında tanzim edilen sözleşmenin 14.maddesine göre cironun % 11,50 oranındaki kısmı davalı tarafından kira bedeli olarak 1999 yılına kadar idareye yatırılmakta iken bu tarihten itibaren kira bedellerine İİK 89 maddesine istinaden hacizler tatbik edildiğinden kira bedellerinin icra dosyalarına ödenmeye başlandığını ancak 2003-2006 yılları arasında bazı ödemelerin sözleşmede düzenlenen günde ödenmediği, 1 ila 51 günlük gecikmeler olduğunun tespit edildiği, geç ödemeler nedeniyle dosya borçlusu sıfatıyla idarenin borcunun daha da arttığı belirtilerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 44.742,43 TL gecikme bedelinin sözleşme gereği bankaların 6 aylık mevduata uygulanan faiz nispetine göre hesaplanacak faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; taraflar arasında düzenlenen sözleşme gereği kira bedellerinin 15 Ocak, 15 Nisan, 15 Temmuz ve 15 Ekim tarihlerinde ödeneceğinin kararlaştırıldığını ancak 1999 yılında müvekkili şirkete tüm alacakları bloke edecek miktarda 89/1 haciz ihbarnamesi geldiği için ödemelerin belediye yerine borçlusu olduğu icra dosyalarına yapıldığını, davacı ile akdedilen sözleşmede belirtilen tarihlerde icra dosyasına ödeme yapılmasının hukuken mümkün bulunmadığını, icra dosyasına karşı 89/2 haciz ihbarnamesi tebellüğünden 7 gün sonra temerrüde düşülebileceğini ancak söz konusu icra dosyalarının hiçbirinden 89/2 ihbarnamesi gönderilmediğini bu nedenle geç ödeme emri ile temerrüdden bahsedilemeyeceğini, bu itibarla davanın İİK 89 ve MK. md 2 ye aykırı olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, verilen hükmün davacı vekili tarafından temyizi üzerine; Dairemizin 29.05.2019 günlü ve 2017/7420 E. -2019/5093 K. sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar verilmiştir. Dairemizin onama kararına karşı davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuş olmakla, yeniden yapılan incelemede;
Taraflar arasında düzenlenen 10/01/1989 tarihli yap işlet devret sözleşmesinin varlığı hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmenin 14. maddesinde taraflar arasında kararlaştırılan kira bedelinin üçer aylık olarak 31 Mart,30 Haziran, 30 Eylül, 31 Aralık tarihlerinde üç aylık brüt cirolar üzerinden ödeneceği , herhangi bir üç aya ait ödemenin bir sonraki ayın en geç 15 ‘ine kadar yapılacağı, üç aylık ödemelerin gecikmesi halinde gecikilen günler için bankaların 6 aylık mevduata uygulanan faiz nispetine göre hesaplanan gecikme cezası tahakkuk ettirileceği düzenlenmiştir. Davacı, işbu davasında taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 14. maddesi gereğince davalı kiracının kira bedelini geç ödemesi halinde kararlaştırılan gecikme zammının tahsilini istemiştir. Her ne kadar mahkemece, haciz ihbarnamesini alan davalının icra müdürlüklerine karşı borcun kapandığı, haczin fekkedildiğine dair kendisine bir yazı gelmediği müddetçe sorumluluğunun devam etmekte olup icra dosyaları ile ilgili alacağın sona erip ermediği veya haczin fekkedilip edilmediği hususlarını araştırmak mükellefiyetinin haciz ihbarnamesi gönderilen davalıya ait bulunmadığı, bu nedenle davacı veya icra müdürlüğü tarafından haciz ihbarnamesine konu edilen alacaklara ait dosya borcunun kapandığı veya hacizlerin fekkedildiği davalıya bildirilmediği müddetçe davalının dava konusu faiz alacağının mesnedi olan kira bedellerini davacıya ödememesinden dolayı kusurlu olduğunun söylenemeyeceği ve sözleşmenin 14. maddesinde belirtilen gecikme cezasının uygulanma imkanının da bulunmayacağı, bu hukuki gerekçeler doğrultusunda davalının sözleşme hükümlerine aykırı davranmadığı, bu nedenle de davacının davalıdan isteyebileceği gecikme faizinin olmadığı kanaatine varıldığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiş ise de toplanan delillerden ve dosya kapsamından davalı kiracının sözleşme hükümlerine aykırı olarak bir takım ödemelerini geç yaptığından davacının borçlusu olduğu icra dosyasındaki borçlarının geç ödenmesine bağlı olarak zararı söz konusu olacağına göre bu davayı açmakta hukuki yararının olduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda, icra hukukuna ilişkin hükümlerin değil sözleşme hükümlerinin uygulanması esastır. Bu itibarla , mahkemenin sözleşme hükümleri kapsamında değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bundan zühul edilerek yazılı gerekçeyle karar verildiği bu defaki incelemeden anlaşılmakla, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 29.05.2019 günlü ve 2017/7420 E. -2019/5093 K. sayılı ilamının kaldırılmasına ve hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 22/10/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.