9. Hukuk Dairesi 2017/20121 E. , 2018/210 K.
"İçtihat Metni"....
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı ile fazla mesai ücreti ve prim alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; müvekkilinin 04/04/2002-10/08/2012 tarihleri arasında nokta yöneticisi olarak davalı işyerinde çalıştığını, 10/08/2012 tarihine kadar almaya hak kazandığı primlerini alamadığını, davalı işverenin fesih tarihi itibarıyla davacının kıdem tazminatını eksik hesaplayarak fazla çalışma alacağı ve prim alacağını yansıtmadan ödediğini iddia ederek davacının hizmet akdinden kaynaklanan bakiye tazminat ile fazla mesai ve prim alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davacının davalı şirketin Muğla teşkilatında nokta yöneticisi olarak üst düzeyde görev yapan yüksek ücret alan bir çalışan olduğunu, davacının yürüttüğü görev noktasında davacıya emir ve talimat veren yönetici ya da şirket ortağının bulunmadığını, gittiği görev noktasında tek başına kendi insiyatifi ile kendi çalışma şeklini kendisinin düzenlediğini, davacının esnek çalışma saatlerine göre çalıştığını, davacıya ait iş sözleşmesinde şirket tarafından tebliğ edilmedikçe hiçbir surette fazla mesai yapamayacağı, izinsiz, talimatsız ve tebligatsız olarak yapacağı fazla çalışmalar için fazla mesai ücreti talebinde bulunulamayacağı şartının bulunduğunu, davacının ödenmemiş prim alacağı ve başkaca alacağının bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece verilen ilk karar davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 9. Hukuk Dairesi"nin 23/11/2015 tarihli 2014/20009 E. 2015/33128 K. sayılı ilamı ile özetle;
"... Somut uyuşmazlıkta, davacı tanık anlatımlarına göre davacının haftalık çalışma süresinin 45 saati aştığı anlaşılmakta olup, davacının üzerinde amiri olarak satış şefi bulunduğu görülmektedir. Bu durum ve dosyadaki kayıtlara göre davacı kendi mesaisini kendisi belirlememekte, amirinin talimatlarına göre hareket etmektedir. Bu nedenle mahkemenin davacının mesaisini kendisi belirlediği ve ayrıca prim aldığı gerekçesiyle fazla mesai talebinin reddi isabetsizdir. Mahkemece yapılacak iş haftalık 45 saatlik çalışma esası dikkate alınarak ve ara dinlenme süresi de düşülerek davacının 45 saati aşan fazla mesaisinin sadece zamlı kısmı hüküm altına almaktan ibarettir. Alacağın yazılı gerekçe ile reddi bozmayı gerektirmiştir." gerekçesi ile bozulan Dairemizin 2014/24585 Esas sayılı..... emsal dosyası da nazara alınarak gerekirse davacı tanığı Ümit Kargılı tekrar çağrılarak çalışma saatleri konusunda ayrıntılı beyanı alınıp, varsa fazla mesai alacaklarının sadece zamlı kısmının hüküm altına alınması gerekirken talebin yazılı gerekçe ile reddi bozma nedenidir. " gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozma kararı sonrası mahkemece bozma ilamına uyularak davanın kısmen kabulüne hükmedilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı, taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1- Gerekçeli karar başlığında dava tarihinin 04/12/2012 yerine, bozmadan sonra .....a kayıt tarihi olan 05/01/2016 olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir maddi hata kabul edilerek bozma nedeni yapılmamıştır.
2-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
3-Dairemizin bozma ilamında davacı tanığı Ümit Kargılı"nın tekrar çağrılarak çalışma saatleri konusunda ayrıntılı beyanının alınması gereğine işaret edilmiş, mahkemece davacı tanığı tekrar çağrılarak ifadesi alınmış ve davacı tanığı bozma öncesi ifadesinde davalı şirkette çalıştığını ifade ederken, bozma sonrası ifadesinde... de çalıştığını beyan etmiştir. Bu durum karşısında davacı tanığının davalı işyerinde çalışmadığı izlenimi edinilmekle;
Mahkemece bu durum açıklığı kavuşturularak sonuca gidilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.
4- Mahkemece Dairemizin bozma ilamına uyulmasına karar verildiği, fazla mesai ücret talebinin davacı tarafından bozma ilamından sonra 26/10/2016 harç tarihli ıslah dilekçesi ile ıslah edildiği ve mahkemece ıslahla artırılan miktarlar dikkate alınarak karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bozmadan sonra ıslah yapılıp, yapılamayacağı hususunda Yargıtay Hukuk Daireleri arasındaki içtihat uyuşmazlığının giderilmesi amacı ile içtihatların birleştirilmesi gündeme gelmiş, konu Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulunda değerlendirilmiş ve Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulu" nun 06/05/2016 tarih ve 2015/1 E. 2016/1 K. sayılı kararı ile “Her ne sebeple verilirse verilsin bozmadan sonra ıslah yapılamayacağına dair 04/02/1948 tarih ve 1944/10 E. 1948/3 K. sayılı YİBK. nın değiştirilmesine gerek olmadığına” karar verilmiştir.
Yargıtay Kanunu" nun 45/5. maddesi “İçtihadı birleştirme kararlarının benzer hukuki konularda Yargıtay Genel Kurullarını, Dairelerine ve Adliye Mahkemelerini bağlayacağı “ hükmünü içermektedir.
Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece Dairemizin 23/11/2015 tarihli bozma kararından sonra 26/10/2016 tarihinde yapılan ıslaha değer verilerek karar verilmesi HMK.nun 177/1. maddesinin “Islah tahkikatın sona ermesine kadar yapılabilir” hükmü ile “Her ne sebeple verilirse verilsin bozmadan sonra ıslah yapılamayacağına dair 04/02/1948 tarih ve 1944/10 E. 1948/3 K. sayılı YİBK. nın değiştirilmesine gerek olmadığına ilişkin 06.05.2016 tarih ve 2015/1 E. 2016/1 K. sayılı YİBK” karşısında isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 15/01/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
.....