Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/3330
Karar No: 2020/3400
Karar Tarihi: 02.07.2020

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2018/3330 Esas 2020/3400 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2018/3330 E.  ,  2020/3400 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraflarca yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    -KARAR-
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacılar, mirasbırakan babaları ...’ın, başkaca taşınmazlarını satmak suretiyle oturmakta olduğu dava konusu ... ve ... parsel sayılı taşınmazlar üzerine ev inşaa ettiğini, bilahare mirasbırakanın, bu ev ve üzerinde bulunduğu arsayı davalı oğluna satış yoluyla temlik ettiğini, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek iptal tescil isteğinde bulunmuşlardır.
    Davalı, dava konusu ... parsel sayılı taşınmazı 2001 yılında mirasbırakandan satın aldığını, annesinin ve diğer kardeşlerinin noterde bu satışa muvafakat ettiklerini, işlemin mirasçıların bilgisi dahilinde yapıldığını, dava konusu ... parsel üzerine yeni bina yaptığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, halen mirasbırakan adına kayıtlı olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle dava konusu ... parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın reddine, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle dava konusu ... parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın kabulü ile davacıların miras payları oranında iptal tescile karar verilmiş; hüküm taraflarca temyiz edimiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1935 doğumlu mirasbırakan ...’ın 21.06.2008 tarihinde ölümü üzerine davacı çocukları ... ve ..., davalı oğlu ..., dava dışı eşi ... ile dava dışı çocukları ..., ..., ... ve ...’ın mirasçı kaldıkları, dava konusu ... parsel sayılı arsa vasıflı taşınmazın 06.03.1997 tarihli ifraz işlemiyle mirasbırakan adına kayıtlı olduğu, dava konusu ... parsel sayılı bahçeli kargir ev ve arsa vasıflı taşınmazın ise mirasbırakan adına kayıtlı iken 11.04.2001 tarihinde satış yoluyla davalı oğluna temlik ettiği anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunun 706., Türk Borçlar Kanunun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Öte yandan, 6100 sayılı HMK"nun 190. maddesi ile 4721 sayılı TMK"nun 6. maddesi uyarınca herkes iddiasını ispatla mükelleftir. Bir başka ifade ile temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı olduğunu ispat külfeti davacı tarafa aittir.
    Somut olaya gelince; mirasbırakan adına kayıtlı olduğu saptanmak suretiyle dava konusu ... parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.
    Ne var ki; mirasbırakanın taşınmaz satmaya ihtiyacı olmadığı gerekçesiyle dava konusu ... parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın kabulüne karar verilmiş ise de, dinlenen davacı tanıklarından ... ve ...’un taşınmazın satışıyla ilgili somut bir bilgilerinin bulunmadığı, tarafların kardeşi olup ayrıca taşınmazda hak sahibi olabilecek bir kısım davacı ve davalı tanıklarının ise mirasbırakanın dava dışı başka bir taşınmazını satarak bedelini kız çocuklarına dağıttığını ifade ettikleri, ayrıca davacılar dışındaki mirasçıların 2003 yılında noterde düzenlenen muvafakatnamelerde satışın gerçek ve bedeli mukabilinde yapıldığı yönünde beyanda bulundukları gözetildiğinde temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunun söylenemeyeceği, davacıların iddialarını ispat edemedikleri sonucuna varılmaktadır.
    Hal böyle olunca, davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Davalının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı yanın temyiz itirazlarının reddine, alınan peşin harcın temyiz edene davalıya geri verilmesine, 200,22-TL.fazla yatırılan harcın davacılara iadesine, 02.07.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi