3. Hukuk Dairesi 2020/541 E. , 2020/6147 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BURDUR 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen menfi tespit davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı tarafın istinaf başvurusunun kabulüne yönelik olarak verilen karar, davacı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle, duruşma günü olarak belirlenen 03/11/2020 tarihinde davacı vekili Av. ... geldi.Davalı adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan davacı vekilinin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; kurum müfettişi tarafından düzenlenen soruşturma raporu dayanak gösterilerek, fatura ettikleri bir kısım reçetelerin sahte olması nedeniyle, bedelleri toplamı olan 108.878,08 TL’nın kamu zararlarının tahsiline ilişkin usul ve esaslar hakkında yönetmelik hükümlerine göre ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ... Defterdarlığı Muhasebe Müdürlüğü veznesine ödenmesinin bildirildiğini, ancak söz konusu reçetelerin usulüne uygun bir şekilde düzenlenmiş olduklarını ve ilaçların da hastaya ya da yakınına teslim edildiğini beyanla borçlu olmadığının tespitini, geri ödeme yazısına ilişkin işlemin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece; Dosyaya celp ve ibraz edilen belge içerikleri, ... 3 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/5 D.iş sayılı dosya sureti, ... 4 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/22 D.iş dosya sureti, bilirkişi raporları dikkate alınarak davanın kabulüne, ... İl Sağlık Müdürlüğü"nün sahte reçete bedelleri konulu 26690426 sayılı 108.878,08TL tutarın ödenmesi talepli işlemin iptaline, davacının 108.878,08TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş; hüküm süresi içinde davalı tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge adliye mahkemesince; dava konusu işleme esas teşkil eden reçetelerin içerik olarak sahte olduğu ancak davacı eczanenin sahte reçete düzenlenmesine iştirakinin tespit edilemediği, kurum sorumluluğunda olmayan reçetelerle ilgili davacının, davalı kurumdan reçete bedellerini tahsil etmesinin mümkün olamayacağı, davacının reçete bedellerini ancak sahtecilik yapan kişilerden isteyebileceği, üçüncü kişilerin suç teşkil eden eylem ve fiillerinden davalı kurumun
sorumlu tutulamayacağı kanaatine varılarak davalı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, İlk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın reddine, karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı tarafça temyiz edilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, davaya konu sahte reçetelerin 3 tanesinin dava dışı ... ’e, 7 tanesinin ... ’a ve 3 tanesinin de ... ’ye ait olduğu ve davalı tarafından düzenlenen soruşturma raporundan; organ nakli hastaları ... ve ...’ın reçetelerinin bir kısmının, yine organ nakli hastası olan Adem tarafından doktorlara yazdırıldığı, bir kısmının ise ... ve ...’ın, ... ile birlikte doktora giderek, kullandıkları dozdan fazlasını yazdırdıkları anlaşılmaktadır.
Her ne kadar davacı eczacının sahte reçete düzenlenmesi eylemine iştirak etmediği kanaatine varılmışsa da davalı ile aralarında imzalanan protokol hükümlerine uygun davranması gerekmektedir. Dava konusu reçetelerden ... adına düzenlenenlerin bizzat ... tarafından davacı eczaneden alındığı, zaten sahtecilik eylemlerinin de bu kişi tarafından gerçekleştirildiği dikkate alındığında bu hasta yönünden kuruma fatura edilen 7 adet reçete yönünden sahtecilik olayına iştirakıda kanıtlanamayan davacı eczacının protokole aykırı bir eylemi bulunmamaktadır. Zira davacı reçete muhteviyatı ilaçları hastaya usulüne uygun şekilde teslim etmiştir. Protokole aykırı bir eylemi olmayan eczaneden, ... adına düzenlenen reçete bedellerinin davalı tarafından istenilmesi yerinde değildir.
Ancak davacı eczane tarafından diğer hastalar ... ve ...’a ait reçete muhteviyatlarının bizzat kendilerine verildiği reçete üzerine yazılmışsa da, reçetelerin arkasındaki yazı ve imzaların Adem Parlak’a ait olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca hastalar, davalı tarafından yapılan incelemeler sırasında alınan beyanlarında da bu ilaçları almadıklarını ...’in aldığını beyan etmişlerdir. Bu durumda HMK md. 31 uyarınca hakimin davayı aydınlatma ödevi kapsamında olmak üzere uyuşmazlığın konusunu oluşturan reçetelerde adı geçen hastalar ... ve ...’ın tanık sıfatıyla mahkemece dinlenilmeleri ve ilaçları alıp almadıkları sorularak, bu tanıkların davalının bildirdiği Denizli 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’ndeki beyanları kendilerine okunarak çelişkiler giderildikten sonra ve dava dışı Adem hakkında dava konusu uyuşmazlığa ilişkin ceza yargılaması yapılmış ise bu dosyanın getirtilerek söz konusu sahteciliğe ... ve ...’ın da dahil olup olmadıkları belirlenerek ... ve ...’a ait dava konusu reçetelerde yazılı ilaçların kendileri tarafından teslim alındığının anlaşılması halinde davacının protokol hükümlerine aykırı davranmadığı anlaşılacağından bu hastalar yönünden de davalının reçete bedellerini davacıdan isteyemeyeceği, hastaların ilaçları almadıklarının tespiti halinde davalı tarafından sadece ... ve ...’a ait 6 adet reçete bedelinin davacıdan istenebileceğine dair davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken Bölge Adliye Mahkemesi’nce ilk derece mahkemesinin kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi hatalı olup bozma nedeni yapılmıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK"nın 371 inci maddesi uyarınca davacı yararına BOZULMASINA, 2.540 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin alınan harcın davacıya istek halinde iadesine, HMK"nın 373/2. maddesi uyarınca dosyanın kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 03/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.