Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/35987
Karar No: 2013/5096
Karar Tarihi: 11.02.2013

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2012/35987 Esas 2013/5096 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2012/35987 E.  ,  2013/5096 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

    DAVA :Davacı, idare mahkemesinde iptal edilen karar sonrası davalının denge tazminatı ve ikramiye alacaklarına dayanarak haklarında icra takibine giriştiğini, alacağa hak kazanmadığını iddia ederek menfi tespit talebinde bulunmasına karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir.
    Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı, idare mahkemesinde iptal edilen karar sonrası davalının denge tazminatı ve ikramiye alacaklarına dayanarak haklarında icra takibine giriştiğini, alacağa hak kazanmadığını iddia ederek menfi tespit talebinde bulunmuştur.
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı, davanın reddini istemiştir.
    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, yargı yolu caiz olmadığından davanın usulden reddine karar verilmiştir.
    D) Temyiz:
    Kararı davacı temyiz etmiştir.
    E) Gerekçe:
    ...AŞ. de uygulanmakta olan personel rejimi, 1995 Yılından itibaren köklü değişikliklere uğramıştır. Belirtilen tarihte PTT"deki telekomünikasyon ve posta hizmetlerinin birbirinden ayrılmasıyla ...ünikasyon A.Ş. kurulmuş, 2000’li Yıllardan itibaren de 406 sayılı Yasada yapılan birçok değişiklikle, söz konusu değişim süreci hızla devam etmiştir.
    ...ünikasyon Anonim Şirketinin % 55 oranındaki hissesi blok satışıyla özelleştirilmiştir. Daha önce hisselerinin tamamı Hazine’ye ait iken, Bakanlar Kurulu’nun 25.07.2005 tarih ve 2005/9146 sayılı “...ünikasyon Anonim Şirketi (...)’nin %55 Oranındaki Hissesinin Blok Olarak Satışına İlişkin Nihai Devir İşlemlerine Dair Kararın Yürürlüğe Konulması Hakkında Karar”ı uyarınca, %55 oranındaki hissesinin blok satışı 2005 Yılında gerçekleştirilmiştir.
    406 sayılı Kanunla, telekomünikasyon hizmetlerinin yürütülmesine dair ...’un yetkisine ilişkin hak ve yükümlülüklerin, görev sözleşmeleri ile belirleneceği hükme bağlanmış, bu çerçevede Telekomünikasyon Kurumuyla ...arasında imzalanmış bulunan görev sözleşmesi, ...’da kamu payının %50"nin altına inmesiyle birlikte adı geçen kurumlar arasında imtiyaz sözleşmesi olarak yeniden düzenlenmiştir.

    406 sayılı Kanunun Ek 17 maddesiyle, ...’un sermaye yapısı içersinde Devlete ait imtiyazlı hisse ve bu hisseye ilişkin yetkiler düzenlenmiştir. Bu madde uyarınca, ...’un sermaye yapısı içerisinde, yetkili kurullarında alınacak kararlarda, ekonomi ve güvenlik ile ilgili olarak millî yararların korunması amacıyla Devlete söz ve onay hakkı verecek bir adet imtiyazlı hisse bulunmaktadır.
    İmtiyazlı hissenin, millî yararların korunması amacıyla ana sözleşme değişiklikleri, yönetim kontrolünü etkileyecek oranlardaki nama yazılı hisselerin devri ve nama yazılı hisselerin devrinin pay defterine işlenmesi konularında söz ve onay yetkisine sahip olacağı, ...yönetim kurulunda imtiyazlı hisseyi temsilen bir üye bulunacağı; bu üyenin Ulaştırma Bakanlığınca atanacağı, imtiyazlı hisse sahibinin Genel Kurula katılma ve konuşma hakkı bulunduğu, ancak imtiyazlı hisse sahibinin, sermaye artırımlarına katılmayacağı ve kârdan pay almayacağı Yasayla hüküm altına alınmıştır.
    ..., son hali itibariyle 406 sayılı Kanun ve özel hukuk hükümlerine tâbi bir anonim şirket olup, hisse devir işlemleri tamamlanarak özelleşmiş bulunmaktadır. Dolayısıyla kamu kurum ve kuruluşlarına uygulanan mevzuat ...’a uygulanmamaktadır.
    ...bünyesinde evvelce yürütülmekte olan uydu haberleşme hizmetleri ile kablo TV şebekesi üzerinden sunulan hizmetler, 16.06.2004 tarih ve 5189 sayılı Kanun ile 21.05.2005 tarih ve 5335 sayılı Kanun uyarınca, ...bünyesinden ayrılarak ...Haberleşme Kablo TV ve İşletme A.Ş.’ye devredilmiştir. Keza; ...bünyesinde faaliyet gösteren Telsiz İşletme Müdürlüğünce yürütülen deniz haberleşme ve seyir güvenliği hizmetleri de, 5189 sayılı Kanun uyarınca, uydu üzerinden verilen deniz haberleşme hizmetleri hariç olmak üzere, Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma İşletmeleri Genel Müdürlüğüne, devredilmiştir.
    Daha önce, ...’un personel yapısını, 406 sayılı Yasanın Ek 22 nci maddesinin (a) bendi uyarınca aslî ve sürekli görevlerde çalışmakta olanlar ile 22.1.1990 tarihli ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tâbi olarak kadrolu veya sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ve kapsam dışı personel oluşturmaktaydı.
    29.1.2000 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 4502 sayılı Yasanın Geçici 4 üncü maddesi ile yasakoyucu köklü değişiklikler öngörmüştür.
    Söz konusu madde uyarınca, değinilen Yasanın yürürlüğe girdiği tarihte ...’da 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi olarak kadrolu veya sözleşmeli personel statüsünde çalışmakta olanlardan, isteyenlerin iş mevzuatına tabi personel statüsüne geçirileceği hükmü getirilmiştir. İş mevzuatına tabi personel statüsüne geçmek istemeyenlerin ise mevcut statü, sosyal ve özlük haklarıyla istihdamlarına devam olunmuştur. Kendi istekleriyle iş mevzuatına tabi personel statüsüne geçenler ile emeklilik, istifa, ölüm ve benzeri sebeplerle boşalan kadro ve pozisyonlar, hiçbir işleme gerek kalmaksızın iptal edilmiştir. Bu kadro ve pozisyonlarda bulunanların, istekleri halinde 24.11.1994 tarihli ve 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamalarının Düzenlenmesine ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 22 nci maddesi çerçevesinde diğer kamu kurum ve kuruluşlarına nakledileceği, 4046 sayılı Kanunun 22 nci maddesi uyarınca Özelleştirme İdaresi tarafından yapılması gereken ödemelerin ...tarafından yapılacağı hükme bağlanmıştır.
    406 sayılı Kanuna 12.5.2001 tarih ve 4673 sayılı Yasanın 7 nci maddesiyle eklenen ve 16.6.2004 tarihli ve 5189 sayılı Yasanın 4 üncü, 3.7.2005 tarihli ve 5398 sayılı Yasanın 14 üncü, 9.2.2006 tarih ve 5457 sayılı Yasanın 1 inci maddeleriyle değiştirilen ve bir tasfiye hükmü niteliğini taşıyan Ek 29 uncu madde ile ...A.Ş. nin personel rejimi yeniden yapılandırılmıştır.
    Sözü geçen Ek 29 uncu maddenin birinci fıkrası gereğince;
    ...hisselerinin devri sonucu kamu payının yüzde ellinin altına düşmesi durumunda, 406 sayılı Yasanın Ek 22 inci maddenin (a) bendi uyarınca belirlenen aslî ve sürekli görevlerde çalışmakta olanlar ile 22.01.1990 tarihli ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tâbi olarak kadrolu veya sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ve kapsam dışı personel, kamu görevlerinden yüzseksen gün aylıksız izinli sayılacaklardır.
    Bu çalışanların, belirtilen süre içinde ...’da çalışmaları devam edecek, hisse devir tarihinden nakil için Devlet Personel Başkanlığına bildirildikleri tarihe kadarki aylık ücret, harcırah, sağlık giderleri, cenaze giderleri ve ölüm yardımı ile diğer malî ve özlük hakları ...tarafından karşılanacaktır.
    Yukarıda değinilen yüzseksen günlük süre içinde nakle tâbi personelden ...tarafından hizmetine ihtiyaç duyulmayanlar tespit edildikleri tarihten, kendi isteği ile nakil talep edenler ise talep tarihinden itibaren en geç doksan gün içinde ...tarafından Devlet Personel Başkanlığına bildirilecek ve bunların aylıksız izinleri bu tarih itibarıyla sona erecektir.
    Hizmetine ihtiyaç duyulmayan personelin tespiti ve kendi isteği ile nakil talebinde bulunma süresi ise, hisse devir tarihinden itibaren yüzelli günü aşmayacaktır.
    Yüzseksen günlük aylıksız iznin bitiminden sonra ...’un tâbi bulunduğu mevzuata göre çalışmaya devam edenlerden, hisse devir tarihinden itibaren en geç beş yıl içinde iş sözleşmesi herhangi bir nedenle sona erenler, sona erme tarihten itibaren otuz gün içinde Devlet Personel Başkanlığına bildirilecek, bunların bildirim tarihine kadar geçen süre içindeki aylık ücret, harcırah, sağlık giderleri, cenaze giderleri ve ölüm yardımı ile diğer malî ve özlük hakları ...tarafından karşılanacaktır.
    Yasanın değinilen hükmü gereğince, azami olarak yüzseksen gün süreyle kamu görevlerinden aylıksız izinli sayılarak ...’da çalıştırılmaya devam olunanlar ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarına naklen geçiş hakkını kullanmayarak İş Kanunu hükümlerine tâbi olarak yeni bir sözleşme yapmak suretiyle ...’da çalışmaya devam edenlerin, aksine bir talepte bulunmamaları halinde kesenekleri kendileri, kurum karşılıkları ise ...tarafından karşılanmak suretiyle bağlı bulundukları sosyal güvenlik kurumları ile ilgileri devam ettirilecektir. Kamu kurum ve kuruluşlarına nakil hakkından vazgeçmiş personel hakkında ise, karşılıklılık esasına dayalı bir müşterek bildirimin Devlet Personel Başkanlığına sunulması öngörülmüştür.
    Önceden bağlı bulundukları sosyal güvenlik kurumu ile ilgileri devam ettirileceklerin, emeklilik hak ve yükümlülüklerinin tespitinde, devir tarihi itibariyle emeklilik hak ve yükümlülüklerine esas alınmakta olan kadro, görev veya pozisyonlarının dikkate alınmasına devam olunacaktır. Bu statüde bulunanların da nakil talebinde bulunabilecekleri, nakil işlemlerinin devam ettiği dönem içerisinde geçecek hizmet sürelerinin hisse devir tarihindeki statülerinde geçmiş sayılacağı, bu sürelerin kıdem aylıklarının hesabında dikkate alınacağı ve bunların kazanılmış hak aylık derece ve kademelerinin genel hükümler çerçevesinde yükseltilmeye devam olunacağı hüküm altına alınmıştır.
    Bu durumda bulunanlardan, beş yıllık süre içerisinde iş sözleşmesi fesholunanların kıdem tazminatlarının 406 sayılı Kanunun Ek 32 inci maddesinin dördüncü fıkrası dikkate alınarak ödenmesi gerekmektedir. Bu çalışanlardan bağlı bulundukları sosyal güvenlik kurumları ile ilgilerinin devam ettirilmesi talebinde bulunanların, beş yıllık sürenin bitiminden sonra da ...’da çalışmaya devam etmeleri durumunda, beş yıllık sürenin bitiminden sonraki emeklilik hak ve yükümlülükleri hakkında, yukarıda belirtilen usul ve esaslara göre işlem yapılmaya devam olunacaktır.
    Ek 29 uncu maddenin ikinci fıkrası gereğince, liste halinde bildirilen personel, 24.11.1994 tarihli ve 4046 sayılı Kanunun 22 inci maddesinde belirtilen esas ve usuller çerçevesinde Devlet Personel Başkanlığı tarafından başka kamu kurum ve kuruluşlarına nakledilecektir. Ancak, 4046 sayılı Kanunun 22 inci maddesi uyarınca Özelleştirme Fonundan karşılanması öngörülen ödemelerin Hazine tarafından karşılanması ve kapsam dışı personelden nakil hakkından vazgeçenler hakkında, 4046 sayılı Kanunun 22 nci maddesinin dördüncü fıkrasının uygulanmasındaki sürelerin, yazılı olarak beyanda bulunanlar için beyan tarihinden, hizmetine ihtiyaç bulunmayanlar için ise kararın kendilerine tebliğ tarihinden başlayarak on gün olarak esas alınması gerekmektedir.
    Yasanın yukarıda değinilen Ek 29 uncu maddesinin üçüncü fıkrası gereğince; birinci fıkrada belirtilen personelden, sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ve kapsam dışı personel statüsünde çalışanlar hakkında, 4046 sayılı Kanunun 22 nci maddesinin dördüncü ve beşinci fıkrası hükümlerinin uygulanmasında, Devlet Personel Başkanlığına bildirildikleri tarihteki unvanları esas alınarak Yönetim Kurulunca 15.4.2004 tarihi itibarıyla bu unvana göre belirlenmiş olan ücret ve diğer mali haklarına bu tarihten Devlet Personel Başkanlığına bildirildikleri tarihteki kadro ve pozisyonlarına ilişkin olarak bildirim tarihine kadar geçen süre içinde kamu görevlilerine yapılacak artış oran ve/veya miktarları uygulanmak suretiyle bulunacak tutar dikkate alınacaktır.
    Yasayla, kapsam dışı personelden Devlet Personel Başkanlığına bildirilenlerin, 15.04.2004 tarihi itibarıyla unvanlarına göre ücretinin belirlenmemiş olması durumunda, benzer görevlerde bulunanlar dikkate alınarak bu tarih için ücret ve diğer mali hakları tespit etmeye Yönetim Kurulu yetkili kılınmıştır.
    406 sayılı Yasanın Ek 22 nci maddesinin (a) bendine göre asli ve sürekli görevlerde çalışan personel hakkında ise, 4046 sayılı Kanunun 22 nci maddesinin dördüncü ve beşinci fıkrası hükümlerinin uygulanmasında, Yönetim Kurulunca 15.04.2004 tarihi itibarıyla unvanları için belirlenmiş olan ücret ve diğer mali haklarına bu tarihten, Devlet Personel Başkanlığına bildirildikleri tarihteki kadro ve pozisyonlarına ilişkin olarak bildirim tarihine kadar geçen süre içinde kamu görevlilerine yapılacak artış oran ve/veya miktarları uygulanmak suretiyle bulunacak tutar, anılan maddenin altıncı fıkrası hükümlerinin uygulanmasında ise 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname eki (I) sayılı cetvele tabi emsali personel için belirlenmiş olan aylık ve diğer mali haklar esas alınacaktır.
    Ek 29 uncu maddenin dördüncü fıkrası uyarınca; başka kamu kurum ve kuruluşlarına nakledilen 4857 sayılı İş Kanununa tabi kapsam dışı personele ve hisse devir tarihinden itibaren en geç beş yıl içerisinde iş sözleşmesi sona eren ve Devlet Personel Başkanlığına bildirimi yapılan personele, iş mevzuatına göre herhangi bir tazminat ödenmeyecektir. Nakledilen personelin önceden kıdem tazminatı ödenmiş süreleri hariç kıdem tazminatına esas olan geçmiş hizmet süreleri, 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre emekli ikramiyelerinin hesabında dikkate alınacaktır.
    Değinilen maddenin son fıkrasına göre; ...hisselerinin devri sonucu kamu payının % 50"nin altına düşmesinden itibaren bir yıl içinde 4857 sayılı İş Kanununa göre çalışanların iş sözleşmelerinin haklı neden olmaksızın işveren tarafından feshedilmesi veya 4857 sayılı İş Kanununa göre, emeklilik dışında haklı nedenlerle kendileri tarafından feshedilmesi sonucunda işsiz kalanlar, 4046 sayılı Kanunun 21 inci maddesinde belirtilen iş kaybı tazminatı ve diğer hizmetlerden yararlanacaklardır. Yasayla, bu husustaki işlemlerin yürütülmesinden Türkiye İş Kurumu görevli, yetkili ve sorumlu kılınmıştır. Ancak, 4046 sayılı Kanunun 21 inci maddesi uyarınca Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından yapılması gereken ödemeler ise Hazine tarafından yapılacaktır.
    Yukarıdaki açıklamalar ışığında özetlemek gerekirse;
    ...bünyesindeki kadrolu personel kavramı; 657 sayılı Yasaya tabi çalışan devlet memurları ile 399 sayılı KHK hükümlerine göre çalışan sözleşmeli personeli kapsamaktadır.
    İş mevzuatına geçen ve bu mevzuata tabi olarak çalışan personel ise; toplu iş sözleşmesi (TİS) kapsamına dahil edilen sendikalı olması zorunlu kapsam içi denilen personel ile TİS kapsamına dahil edilmeyen kapsam dışı denilen personeli kapsamaktadır. İş mevzuatına tabi olarak çalışan personelin neye göre TİS kapsamı içinde veya dışında olacağı da TİS hükümlerine göre belirlenmiştir.
    Dolayısıyla 399 sayılı KHK uyarınca çalışan sözleşmeli personel ile iş mevzuatına tabi olarak çalışan kapsam içi ve kapsam dışı personelin hukuki durumu aynı değildir. Karışıklık iş mevzuatına tabi olarak çalışan kapsam dışı personele daha sonradan verilen bir başka kamu kurumuna nakil hakkından kaynaklanmaktadır.
    ...’da özelleştirmenin tamamlandığı tarih olan 14.11.2005 tarihine kadar, çalışanın isteği üzerine veya istihdam fazlası olarak değerlendirilerek işveren tarafından Devlet Personel Dairesi Başkanlığına bildirilen ve özelleştirme ile birlikte bir başka kamu kurum veya kuruluşuna nakli sağlanan personel hakkındaki anlaşmazlıklarda idari yargının görevli olduğu konusunda bir kuşku bulunmamaktadır.
    Ancak Devlet Personel Dairesi Başkanlığına bildirilmemiş ve özelleştirmeden sonra da iş yerinde çalışmaya devam eden gerek kapsam içi, gerekse kapsam dışı personel ile ilgili uyuşmazlıklarda adli yargı görevlidir. Zira, gerek kapsam içi gerekse kapsam dışı olsun bu tür çalışanlara iş mevzuatı hükümleri uygulanacaktır. Bu tür uyuşmazlıkların tek bir yargı yerinde görülmesi ve çözümlenmesinde de hukuki istikrar ve usul ekonomisi ilkeleri yönünden büyük yarar bulunmaktadır. Danıştay"ın son yıllarda verdiği kararlarda bu yöndedir (Danıştay 5. Dairesinin 01.04.2008 tarih, 2007/7257 E., 2008/1798 K. sayılı kararı).
    Somut olayda dava işveren tarafından işçisi gerçek kişi aleyhine açılan menfi tespit davasıdır.
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinde, idari dava türleri : a) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.
    İdari davalardan olan iptal ve tam yargı davalarında davalı daima idaredir. Bir başka deyişle, idari yargı yerinde açılan bir iptal ya da tam yargı davasına bakılabilmesi için, diğer dava koşullarının yanısıra, davanın idare aleyhine açılmış olması gerekmekte; idari yargı yerinde gerçek kişiler aleyhine dava açılabilmesine hukuken olanak bulunmamaktadır.
    Bu durumda, davanın, ortada idarece kamu gücüne dayalı olarak ve idari usul ve esaslara göre re"sen ve tek yanlı biçimde tesis edilmiş bir işlem veya eylemden dolayı hak ve menfaati ihlâl edilenler tarafından idare aleyhine açılmış 2577 sayılı Yasa"nın 2. maddesinde belirtilen davalardan biri olmayıp, gerçek kişi aleyhine açılan menfi tespit ve istirdat davası olması karşısında, idari yargının görevine giren bir dava bulunduğundan sözetmek olanaksızdır.
    Açıklanan nedenlerle, davanın özel hukuk hükümlerine göre yürütülmesi ve çözümünde adli yargı yeri görevlidir. Yukarıda açıklanan ilke kararına göre davalının işçi sıfatı bulunduğu anlaşılmakla davanın esasının incelenmesi gerekirken yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle reddi hatalıdır.
    F) Sonuç:
    Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 11.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi