
Esas No: 2016/15634
Karar No: 2016/19901
Karar Tarihi: 27.09.2016
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2016/15634 Esas 2016/19901 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının temyizine ilişkin dilekçenin reddini mutazammın 12.10.2015 tarih, 2015/11881-23927 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Mahkemenin temyize konu kararında, borçlunun yaptığı imzaya ve borca itiraz ile ilgili olarak 05.01.2015 tarihli kısa kararda davanın reddine, sair hususların gerekçeli kararda açıklanmasına şeklinde karar verildiği, gerekçeli kararda ise, kısa kararda belirtilmediği halde itiraz edilen alacağın %20"si olan 7.000.00 TL icra inkar tazminatına hükmedildiği görülmüştür.
Dairemizce, mahkeme kararının borçluya 05.01.2015 tarihinde tebliğ edildiği, temyizin ise 17.02.2015 tarihinde yapıldığı gerekçesiyle temyiz isteminin süre aşımı sebebiyle reddine karar verilmiştir.
Yukarıda belirtildiği üzere, kısa kararda hükmedilmeyen tazminata gerekçeli kararda hükmedilmesi durumunda, tazminat yönünden temyiz süresi kararın tebliğinden itibaren başlar. Buna göre borçlunun icra inkar tazminatına ilişkin temyizi, kararın borçluya tebliğ edildiği 09.02.2015 tarihinden itibaren 10 günlük süre içinde (17.02.2015 tarihinde) yapıldığından temyiz isteminin icra inkar tazminatına ilişkin kısım yönünden süresinde olduğunun kabulü gerekir.
Dairemizin 12.10.2015 tarih ve 2015/11881 E. - 2015/23927 K. sayılı kararının tazminata ilişkin kısmının maddi hataya dayalı olarak verildiği anlaşıldığından, Dairemiz kararının bu kısımla sınırlı olmak üzere kaldırılmasına oybirliği ile karar verildi ve borçlunun bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine geçildi;
İİK."nun 170. maddesinin 3. fıkrasına göre; ""İcra mahkemesi, 68/a maddesinin dördüncü fıkrasına göre yapacağı inceleme sonunda, inkar edilen imzanın borçluya ait olmadığına kanaat getirirse itirazın kabulüne karar verir. İtirazın kabulü kararı ile takip durur...."" Aynı maddede; icra mahkemesince imzaya itirazın reddine karar verilmesi halinde, itiraz ile birlikte takip durdurulmuş ise, borçlunun takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminatla sorumlu tutulacağı ve alacağın %10"u oranında para cezasına mahkum edileceği hüküm altına alınmıştır.
Bu durumda, yukarıda değinilen açık yasa hükmüne göre; borçlunun tazminat ve para cezasıyla sorumlu tutulabilmesi için, öncelikle icra mahkemesince imza incelemesi yapılması zorunludur. Ayrıca, borçlunun imzaya itirazının reddine karar verilmesi halinde, itirazla birlikte takip durdurulmuşsa borçlu aleyhine tazminata hükmedilebilir.
Somut olayda, mahkemece, borçlunun imzaya itirazı hakkında bilirkişi incelemesi yapılmadığı gibi, itirazla ilgili olarak takibin durdurulmasına yönelik bir karar da verilmediği anlaşılmıştır.
O halde, mahkemece borçlu aleyhine tazminata hükmedilmesi isabetsiz olup kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının tazminata hasren İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilâmın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/09/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.