8. Hukuk Dairesi 2016/2267 E. , 2017/3531 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katılma alacağı
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada bozma sonra yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup, hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davalı tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 14.03.2017 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden ... vekili Avukat ... ile karşı taraftan ... vekili Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... vekili, evlilik birliği içinde davalı adına edinilen; iki taşınmaz, araç, yat, SPA işletmesi, fastfood bir restoran, emekli ikramiyesi ve emekli maaşının edinilmiş mal olarak katılım payı değerlendirmesine esas alınması gerektiği belirtilerek TMK"nun ilgili hükümlerine göre dava HMK. 107 maddesi gereği belirsiz alacak olduğundan sonra arttırılmak üzere 10.000,00 TLkatılma alacağının faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir. Bozma sonrası yapılan yargılamada alacak miktarı belirlendikten sonra 21.10.2015 tarihli harcını yatırdıkları dilekçe ile talep miktarı 281.250.00 TL olarak açıklanmıştır.
Davalı ... vekili davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine ilişkin verilen ilk karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, Dairenin 26.09.2013 gün ve 2013/3362 Esas-13494 Karar sayılı ilamıyla " tarafların boşanma dosyasında katılma alacağından feragat etmedikleri açıklanarak dosya kapsamından edinilmiş mallara katılma rejimi döneminde edinilen malvarlıkları 3 nolu mesken, araç, yat, SPA, fastfood işletmeleri ve emekli maaşı yönünden tarafların bildirdiği deliller toplanarak sonucuna göre davacının katılma alacağı talebi hakkında bir karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Bozma sonrası yapılan yargılama neticesinde; Mahkemece, davacının davasının kabulü ile; mal rejiminin tasfiyesinden doğan 281.250.00 TL katılma alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve uyulan bozma ilamında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Davalı vekilinin 3 nolu meskene yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK 33. m). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir.
Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacak hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK 229.m) ve denkleştirmeden (TMK 230.m) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK 219.m) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK 231.m) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK 236/1.m). Katılma alacağı Yasa"dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur.
Artık değere katılma alacak miktarı hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malların, bu tarihteki durumlarına göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm (rayiç) değerleri esas alınır (TMK 227/1, 228/1, 232 ve 235/1. m). Yargıtay uygulamalarına göre, tasfiye tarihi karar tarihidir.
Belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar onların paylı mülkiyetinde sayılır. Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilir (TMK 222. m). Değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır.
Mahkemece. 3 nolu meskenin tamamı edinilmiş mal olarak kabulü ile yazılı şekilde alacağa hükmedilmiş ise de gerekçe dosya kapsamı ile örtüşmemektedir. Taraflar, 13.08.1987 tarihinde evlenmiş, 01.04.2010 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, 12.07.2011 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Tasfiyeye konu 3 nolu mesken 17.09.2003 tarihinde satış yolu ile davalı adına edinilmiş olup, taraflar arasında mal rejimi sona erdikten sonraki tarih olan 25.06.2010 tarihinde davalı tarafından babası Orhan"a tapuda devredilmiştir.
Davalı taraf meskenin alımında babası Orhan tarafından para verildiğini savunmuş, bununla ilgili ..."nun Ziraat bankası... şubesi 1758571-5001 hesabından taşınmaz alımından bir gün önce 16.09.2003 tarihinde 102.975.739.41 TL çekilen paraya ilişkin evrakı dosyaya sunmuştur. Davalı tanığı müşterek çocuk ... "nun tanık sıfatıyla alınan beyanı, ihbar olunan ... vekili beyan dilekçesi, tapu kayıtları, hayatın olağan akışı, davacı tarafın 10.07.2012 tarihli cevaba cevap dilekçesinde baba... tarafından çekilen paranın aslında davalının Almanyadaki çalışması karşılığı elde ettiği fakat Alman bankalarında tutmamak için değerlendirmek üzere babasına verdiği paranın iadesi olduğu şeklindeki beyanı birlikte değerlendirildiğinde, tasfiye konu 3 nolu bağımsız bölümün alımında 102.000.00 TL paranın babası tarafından davalıya verildiğinin kabulü gerekmektedir. Bu paranın evlilik birliği içinde davalı tarafından babasına iade edildiği ispat edilememiştir.
Mahkemece yapılacak iş, öncelikle taşınmazın edinme tarihi itibariyle değeri tespit edilerek bu değer ile davalının babası tarafından verilen paranın oranlanması neticesinde, TMK 230 maddesi hükmü gereği davalı lehine denkleştirilecek kısmı belirlemek, bundan sonra yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda varsa artık değer olup olmadığına göre davacının katılma alacağının hesaplanması gerekirken taşınmazın tamamının edinilmiş mal olarak kabulü ile yazılı şekilde hüküm tesisi hatalıdır.
3- Davalı vekilinin faiz başlangıç tarihine ilişkin temyiz itirazlarına gelince: Davacı lehine yat ve araç yönünden hükmedilen alacak, katılma alacağı niteliğindedir. TMK.239/son maddesinde; "...aksine anlaşma yoksa tasfiyenin sona ermesinden başlayarak katılma alacağına ve değer artış payına faiz yürütülür...” hüküm altına alınmıştır. Yargıtay"ın ve Dairemizin kökleşmiş uygulamalarına göre tasfiye tarihi karar tarihidir. Mahkemece, karar tarihinden itibaren alacağa faiz yürütülmesi gerekirken, dava tarihinden itibaren faiz yürütülmüş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) ve (3) nolu bentte gösterilen nedenlerle davalı vekilinin yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1). bentte gösterilen nedenle reddine, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 1.480,00 TL Avukatlık Ücreti"nin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalıya verilmesine, taraflarca HUMK"nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın temyiz edene iadesine, 14.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.