(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi 2019/61 E. , 2019/7608 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı gerçek kişiler vekili, 09.04.2013 tarihli dilekçesiyle; müvekkillerinin maliki olduğu 124 ada 3 sayılı parselin bir kısmının kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı gerekçesiyle tapu kaydının bir kısmının 2013 yılında kesinleşen mahkeme kararıyla iptal edildiğini beyan ederek; fazlaya ilişkin hak saklı kalmak kaydıyla 10.000,00.-TL. maddi tazminatın "tapunun iptali tarihinden itibaren" işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı Hazineden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacılar vekili 25.02.2014 tarihli harçlandırılmamış ıslah dilekçesiyle tazminata ilişkin istemini arttırarak toplamda 665.502,00.-TL"nin "Dava tarihinden itibaren işletilecek en yüksek banka mevduatı faiziyle" birlikte tahsili isteminde bulunmuştur.
Tazminat istemine dayanak 124 ada 3 parsel sayılı taşınmaz arsa vasfıyla ve 5.088,00 m2 yüzölçümüyle tapuda kayıtlı iken Kocaeli 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.11.2011 gün ve 2010/448 E. - 2011/524 K. sayılı kararıyla taşınmazın kısmen kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı gerekçesiyle 3.521,17 m2"lik bölümünün tapu kaydı iptal edilerek, bu bölümün tapudan terkinine karar verilmiş, karar Yargıtay denetiminden geçerek 05.12.2013 tarihinde kesinleşmiştir.
Mahkemece; bozma öncesindeki 17/04/2014 tarihli 2013/506 E. - 2014/225 K. sayılı gerekçeli kararda; davanın kabulüne, 665.502,00.-TL"nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, dava tarihinden geçerli olmak üzere yasal faiz uygulanmasına karar verilmiş, hükmün davalı Hazine vekilince temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 24.12.2014 tarih, 2014/16057 E. - 2014/31359 K. nolu ilamıyla; "...veraset ilamında mirasçı olarak görünen ..."ın vekiline verdiği vekaletnamenin dava dilekçesine ekli olduğu ve mahkemece tam paya göre hüküm kurulduğu halde, maddi hata sonucu adı geçen kişinin dava dilekçesinde ve gerekçeli karar başlığında davacılar arasında gösterilmemesinin doğru olmadığı, ancak bu yanılgının giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği gerekçesiyle, gerekçeli karar başlığının davacılar bölümüne (...) isminin eklenmesine, hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiş, "düzelterek onama" ilamına yönelik olarak süresi içerisinde davalı Hazine vekilince karar düzeltme talebinde bulunulmuş, 22.01.2015 tarih ve 29244 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu"nun işbölümüne ilişkin 19.01.2015 tarih ve 2015/8 sayılı kararı gereğince, karar düzeltme incelemesi yapma görevi Dairemize ait olmakla, bu kez Dairemizin 21.12.2015 tarih, 2015/10678 E. - 2015/12936 K. sayılı ilamıyla "...Somut olayda, dava dilekçesinde 10.000.-TL. olarak açıklanan tazminat talebinin, 25.02.2014 tarihli dilekçeyle davacı vekilince 665.502,00.-TL"ye arttırıldığı, ancak ıslah harcının yatırılmadığı, buna göre, mahkemece, ıslah harcını tamamlamak üzere davacılara süre ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken harcı yatırılmayan ıslah beyanına değer verilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının usûl ve kanuna aykırı olup bozma nedeni olduğu gerekçesiyle, davalı Hazine vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulüyle Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 24/12/2014 gün ve 2014/16057 E. - 2014/31359 K. sayılı onama kararının kaldırılarak, 17/04/2014 gün ve 2013/506 E. - 2014/225 K. sayılı yerel mahkeme kararının bozulmasına" karar verilmiş, mahkemece uyulan bozma ilamı sonrasında davacı vekilince bakiye alacak yönünden ek dava açılarak bakiye harcın bu suretle ikmal edilmesi ve asıl dava ile ek davanın birleştirilerek yargılamaya devam olunması neticesinde;
Mahkemece; davanın kabulüne, 10.000.-TL tazminatın 05/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile tapudaki ve veraset ilamlarındaki hisseleri nazara alınarak davacılara ödenmesine,
Birleşen 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/192 E. sayılı dava dosyası bakımından; davanın kabulüne, 722.403,36.-TL tazminatın 05/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile tapudaki ve veraset ilamlarındaki hisseleri nazara alınarak davacılara ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 1007. maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, davacı adına kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleşmesinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde eldeki davanın açılmasına ve arsa nitelikli taşınmaza emsal metodu kullanılarak değer belirlenmesinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 18/12/2019 günü oy çokluğu ile karar verildi.
KARŞ I OY YAZISI
Davacılar vekili, 09.04.2013 tarihli dava dilekçesiyle; müvekkillerinin maliki olduğu 124 ada 3 sayılı parselin bir kısmının kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı gerekçesiyle tapu kaydının bir kısmının 2013 yılında kesinleşen mahkeme kararıyla iptal edildiğini beyan ederek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL maddi tazminatın "tapunun iptali tarihinden itibaren" işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı Hazineden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacılar vekili 25.02.2014 tarihli harçlandırılmamış ıslah dilekçesiyle tazminata ilişkin istemini arttırarak toplamda 665.502,00 TL"nin "Dava tarihinden itibaren işletilecek en yüksek banka mevduatı faiziyle" birlikte tahsili isteminde bulunmuştur.
Tazminat istemine dayanak 124 ada 3 parsel sayılı taşınmaz arsa vasfıyla ve 5.088,00 m² yüzölçümüyle tapuda kayıtlı iken Kocaeli 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.11.2011 gün ve 2010/448 E. - 2011/524 K. sayılı kararıyla taşınmazın kısmen kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı gerekçesiyle 3.521,17 m²"lik bölümünün tapu kaydı iptal edilerek, bu bölümün tapudan terkinine karar verilmiş, karar Yargıtay denetiminden geçerek 05.12.2013 tarihinde kesinleşmiştir.
Mahkemece; bozma öncesindeki 17/04/2014 tarihli 2013/506 E. - 2014/225 K. sayılı gerekçeli kararda; davanın kabulüne, 665.502,00.-TL"nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, dava tarihinden geçerli olmak üzere yasal faiz uygulanmasına karar verilmiş, hükmün sadece davalı Hazine vekilince temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 24.12.2014 gün ve 2014/16057 E. - 2014/31359 K. nolu ilamıyla; "... gerekçeli karar başlığının davacılar bölümüne (...) isminin eklenmesi…” suretiyle hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiş, "düzelterek onama" ilamına yönelik olarak da sadece davalı Hazine vekilince karar düzeltme talebinde bulunulmuş, karar düzeltme incelemesini yapan Dairemiz tarafından yapılan inceleme sonucunda verilen 21.12.2015 gün ve 2015/10678 E. - 2015/12936 K. sayılı ilamıyla "…davacı vekilince ıslah suretiyle tazminat miktarı 665.502,00.-TL"ye arttırıldığı, ancak ıslah harcının yatırılmadığı, buna göre, mahkemece, ıslah harcını tamamlamak üzere davacılara süre ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken harcı yatırılmayan ıslah beyanına değer verilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının usûl ve kanuna aykırı olup bozma nedeni olduğu gerekçesiyle, davalı Hazine vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulüyle Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 24/12/2014 gün ve 2014/16057 E. - 2014/31359 K. sayılı onama kararının kaldırılarak, 17/04/2014 gün ve 2013/506 E. - 2014/225 K. sayılı yerel mahkeme kararının bozulmasına" karar verilmiştir. Mahkemece uyulan bozma ilamı sonrasında davacının ıslah harcını yatırmak yerine, vekilince 10.000.-TL dışındaki bakiye alacak yönünden ek dava açılarak bakiye harcın bu suretle ikmal edildiği, bu davanın asıl dava ile birleştirilerek yargılamaya devam olunması neticesinde bu kez mahkemece davanın kabulüne, 10.000.-TL tazminatın 05/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile tapudaki ve veraset ilamlarındaki hisseleri nazara alınarak davacılara ödenmesine, birleşen 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/192 E. sayılı dava dosyası bakımından; davanın kabulüne, 722.403,36.-TL tazminatın 05/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile tapudaki ve veraset ilamlarındaki hisseleri nazara alınarak davacılara ödenmesine karar verilmiş, bu hüküm de yine sadece davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece ilk verilen kararda 665.502,00.-TL"nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine dair karar sadece Hazine tarafından temyiz edilmiş, 5. Hukuk Dairesi tarafından bu karar onanmış, Hazinenin karar düzeltme talebi üzerine ıslah harcının yatırılmadığı gerekçesiyle Dairemizce bozulmuş ve mahkemede bu bozmaya uymakla Hazine lehine bu miktar üzerinden kazanılmış hak oluşmuştur. Zararın miktarı konusunda herhangi bir bozma olmadığı için bu miktar tarafları bağlayıcıdır. Davacı tarafın bozma doğrultusunda ıslah harcını yatırmak yerine ayrı bir dava açması ve burada mahkemenin ayrı bir bilirkişi raporu aldırarak bu kez alacak miktarını 722.043,00.-TL"ye yükseltmesi hem kazanılmış hak ilkesine hem de TMK’nın 2. maddesinde ifadesini bulan dürüstlük kuralına aykırılık teşkil eder. Zira ilk kararı sadece Hazine temyiz etmiştir ve ortaya çıkan bu durum temyiz eden Hazinenin aleyhine bir durumdur. Temyiz, kamu düzeninin gerektirdiği haller dışında temyiz edenin aleyhine bir sonuç doğurmaz. Ancak somut olayımızda, Hazinenin aleyhine bir durum ortaya çıkmıştır. Bu nedenle mahkemece birleştirilen dava kapsamında verilebilecek tazminat miktarı 665.502,00.-TL ile sınırlı olması gerekirken 722.043,00.-TL"ye karar verilmesi yerinde olmadığından sayın çoğunluğun onama yönündeki kararına iştirak edemiyorum.