Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/2607
Karar No: 2020/3027
Karar Tarihi: 15.09.2020

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2017/2607 Esas 2020/3027 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2017/2607 E.  ,  2020/3027 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen 15.09.2020 gün ve saatte temyiz eden ... mirasçıları vekili Avukat ... geldi. Aleyhine temyiz istenilen taraftan gelen olmadı. Gelenin yüzüne karşı duruşmaya başlandı. Sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Yargıtay bozma ilamında özetle; "Mahkemece, taşınmazın öncesinin miras bırakan ..."a ait olduğu, sağlığında bağışlayarak zilyetliğini davacıya devrettiği gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetlik konusunda, keşif sırasında dinlenen yerel bilirkişi ve tanık sözleri ile tutanak içeriğine yansıyan tespit bilirkişisi beyanları arasında aykırılık bulunduğu halde bu aykırılık giderilmeden karar verilmiş olmasının ve dosya içerisinde bulunan Kadastro Mahkemesinin 2008/69 Esas, 2010/253 Karar sayılı kesinleşen ilam örneğine göre, aynı taşınmazlar hakkında Orman İdaresi tarafından da, davacı ve davalı aleyhine açılan dava sonucunda, taşınmazın bir bölümü için Hazine adına orman vasfıyla tescile karar verildiği ve Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin denetiminden geçerek 11.08.2011 tarihinde kesinleştiği anlaşıldığı halde bu ilamın taraflar yönünden kesin hüküm oluşturacağının göz ardı edilmesinin" isabetsizliğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kesin hüküm nedeniyle usulden reddine, 102 ada 468 parsel sayılı taşınmazın mahkemenin 2008/69 Esas, 2010/253 Karar sayılı kesinleşin kararı gibi tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, yargılama sırasında ölen davacı ... mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Davacı tarafından, 102 ada 468 parsel sayılı taşınmaz ile birlikte başkaca taşınmazlar hakkında miras yoluyla gelen hakka ve murisinin sağlığında yaptığı paylaştırmaya dayalı olarak davalı ... aleyhine Mahkemenin 2008/120 Esasına kaydedilen davanın açıldığı, Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın, 1.parağrafta da anlatıldığı üzere, Dairemizin 18.12.2012 tarihli ilamı ile, diğer 102 ada 453 parsel sayılı taşınmaz ile birlikte araştırma ve incelemeye yönelik olarak bozulduğu, bozma üzerine dava dosyasının Mahkemenin 2013/16 Esas sırasına kaydolunduğu ve bilahare 102 ada 468 parsel sayılı taşınmaz yönüyle tefrik kararı verilerek şimdiki 2017/4 Esas sırasına kaydedildiği ve temyize konu hükmün verildiği anlaşılmaktadır.
    Mahkemece eldeki dava yönünden kesin hüküm teşkil ettiği kabul edilen ilamın incelenmesinde; Orman İdaresi tarafından 102 ada 468 ve 453 parseller ile başkaca taşınmazlar hakkında, orman oldukları iddiasıyla, Kadastro Mahkemesinin 2008/69 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığı, yargılama sonunda 102 ada 453 parsel hakkındaki davanın reddine, taşınmazın tespit gibi tesciline, 102 ada 468 parsel hakkındaki davanın ise kısmen kabulü ile fen raporunda (A) ile gösterilen bölümünün orman niteliği ile Hazine adına, (B) ile gösterilen bölümünün ise tespit gibi tesciline karar verildiği, bu hükmün, Yargıtay 20 Hukuk Dairesi"nin 2010/12255 Esas sayılı ilamıyla onandığı ve karar düzeltme yoluna başvurulmaksızın 2011 tarihinde kesinleştiği, söz konusu 2008/69 Esas sayılı dosyada, yalnızca orman iddiası yönünden yargılama yapılıp davanın sonuçlandırıldığı, eldeki dava dosyasının ise (tefrikten önce ilk esasa kaydolunan 2008/120 Esas sayılı dosya) orman idaresinin açtığı 2008/69 Esas sayılı dava dosyasıyla birleştirilmeksizin bağımsız olarak yürütüldüğü, diğer bir anlatımla, kesin hüküm teşkil ettiği kabul edilen davanın, tarafları, iddia ve sebepleri yönünden eldeki davadan farklı olup, sırf dava konusu edilen parsellerin aynı olmasının üstelik 102 ada 468 parselin (B) bölümünü orman olmadığının belirlenmesi karşısında 2008/68 Esas sayılı dosyanın 468 parselin orman olmayan kısmı yönüyle eldeki dosya açısından kesin hüküm oluşturmasının hukuken mümkün bulunmadığı anlaşılmakta olup, yerel mahkemece 2008/68 Esas sayılı dosyaya atıf yapılarak kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru bulunmamaktadır.
    Diğer yandan; öncesinde çekişmeli taşınmazla birlikte dava konusu edilen 102 ada 453 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki hükmün de Dairemizin 18.12.2012 tarihli ilamıyla aynı şekilde araştırma ve incelemeye dayalı olarak bozulduğu, dava dosyasının bozma sonrasında 2013/16 Esas sırasına kaydolunduğu, Mahkemece bozma ilamına uyulup yargılama yapılırken gerekçesiz ve usul ekonomisine aykırı olarak eldeki davanın konusu olan 102 ada 468 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki davanın tefrikine karar verildikten sonra 2013/16 Esas sayılı dosyada yargılaması devam eden 102 ada 453 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki davanın da kesin hüküm nedeniyle reddine karar verildiği, davacının temyizi üzerine dosyanın Dairemizin 2018/2402 Esasına kaydolunduğu, iş bu dosya ile aynı gün temyiz incelemesinin yapıldığı ve hükmüne uyulan bozma ilamının gereğinin yerine getirilmesi için kararın bozulduğu anlaşılmaktadır.
    Hal böyle olunca; Mahkemece, öncelikle eldeki davanın, 102 ada 453 parsel hakkında görülen dava ile birleştirilmesi ve daha sonra hükmüne uyulan Dairemizin 18.12.2012 tarih 2012/6755-11075 Esas-Karar sayılı bozma ilamı doğrultusunda, taşınmazın orman dışında kalan bölümü yönüyle tüm deliller toplanmak suretiyle işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, bu husus göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup davacı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile dava konusu 102 ada 468 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki usul ve yasaya aykırı hükmün BOZULMASINA, Yargıtay duruşması için belirlenen 2.540,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, duruşmada kendisini vekil ile temsil ettiren davacı tarafa verilmesine,
    peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.09.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi