Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/2402
Karar No: 2020/3033
Karar Tarihi: 15.09.2020

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2018/2402 Esas 2020/3033 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2018/2402 E.  ,  2020/3033 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen 15.09.2020 gün ve saatte temyiz eden ... mirasçıları vekili Avukat ... geldi. Aleyhine temyiz istenilen taraftan gelen olmadı. Gelenin yüzüne karşı duruşmaya başlandı. Sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Yargıtay bozma ilamında özetle; "Mahkemece 102 ada 453 parsel sayılı taşınmazın öncesinin miras bırakan ..."a ait olduğu, sağlığında bağışlayarak zilyetliğini davacıya devrettiği gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetlik konusunda, keşif sırasında dinlenen yerel bilirkişi, tanık sözleriyle, tutanak içeriğine yansıyan tespit bilirkişisi beyanları arasında aykırılık bulunduğu halde bu aykırılık giderilmeden karar verilmiş olmasının isabetsizliğine" değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda temyize konu; 102 ada 453, 459, 469, 104 ada 5, 11, 125 ada 23 parsel sayılı taşınmazlar hakkındaki davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, yargılama sırasında ölen davacı ... mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1- Öncesinde dava konusu olan 102 ada 459, 469, 125 ada 23 ve 104 ada 5 parsel sayılı taşınmazlar hakkında, Mahkemece 28.03.2012 tarihli hükümle davanın reddine karar verildiği, davacı tarafça aleyhinde olan bu taşınmazlara ilişkin hükmün temyiz edilmeyip, davanın kabulüne karar verilen 102 ada 468 ve 453 parsel sayılı taşınmazlar yönüyle davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 18.12.2012 tarih 2012/6755-11075 Esas, Karar sayılı ilamı ile, çekişmeli 102 ada 468 ve 453 parseller hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda eksik araştırma ve inceleme nedeniyle bozulduğu ve dosyanın şimdiki 2013/16 Esasına kaydolunarak bozulan parseller yönüyle yargılamaya devam edildiği, diğer bir anlatımla 102 ada 459, 469, 125 ada 23 ve 104 ada 5 parseller hakkındaki önceki günlü hükmün kesinleştiği halde yeniden yargılama konusu yapılarak kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiştir.
    Çekişmeli 104 ada 11 parsel sayılı taşınmaz hakkında Mahkemece yukarıda anılan 28.03.2012 tarihli hükümde davanın kabulü ile 1/3 payın davacı adına, 2/3 payın davalı adına tesciline karar verildiği, hükmün davalının temyizi üzerine Dairemizin 18.12.2012 tarihli ilamı ile onandığı, karar düzeltme yoluna başvurulmadığı, böylece temyiz incelemesinden geçmek suretiyle 104 ada 11 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki yerel mahkemenin 28.03.2012 tarihli kararının kesinleşmiş olduğu halde, yeniden yargılama yapılarak kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiştir.
    Diğer yandan Orman İdaresi tarafından 102 ada 469, 453, 125 ada 23 ve başkaca taşınmazlar hakkında taşınmazların orman olduğu iddiasıyla Kadastro Mahkemesinin 2008/69 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığı, yargılama sonunda bu parseller yönüyle davanın reddine, taşınmazların tespit gibi tesciline karar verildiği ve Yargıtay 20. Hukuk Dairesi"nin 2010/12255 Esas sayılı ilamıyla onandığı, karar düzeltme yoluna başvurulmaksızın hükmün 2011 tarihinde kesinleştiği, 2008/69 Esas sayılı dosyada yalnızca orman iddiası yönüyle yargılama yapılıp sonuçlandırıldığı, eldeki dosyanın ise 2008/69 Esas dosyasıyla birleştirilmeksizin bağımsız olarak yürütüldüğü, diğer bir anlatımla eldeki dosya ile tarafları, iddia ve sebepleri yönüyle farklı olup, sırf dava konusu edilen parsellerin aynı olmasının üstelik bu taşınmazların orman olmadığının belirlenmesi karşısında 2008/68 Esas sayılı dosyanın kesin hüküm oluşturması hukuken mümkün bulunmadığı halde yerel mahkemece 2008/68 Esas sayılı dosyaya atıf yapılarak kesin hükümün varlığının kabul edilmesi doğru bulunmamaktadır.
    Hal böyle olunca; Mahkemece, 102 ada 450, 469, 125 ada 23 ve 104 ada 5 ve 104 ada 11 parsel sayılı taşınmazlar hakkında verilen 28.03.2012 tarihli önceki günlü hükmün kesinleşmiş olması nedeniyle, bu parseller hakkında hiç hüküm kurulmaması gerekirken, kesinleşmiş mahkeme kararına aykırı olacak şekilde kesin hüküm nedeniyle davanın reddine dair hüküm kurulması isabetsiz olup, davacılar vekilinin temyiz tirazlarının bu nedenlerle kabulü ile 102 ada 450, 469, 125 ada 23 ve 104 ada 5 ve 104 ada 11 parsel sayılı taşınmazlar hakkındaki usul ve yasaya aykırı hükmün BOZULMASINA,
    2- Davacılar vekilinin 102 ada 453 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Mahkemece 28.03.2012 tarihli kararla, davacının davasının kabulü ile taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmiş, davalı ..."un temyizi üzerine, Dairemizce eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda taşınmaz hakkında Kadastro Mahkemesinin 2008/68 Esas sayılı dosyasında yargılama yapıldığı ve hükmün kesinleştiği belirtilerek davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiştir.
    Oysaki; yukarıda 1. bendin 2. paragrafında da anlatıldığı üzere, Orman İdaresi tarafından 102 ada 469, 453, 125 ada 23 ve başkaca taşınmazlar hakkında taşınmazların orman olduğu iddiasıyla Kadastro Mahkemesinin 2008/69 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığı, yargılama sonunda bu parseller yönüyle davanın reddine, taşınmazların tespit gibi tesciline karar verildiği hükmün, Yargıtay 20. Hukuk Dairesi"nin 2010/12255 Esas sayılı ilamıyla onandığı ve karar düzeltme yoluna başvurulmaksızın 2011 tarihinde kesinleştiği, söz konusu 2008/69 Esas sayılı dosyada yalnızca orman iddiası yönünden yargılama yapılıp davanın sonuçlandırıldığı, eldeki dava dosyasının ise 2008/68 Esas dosyasıyla birleştirilmeksizin bağımsız olarak yürütüldüğü, diğer bir anlatımla kesin hüküm teşkil ettiği kabul edilen davanın, tarafları, iddia ve sebepleri yönüyle eldeki davadan farklı olup, sırf dava konusu edilen parsellerin aynı olmasının, üstelik bu taşınmazların orman olmadığının da belirlenmesi karşısında 2008/68 Esas sayılı dosyanın kesin hüküm oluşturmasının hukuken mümkün bulunmadığı anlaşılmakta olup, yerel mahkemece 2008/68 Esas sayılı dosyaya atıf yapılarak kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru bulunmamaktadır.
    Diğer yandan; öncesinde dava konusu olan 102 ada 468 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki hükmün de Dairemizin 18.12.2012 tarihli ilamıyla aynı şekilde araştırma ve incelemeye dayalı olarak bozulduğu, bozma ilamında Kadastro Mahkemesinin 2008/68 Esas sayılı dosyasına atıf yapılarak, 102 ada 468 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının orman niteliği ile tesciline karar verildiği de göz önünde bulundurulmak suretiyle, diğer bir anlatımla orman sayılmayan kısım yönüyle eldeki dosyanın tarafları arasındaki uyuşmazlığın çözümlenmesi gereğine değinildiği ve mahkemece bozma ilamına uyulup yargılama yapılırken gerekçesiz ve usul ekonomisine aykırı olarak 102 ada 468 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki davanın eldeki dosyadan tefrikiyle 2017/4 Esas sırasına kaydedilerek kesin hüküm nedeniyle reddine karar verildiği, davacının temyizi üzerine Dairemizin 2017/2607 Esası üzerinden, iş bu dosya ile aynı gün temyiz incelemesinin yapıldığı ve hükmüne uyulan bozma ilamının gereğinin yerine getirilmesi için bozulduğu anlaşılmaktadır.
    Hal böyle olunca; Mahkemece öncelikle, 102 ada 468 parsel hakkındaki davanın, eldeki dava ile birleştirilmesinin beklenilmesi ve daha sonra hükmüne uyulan Dairemizin 18.12.2012 tarih 2012/6755-11075 Esas, Karar sayılı bozma ilamı doğrultusunda, tüm deliller toplanmak suretiyle işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, bu husus göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile çekişmeli 102 ada 453 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki usul ve yasaya aykırı hükmün BOZULMASINA, Yargıtay duruşması için belirlenen 2.540,00 TL vekalet ücretinin aleyhine temyiz olunan taraftan alınarak, duruşmada kendisini vekil ile temsil ettiren davacı tarafa verilmesine, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.09.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi