Abaküs Yazılım
Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/1147
Karar No: 2022/432
Karar Tarihi: 10.03.2022

BAM Hukuk Mahkemeleri Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1147 Esas 2022/432 Karar Sayılı İlamı


T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1147
KARAR NO : 2022/432

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : ... (...)
ÜYE : ... (...)
ÜYE : ... (...)
KATİP : ... (...)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/03/2020
NUMARASI : 2018/862 Esas, 2020/320 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 10/03/2022
YAZIM TARİHİ : 10/03/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 04/03/2020 tarih ve 2018/862 Esas, 2020/320 Karar sayılı kararının istinaf incelemesinin davacı vekili tarafından istendiği, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

- K A R A R -

Davacı vekili: keşidecisi ....Alüminyum Dekorasyon Ltd. Şti., lehtarı ... Tente Dek. San. Tic. A.Ş. olan .... tarihli ... bedelli çekte yer alan keşideci imzasının müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını ileri sürerek müvekkilinin çek nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Vekili; müvekkilinin ünvanının kurulduğu tarihten bu yana ....Tente Dekorasyon San. Ve Tic. A.Ş. olduğunu, görüldüğü gibi sadece ünvanı değil şirket türü dahi farklı olduğunu, adresi de ....olmadığını, ... Köyü .. Osb ... Cd. No:...... olduğunu, bu nedenle davanın öncelikle husumet yönünden reddini talep ettiğini, zira davalının isim ünvan ve şirket türü ve faaliyet adresi ile müvekkilin bilgileri tamamen farklı olduğunu, dava dilekçesinin müvekkil tarafından taraflarına henüz verilmediğini, davacı taraf, müvekkil davalı ile herhangi bir hukuki ya da ticari ilişkisinin olmadığını beyan ettiğini ve borçlu olmadıklarına dayanak olarak gösterdiğini, oysa bono, poliçe, çek vb kıymetli evraklar sebepten mücerret olduğunu, davacının bu yöndeki iddialarının hukuki mesnetten yoksun olduğunu, taraflarınca yapılan inceleme de herhangi bir icra takibine rastlanılmadığını, ancak gözden kaçmış olma ihtimali olduğunu, davacının bu yönde bir bildirimde bulunmadığını, bildirimde bulunulduğunda bahse konu dosya ile ilgili beyanda bulunma haklarını saklı tuttuklarını, dava konusu olan çek aslı taraflarınca incelenemediğini, cevap verme süreleri kısıtlı olduğunda ve verilen süreye rağmen gerekli araştırma tamamlanamadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.

Mahkemece; dava konusu çeki bankaya ibraz eden ve karşılıksızdır işlemine muhatab olan dava dışı 3. kişi olduğu, bu halde davalının davacıya karşı ödeme istediğine ve takip başlatılacağına dair herhangi bir emare bulunmadığı, hal böyle iken hamil konumunda bulunmayan davalıya çeki mahkemeye sunması için (imza incelemesi yapılmak üzere) süre vermenin mümkün olmadığı, cirantalar içinde yakın ödeme tehdidinde bulunabilecek kişinin son ciranta olduğu, son cirantanın davalıya yönelttiği ve borcun tahsil edilip davalının davacıya rücu edeceğine dair bir durum söz konusu olmadığı, bu açıdan hukuki menfaat de olmadığı, davanın son cirantaya karşı yöneltilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın husumet yokluğu nedeniyle reddi gerekmiştir.

Davacı Vekili; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, yargılama sırasında davalı tarafın vekilince sunulan beyan dilekçelerinde çekin kendilerinde olup-olmadığını beyan etmediklerini, aksine taraflarınca yapılacak inceleme neticesinde mahkemeyi bilgilendireceklerini ifade ettiklerini, davanın sahteciliğe dayalı menfi tespit davası olması nedeniyle, çek üzerinde imza incelemesi yapılabilmesi için davalı taraftan dava konusu edilen çek aslı istenildiğini, çek aslının sunulması için davalı tarafa 23.01.2020 tarihli celse de çek aslını sunması için 2 haftalık kesin süre verildiğini, çeki elinde bulunduranın davalı olduğunu, kesin sürenin sonuçlarını anlatır, usulüne uygun şekilde davalı / alacaklı tarafa muhtıra çıkartılmış olduğunu, bu muhtıranın davalı tarafa, 04.02.2020 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı / alacaklı tarafından yasal 2 haftalık kesin süre içerisinde çek aslı sunulmadığını, ispat yükü altndaki davalı / alacaklı .....Tente A.Ş'nin kesin süreye rağmen çek aslı kesin süreye rağmen süresinde sunulmaması nedeniyle, davalı / alacaklı ispat yükünü yerine getiremediğini ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması talebi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

İnceleme; 6100 sayılı HMK'nın 355. Maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.

Dava, menfi tespit talebine ilişkindir.

Dosyada mevcut .....A.Ş....Şubesinin 19.12.2018 tarihli cevabi yazısı ekinde bulunan dava konusu çek suretinin incelenmesinde keşidecinin davacı, lehtarın davalı ... .... A.Ş., cirantaların ise sırasıyla ... Tente A.Ş., ... Tekstil Ltd. Şti., ...Yapı Elemanları A.Ş. ve ....Branda Ltd. Şti. oldukları anlaşılmaktadır. Ayrıca sözkonusu 19.12.2018 tarihli cevabi yazıda, çekin muhatap bankaya son hamil ... Branda tarafından ibraz edildiği ve karşılıksız işlemi gördüğü belirtilmiştir. Türk Ticaret Kanunu'nun 818. Maddesi yollamasıyla çekler hakkında da uygulanması gereken 726. Maddesinde;
"Poliçe bedelini ödemiş olan kişi kendisinden önce gelen borçlulardan;
a) Ödemiş olduğu tutarın tamamını,
b) Ödeme tarihinden itibaren bu tutarın faizini,
c) Yaptığı giderleri ve
d) Poliçe bedelinin binde ikisini aşmamak üzere komisyon ücretini,
İsteyebilir" düzenlemesi bulunmaktadır. Bu madde hükmüne göre dava konusu senedin son hamilinin davacıdan senet bedelini talep etmesi mümkün olduğu gibi, senedin son hamiline çek bedelini ödemesi halinde davalı lehtarın da davacıdan senet bedelini talep etme hakkı doğacaktır. Bu nedenle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitini talep etme hakkının bulunduğu tartışmasızdır. Nitekim davalı vekili karar tarihinden sonra verdiği 05.03.2020 tarihli dilekçesi ile çek aslının kendilerinde bulunduğunu ve muhabere yolu ile mahkemeye gönderildiğini beyan etmiştir. Bu nedenle mahkemenin davalının pasif husumetinin bulunmadığı, davacının davalıya karşı menfi tespit davası açmakta hukuki yararının da bulunmadığı yönündeki gerekçeleri, maddi vakıaya ve yukarıda belirtilen TTK 726. Maddesinde aykırılık teşkil etmektedir.

Mahkemece, davalı tarafça dava konusu çekin kendilerinde olduğu beyan edilmeden önce muhatap banka tarafından çek hamilinin .... Branda Ltd.Şti. olduğu belirtildiği halde çekin davalı şirket tarafından ibraz edilmesi için kesin süre verilmesi, kesin süre verildiği ihtarının Tebliğat Kanunu'nun 11. Maddesinde yer alan "Vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır" düzenlemesine aykırı olarak davacı şirket yetkilisine yapılması da doğru olmamıştır.

Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,
2-Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 04/03/2020 tarih ve 2018/862 Esas, 2020/320 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin karar harcı olarak alınan harcın isteği halinde davacıya İADESİNE,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dair, HMK'nın 353. maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 10/03/2022

...
Başkan
...
(e-imzalıdır)
...
Üye
...
(e-imzalıdır)
...
Üye
...
(e-imzalıdır)
...
Katip
...
(e-imzalıdır)





NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. "5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur."



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi