16. Hukuk Dairesi 2016/12961 E. , 2020/3035 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında, ... İlçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan ve yörede 1972 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında taşlık olarak tescil harici bırakılan taşınmazlar, 29.09.2014 tarihinde ihdasen 410 ve 411 parsel numarasıyla tarla vasfıyla malik hanesi davalı bırakılarak tapuya tescil edilmiş, daha sonra 2015 yılında yapılan toplulaştırma çalışmaları ile ihdasen oluşan 410 parsel sayılı taşınmazın, 05.06.2015 tarihinde tapuya tescil edilen dava konusu 108 ada 2 parsel sayılı toplulaştırma parselinin 16811/21648 hissesini teşkil ettiği ve bu payın davalı olduğu tapu kaydında belirtilerek; 4837/21648 hissesi ise dava dışı kişi adına, ihdasen oluşan 411 parsel sayılı taşınmazın ise 05.06.2015 tarihinde tapuya tescil edilen dava konusu 122 ada 4 parsel sayılı toplulaştırma parselinin 49433/117941 hissesini teşkil ettiği ve bu payın davalı olduğu belirtilerek; 68508/117941 hissesi ise dava dışı kişiler adına tapuya tescil edilmiştir. Davacı ... öncesi tescil harici bırakılan, yargılama sırasında tapuya tescil edilen taşınmazların davalı payları hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği iddiasıyla, adına tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulü ile, çekişmeli 122 ada 4 parsel sayılı (eski 411) 49.433,14 metrekare yüzölçümlü susuz tarla niteliğindeki taşınmazın malik hanesinde yer alan "davalıdır" ibaresinin kaldırılarak davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, 108 ada 2 parsel sayılı (eski 410) 50.433,33 metrekare yüzölçümlü taşınmazın malik hanesinde yer alan "davalıdır" ibaresinin kaldırılarak davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazlar üzerinde davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; bir arazinin niteliğini ve kullanım durumunu en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarının incelenmesi olduğu halde, mahkemece hava fotoğraflarından yöntemince yararlanılmamış, taşınmazı kapsayan 1984 uçuş yılına ait hava fotoğrafı üzerinde taşınmazların niteliklerine ve kullanım durumlarına ilişkin herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın, çekişmeli taşınmazın yeri gösterilmekle yetinilmiş, ziraatçı bilirkişi kurulundan, taşınmazların öncesinin ne olduğunu, taşınmazlarda imar-ihya işlemi yapılıp yapılmadığını, yapılmış ise imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını ve kullanım durumunu kesin olarak belirleyen bilimsel verilere dayalı gerekçeli rapor alınmamış, dosya içerisinde yer alan ve soyut kanaatleri içeren bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulmuş olması nedeniyle yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yetkili bulunmamaktadır. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece öncelikle, dava konusu (eski 410 ve 411 nolu) 108 ada 2 ve 122 ada 4 parsel sayılı taşınmazları içerir, dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait en az üç ayrı zaman dilimine ilişkin stereoskopik hava fotoğrafları açıkça tarihleri yazılmak suretiyle getirtilerek dosya ikmal edilmeli, bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile jeodezi ve fotogrametri mühendisi, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve teknik bilirkişinin katılımı ile yeniden keşif yapılmalı ve yapılan bu keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, taşınmazların geçmişte ne durumda bulundukları, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandıkları, kime ait oldukları, kimden ve nasıl intikal ettikleri, imar-ihyaya konu edilip edilmedikleri, imar-ihyaya konu edilmişlerse ihyanın ne zaman başlayıp bitirildiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı; teknik bilirkişiden, keşfi takibe elverişli şekilde krokili rapor alınmalı; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, taşınmazların toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerlerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmazlar üzerindeki bitki örtüsünü, taşınmazların imar-ihyaya konu olabilecek yerlerden olmaları halinde, imar-ihyaya konu olmaya başladıkları ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir, komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da içerir, önceki ziraat bilirkişisi raporunu irdeleyen, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde, taşınmazların sınırlarını ve niteliğini, taşınmazlarda imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı; bu suretle dava tarihine kadar 3402 sayılı Yasa’nın 14 ve 17. maddesinde öngörülen koşulların davacı taraf yararına gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmeli; bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalı Belediyeye iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.09.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.