12. Hukuk Dairesi 2016/11279 E. , 2016/20828 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Borçluların temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Tarafların iddia ve savunmalarına, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere ve kararın gerekçesine göre borçluların temyiz itirazlarının reddine,
2-Alacaklının temyiz itirazlarına gelince;
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de,
İİK"nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendi gereğince, borçlunun "haline münasip” evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki “aile” terimi, geniş anlamda olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. İcra mahkemesince, borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli olan bedel ve haczedilen taşınmazın değeri bilirkişilere tespit ettirildikten sonra, haczedilen taşınmazın değeri, haline münasip meskenin temini için gerekli olan bedelden fazla ise, haczedilen taşınmazın satılmasına ve satış bedelinden haline münasip meskeni temin için gerekli olan miktarın borçluya bırakılmasına, kalanının alacaklıya ödenmesine karar verilmelidir.
Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan ve ikamet için zorunlu öğeleri içeren bir meskenin dışındaki yerler, maddede öngörülen amaca aykırıdır. borçluların görev ve sıfatı, kendisinin yukarıda belirlenenden daha görkemli bir meskende ikamet etmesini gerektirmez.
Somut olayda; meskeniyet şikayetine konu taşınmazın değerinin tespiti için mahkemece alınan bilirkişi raporunda, borçluların payına düşen payların her birinin değerinin 164.000,00 TL olduğunun beyan edildiği, borçluların her birinin haline münasip mesken değerinin ise 160.000,00 TL olduğu belirlenmiştir.
Raporda, borçluların haline münasip evin, hangi semtlerden bulunabileceğine dair bir tespitin yapılmadığı, daha mütevazi koşullara sahip semtlerde, haline münasip ev değerinin belirlenmesi konusunda açık ve net bir değerlendirmenin bulunmadığı, borçluların bakmakla yükümlü oldukları kişiler ile sosyal ve ekonomik durumun gözönüne alınarak denetime elverecek şekilde açıklanmadığı anlaşılmaktadır. Rapor bu hali ile hüküm kurmaya elverişli değildir. Zira, takip hukukunda asıl olan borcun ödenmesi olup, borçluların mutlaka meskeniyet şikayetinde bulunduğu yerde veya o yere yakın bir yerde meskeninin bulunması zorunlu değildir. Bu nedenle borçluların daha mütevazi niteliklere sahip yerlerde haline münasip meskeni edinebileceği miktarın belirlenmesi zorunludur.
O halde, mahkemece, borçluların bakmakla yükümlü oldukları kişilerin ve sosyo- ekonomik durumlarının tespitine yönelik zabıta araştırması sonucu da nazara alınmak suretiyle bilirkişilerden ek rapor alınarak, borçluların bulunduğu yerden daha mütevazi koşullara sahip yerlerde haline münasip evi alabilecekleri değerin net bir şekilde belirlenerek, bu tespitten sonra borçluların haline münasip evi alabileceği miktar, mahcuzun değerinden az ise mahcuzun satılarak, borçluların haline münasip ev alması için gerekli bedelin kendilerine, artanın alacaklıya ödenmesine, satışın borçluların haline münasip ev alabileceği miktardan az olmamak üzere yapılmasına karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yetersiz rapora dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
Öte yandan bilirkişi raporunda borçluların haline münasip mesken alabilecekleri değerlerin her bir borçlu için 160.000,00 TL olarak beyan edilmesine rağmen mahkemece, borçluların paylarının değeri olan 164.000,00 TL"nin esas alınarak karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.